Make Me Believe✔

~sekiz

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutamyın 💋💜🌸
____________________________________________________________

Mutluluk: bütün özlemelere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadetlik olarak tanımlanır, ama herkese göre değişirmiş.

Kimisini çikolata, kimisini aşk, kimisini kitap, kimisini de arkadaşları mutlu eder.

Çok değişmiş bu zamana kadar mutluluğun tanımı ama genç kız hâlâ bulamamış aradığı mutluluğu.

Durmamış ama devam etmiş bulmak için.

~

Kızlarla Jennie'nin evine geldiğimiz an hızlıca ayakkabılarımı çıkartmış ve üzerimde ki kabanı askıya astıktan sonra kendimi dirket Jennie'nin odasının yanında bulunan misafir odasına atmıştım.

Jennie yalnız yaşıyordu bu yüzden bazı zamanlar onunla birlikte kalıyorduk.

Ailesi iki yıl önce Londra'ya taşınmıştı, iki yıldır da yalnızdı.

O kadar yorgundum ki istediğim tek şey yirmi dört saat boyunca uyumaktı.

Bir hafta boyunca bir gösteriden çıkıp diğerine gitmiştim, bunun yanında eve gelince dershanem için olan ödevlerimi bitirmekle uğraşıyordum.

Bir de Jungkook konusu vardı.

Konuyu açıp açmamak konusunda fazla kararsızdım çünkü ona karşı bir şey hissedip hissetmediğimi bilmiyordum.

Aynı zamanda kırılmaması için ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum.

Üzerimde ki kıyafetlerden kurtulduktan sonra çantamda ki pijamalarımı giymiş ve kendimi yatağa atarak uzun bir uyku için gözlerimi kapatmıştım.

4 Gün Sonra

Sadece, sadece en az öğlene kadar uyumak istiyorudum, aşağıda sessiz olduklarını düşünerek kavga eden Jennie ve Lisa ikilisini gidip boğmak sonrada güzel uykuma devam etmek istiyordum.

Belki hatırlayıp susarlar diyerek bir on dakika daha yatağın içinde boş boş tava bakmıştım, beş gündür Jennie'nin evindeyde kalıyorduk ve uyumak istediğimi biliyorlardı ama onlar hâlâ buna devam edince hızlıca üzerime örttüğüm beyaz yorganı bir kenara fırlatmış ve pembe tavşan şeklinde ki terliklerimi ayağıma geçirdiğim gibi, tipimin ne hâlde olduğunu bile düşünmeden odadan çıkmıştım.

Merdivenlerden aşağıya baktığımda tam giriş kapısının önü, yani merdivenlerin başlangıcında kavga eden ikiliyi görmüştüm.

Merdivenlerden indiğim gibi ikisinin ellerinde olan kaşıkları elime almış sonrasında da Lisa'yı kolundan tuttuğum gibi salonda oturan Yugyeom'un yanına, Jennie'yi de Taehyung'un yanında oturtmuştum.

Tek bir kelime etmeden mutfak masasının üzerine kaşıkları bırakıp odama geri dönmek için merdivenlerden çıkmaya başladığımda, aklıma gelen şeyle yerimde kala kalmıştım.

Herkes ama herkes evdeydi ve ben bu tipimle aşağı inmiştim.

Ellerimi saçlarıma atıp çekiştiriken bir yandan kendime laf söylüyor bir yandan da odama gidiyordum.

Odaya adımımı atar atmaz kapıyı kilitlemiş sonrasında ise duvarla olan ve sonsuzluğa uzanabilecek kadar uzun olan bakışmamıza başlamıştım.

Karnımın guruldamasıyla daha fazla burada duramayacağımı anlayarak eşyalarımı yerleştirdiğim dolaptan kıyafet seçmeye başlamıştım, ne giyeceğime karar verdikten sonra banyoya gitmiş ve hızlıca sıcak bir duş almıştım.