25- Gelmemiş!

304 33 13
                                    

Nihayet cevap gelmemişti. Umarım bu defa sözlerim dank etmiştir beynine de rahat bırakır beni diye ümit ederek masaya oturdum. Yemeğimi yedikten sonra yatağa uzandım. Onu hayal ediyordum. Nasıl biriydi acaba diye kalbimde kelebekler uçuşuyordu.

Hayal üstüne hayal kurarken uyumuştum. Sabahın ilk güneşi gözlerime vurduğu an yerimden fırlayıp saate baktım. Daha çok erkendi ama yerimde duramıyordum. Elimi yüzümü yıkayıp kremledim. Dinç ve güzel gözükmeliydim bugün.

Kahvaltı hazırla ye topla derken öğle vakti gelmişti. Hazırlanıp makyajımı yaptım. Saçlarıma maşa yapıp bozulmaması için spreyledim. Artık hazırdım. Cüzdan ebatındaki çantamı alıp evden çıktım.

Bekle bekle gelmiyordu taksi. Gelen de değişim saati diyordu almıyordu ne yazık ki.

- Taksi mi bekliyorsun kızım?

- Evet.

Yaşça büyük bir bey halime acımış almıştı beni taksisine. Nihayet çay bahçesine gelmiştim. Zaten 20 dakikalık mesafedeydi. Rüzgara maruz kalmamak için yürümeyi tercih etmedim.

Saat tam 14:00 idi. Etrafa bakındım beyaz giysili kimse yoktu. Oturup beklemek istemedim. Lavabo tarafına geçip gelmesini bekledim. Erkenden gelmiş meraklı meraklı bekliyor izlenimi vermek istemiyordum. Ve nihayet beyaz ile lacivert karışımlı takım elbiseli biri sandalyeyi çekip oturdu. Sanırım bu olmalıydı. Kıyafeti tamamen beyaz olmasa da yoğunluk o tondaydı. 

Bir kaç dakika sonra çantasından bir karton çıkardı ve masaya koydu. Üzerinde Hak Yolcusu yazıyordu. İşte budur dedim içimden. İyiki saklanmışım aksi taktirde bu atmosferi yaşayamayacaktım. Yavaşça yürümeye başladım.

-Hak yolcusu?

Hemen ayağa kalkıp tebessüm etti.

-Eftelya?

-Evet.

-Buyur otur diyerek sandalyemi çekti.

Oturdum kendisini incelemeye koyuldum. Genç ve dinamikti.

-Nasılsın?

- İyi sen?

-Ben de iyiyim. Seni gördüm daha iyi oldum. Demeden de geçemeyeceğim. Çok güzelmişsin...

...

HÜZÜN [Texting] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin