~yirmi altı

260 18 0
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın💜💋🌸
===============================================

Klasik bir okul günü olarak devam ediyordum güne, tek fark üstümde ki bakışlardı.

Okula geldiğimden beri sayamadığım kadar çok kişi yanıma gelmiş ve nasıl olduğumu sormuşlardı. Hepsi boş havalı, düşünceli görünmek için yapılan davranışlardı.

Eğer bugün okula gelmeseydim haberleri olmasına rağmen Lisa ve Jisoo dışında arayan veya mesaj atan dahi olmazdı, olay tamamen sevgilime mükemmel birisiymişim gibi görüneyim çabasıydı.

Bunların yanında Jungkook'un yanına gidip benim gerçek bir ailem olmadığını bu yüzden benden ayrılması gerektiğini söyleyen pek çok kişi görmüş ve duymuştum. Salaklar.

"Çıkışta sinemaya gidelim mi?"

"Bilmem Chaeyoung sen dersin" belli belirsiz bir şekilde Jisoo'ya kafamı sallamıştım ama ne söylediğinden haberim dahi yoktu, o kadar derin düşüncelere sürüklenmiştim ki.

Annemler ile konuşman gerekiyor değil mi? Ama nasıl yapacağım bunu, karşıma geçip olan biten her şeyi anlatmalarını, onca gerçeği kaldırabilecek miydim? Kiminle yaşayacaktım peki, Kim ailesinin evide mi, oraha hiç alışık değildim ki ben.

Ryujin kimdi peki, o benim kardeşim değilse kimdi?

Kollarımı masaya koyduktan sonra başımı da sağ koluma yaslayarak boş boş bakmaya başlamıştım etrafa.

"Chaeyoung şu kahveni içer misin artık, yakında zil çalacak"

"Jennie nerede?" Diye aniden sorduğumda ikiside yüzüme bakmıştı bir süre en sonunda Jisoo "Bilmiyoruz" diyerek cevap vermişti.

"Şimdi siz ikiz misiniz yani, ne kadar garip" Lisa'nın söylediği şey ile tam ağzımı açıp konuşacaktım ki Jisoo'nun Lisa'nın koluna vurması ve sinirli bakışlar atmasıyla ben de susmuştum.

"Ben sınıfa gidiyorum, görüşürüz." Diyerek kahvemi ve test kitaplarımı aldıktan sonra masadan kalkmış ve kafetaryadan çıkmak için yürümeye başlamıştım.

Geçen tonlarca ders, hiçbiri doğru düzgün dinleyememişken okul çıkışı gelmişti bile.

"Seninle gelelim mi? Hem Jungkook nerde?"

Omuzlarımı silktikten sonra gözlerimi kapatarak "Gelir birazdan Jisoo, işi çıkmıştır."

"Tamam gidiyorum o zaman ben, dikkat et kendine"

Ufak bir mırıldanmayla o'nu onayladığımı belli ettikten sonra Jisoo gözden kaybolana dek aynı yerde durmuş ve Jungkook'u bekliyorum bahaneme devam etmiştim.

Okul çıkışından önceki teneffüste Jungkook'a okul çıkışı ailem ile konuşmaya gideceğimi söyleyip bensiz gitmesini istemiştim.

Yaslandığım ağaçtan bedenimi çekmiş ve derin bir nefes aldıktan sonra yürümeye başlamıştım.

Nereye gideceğimi bilmiyordum, sessiz sakin bir yere gidip düşüncelerimi mi toparlamalıydım yoksa eve gidip onlarla konuşmalı mıydım?

İsteksiz bir şekilde öylesine yürüyordum, evimin mahallesine geleceğimden habersiz. Durduğum evin kapısına bir süre baktıktan sonra derin bir nefes alarak kapıyı çalmış ve beklemeye başlamıştım.

Kapıyı heyecanla açan anneme karşı soğuk bakışlarımı göndermekten çekinmemiş ve kapının önünden çekilmesiye sıcak eve girmiştim. Yağmur yağıyordu dışarıda soğuk ve ıslaktı bu yüzden ama ev sıcak, kuru ve samimiydi yağmura zıt olarak.

Make Me Believe✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin