~yirmi iki

282 21 6
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın💜💋🌸

İki bin olmuşuz🎉🎉
____________________________________________________________

Evden çıkarken yaptığım kısa telefon görüşmesini saçma bulmuştum başlarda fakat şimdi aklımdan çıkmıyordu.

Annem ve babam neden böyle bir şey istesinlerdi ki bunun yanı sıra gelen maile bakmaya dahi korkuyordum, yapmam gerekir miydi? Bakmalı mıydım?

"Chaeyoung, kızım sevmedin mi yemeği, tabağına dokunmamışsın bile." Karşımda oturan Bayan Kim'in sesi ile duvara sabitlediğim bakışlarımı zorlukla çekmiş ve karşımda ki güler yüzlü kadına bakmıştım.

Sahi ne demişti o, bir şeyler söylemişti ama zihnim o kadar doluydu ki sesler uğultu gibi geliyordu. "Üzgünüm dalmışım, ne demiştiniz Bayan Kim."  Karşımda ki güzel kadın yüzünde ki gülümsemeyi daha da büyüttükten sonra konuşmuştu.

"Yemek diyorum, dokunmamışsın tabağına sevmedin mi? Sevmediysen başka bir şey yapmalarını söyleyebilirim."

"Aaa, yok güzel olmuş sadece bir şey bir şey düşünüyordum da." Tekrar gülümsemiş ve onaylar bir şekilde kafasını salladıktan sonra annem ile olan konuşmasına dönmüştü.

Cidden neden bu kadar çok gülüyordu ki, Bayan Kim genel olarak ciddi bir kadındı ne kadar bana bir anne edasıyla yaklaşsa bile öyle çok gülümsemezdi. Bir şeyler ters gidecek gibi hissediyordum.

Karşı çaprazımda oturan Jennie'ye baktıktan sonra başımı dolu yemek tabağına eğmiş ve yemekle bakışmaya başlamıştım.

Midem bulanıyor, karnım ağrıyordu. Sevdiğim yemeklerdi hepsi ama yiyemiyordum, yemek istemiyordum.

Günlerdir yemek porsiyonlarım azalmıştı, yemek yiyordum ama bir etki etmiyordu.

Elimde ki bıçağıb tabağın sağ tarafına, çatalı da sol tarafına bıraktıktan sonra karşımda ki duvara bakamaya devam etmiştim.

"Ben aile doktorunuz Hwang In Yeop"  "Test sonucunu mail olarak gönderdik"  "Cevap alamayınca arama gereği duyduk"
"Bayan Park, Bayan Park, aile doktorunuzum."

Düşünmekten delirecektim gerçekten, dayanamayıp ayağa kalkmıştım, tüm bakışlar bana çevirilince gerginlikle dudaklarımı aralamış ve konuşmuştum. "Şey lavaboya gideğim de, devam edin siz."

Büyük ve gösterişli yemek odasından çıktıktan sonra kapıda ki görevlilere lavabonun yerini sormuş ve onların eşliğinde lavaboya gitmiştim.

Bakmalı mıydım? Ne çıkabilirdi ki en fazla. Ya önemli bir şeyse, hastaysam...

Bedenim gerginlikle titriyordu şuan yanımda olmasını istediğim tes kişi Jungkook'du.

Titreyen ellerimi saçlarıma götürerek geriye attıktan sonra derin bir nefes almıştım, nefes alamıyor gibiydim. Sahneye çıkarken bile böyle olmamıştım.

Jungkook'u aramalı mıydım? Evet aramamalıyım.

Ceketimin cebinden kulaklığımi ve telefonumu çıkarttıktan sonra Jungkook'u aramaya başlamıştım bir yandan da kulaklıklarımi takıyordum.

Sesini duyunca bile bir huzur serpilmişti içime "Efendim güzelim."  Derin bir nefes almış ve konuşmuştum, şuan sadece bana şarkı söylemesini istiyordum.

"Jungkook rica etsem bana şarkı söyler misin?"

"Şimdi mi? Sen iyi misin? Bir şey mi oldu?"

Make Me Believe✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin