~altı

579 33 1
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutamyın 💜🌸💋
____________________________________________________________

Mutluluk; mutlu olmak için ne gerekirdi.

Bir arkadaş, bir aile, bir ev, bir sevgili veya senin kanını taşıyan birisi.

~

Kızları zorlamam sonucunda şuan okulumuzun kütüphanesinde oturmuş test çözüyorduk.

Neden buraya bu kadar az geliyorduk anlamıyordum, çünkü fazlasıyla güzel bir kütüphanemiz vardı. Bir spor salonu büyüklüğünde.

Pencere tarafına dizilmiş on büyük ve uzun sıranın birincisinde oturuyorduk ve bu şu demek oluyordu, gelen geçen herkesi göreceğiz ve soğuktan öleceğiz Chaeyoung'da buna dayanamayınca burdan gideceğiz düşüncesiydi.

Fakat ben gitmeye hiç niyetli değildim, bu yüzden üstüme açık kahverengi tonlarında olan kalın kabanımı giymiş bacaklarıma ise diz battaniyemi örtmüştüm, beni etkileyen tek şey gelen geçen insanların ayak sesleriyken diğerleri soğuktan donuyor olmalıydı.

Resmen kendi kazdıkları kuyuya kendileri düşmüşlerdi.

Açıkcası kızları çokta umursadığım söylenemezdi, gitmek istiyorlarsa şuan bensiz gidebilirlerdi.

Evet ısrar etmiştim gelmeleri için ama soğuktan dolayı doğru düzgün ne kitap okuyabiliyorlardı ne de test çözebiliyorlardı, bir nevi hiçbir şey yapmıyorlardı ve gitmeleri mantıklı olurdu.

Önümdeki fizik kitabını kapattıktan sonra kızlara dönmüş ve "Hadi kalkın kafeteryaya gidelim" dediğimde Lisa'nın gözlerinde ki o parılıtıyı görmüş ve gülmemek için kendimi zor tutmuştum.

Hemen eşyalarımızı toparladıktan sonra kütüphanenin kafeteryasından aldığımız ve bitirdiğimiz kahvelerimizi çöpe atmış ve kütüphaneden çıkmıştık.

Bilinmezle aramda geçen olayın üstünden bir hafta geçmişti. Benim aklımda hâlâ Jungkook'u uzun bir sorguya çekmek vardı ama bunu yapacak vaktim dahi olmuyordu.

Bale hayatıma tekrar girdiğinden beri resmen kendime ayırcak bir zamanın kalmamıştı. Dizi dahi izleyemiyordum.

Gösteriye sadece üç gün kalmıştı heyecanlıydım ama sahneye adımımı atar atmaz o heyecanın yok olacağına adım gibi emindim.

Sabahın saat sekizde okula gidiyor, okuldan çıkıp dershaneye oradan da Fantasia'ya gidiyordum. Gerçekten yorucuydu.

Lisa'nın maçları başlamıştı, açıkçası güzel bir başlangıçtı, kazanmışlardı ve sanırım basketbol takımı gibi onlarda şampiyonluğun son yıllarında el değiştirmesini istemiyorlardı.

Okulumuz bu tür etkinliklerde her daim en iyisi olmuştu. Maçlarda, yarışmalarda kazanır. Tiyatro gösterileri en iyisi seçilir. Fotoğraf sergisinde olan fotoğraflar ise her daim en iyisi olurdu.

Çoktan kafeteryaya gelmiş, kahvelerimizi almış ve burda rahat bir şekilde test çözmeye başlamıştık.

Benim ise tek düşüncem bunca eşyayı tek başıma nasıl sınıfa götüreceğimdi.

Yaklaşık elli soru çözdüğümde telefonumu açmış ve saate bakmıştım. Ders zilinin çalmasına az kaldığını görünce kızlara sınıfa gidip eşyalarımı bırakacağımı söylemiştim.

Dersimiz müzikti ve kendi sınıfımızda işlenen bir ders değildi, bu yüzden müzik sınıfına gitmemiz gerekiyordu.

Yavaş ve dikktali bir şekilde merdivenleri çıkarken, önüne bakmayan salağın teki gelmiş bana çarpmış ve bende dahil olmak üzere elimde ki her şeyin yere düşmesine sebep olmuştu.

Make Me Believe✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin