20

102 5 0
                                    

KONUKLAR

21 Mayıs sabahı Albert de Morcerfin Roma'da iken Monte Kristo Kontuna randevu verdiği Helder sokağındaki evde, genç adamın sözünü yerine getirmesi için hazırlık yapılıyordu.

Albert de Morcerf büyük bir avlunun 'köşesinde, müştemilat olarak kullanılan başka bir binanın karşısındaki bir bölümde oturuyordu. Bu evin sadece iki penceresi sokağa bakıyordu, geri kalanların üçü avluya öbür ikisi karşılıklı olarak bahçeye açılıyordu.

Bu avlu ile bahçe arasında, imparatorluk mimarlığmin kötü zevkine göre yapılmış Kont ve Kontes de Morcerfin oturduğu geniş ve modaya uygun konut yükseliyordu.

Konağın sokağa bakan tüm cephesi boyunca, üstüne aralıklı olarak çiçek saksılarının konduğu, önemli kişilerin girişi için kullanılan mızrak biçimi yaldızlı demirlerden büyük bir parmaklığın ortadan böldüğü bir duvar bulunuyordu; kapıcı kulübesine neredeyse bitişik küçük bir kapı hizmetlilerin ya da yürüyerek girip çıkan ev sahiplerinin geçişi içindi.

Albert'in oturması için ayrılmış bu küçük evin seçiminde, oğlundan ayrılmak istemeyen, ama yine de vikont yaşındaki genç bir erkeğin tümüyle özgür olmaya ihtiyaç duyacağım anlayan bir annenin ince öngörüsü fark ediliyordu. Ûte yandan şunu da söylemeliyiz, burada, iyi aile çocuklarımnki gibi özgür ve aylak bir yaşamı seven genç adamın zekice bencilliği de göze çarpıyordu, öyle ki, kuşlar gibi altın bir kafeste yaşıyordu sanki.

Sokağa bakan iki pencere sayesinde Albert de Morcerf dışarıda olup bitenlerden haberdar oluyordu. Görüş alanından, bu alan sokak da olsa, insanların geçtiğim her zaman görmek isteyen gençler için dışarının görüntüsü o kadar gereklidir ki! Keşiflerini yaptıktan sonra eğer bu keşifler daha derin bir araştırmayı hak ediyor gibi görünürse Albert de Morcerf kendini araştırmalarına vermek için, kapıcının kulübesinin yanında olduğunu belirttiğimiz kapıya simetrik ve özel olarak anılmayı hak eden küçük bir kapıdan çıkabilirdi.

Bu kapı evin yapıldığı günden bu yana sanki herkesin unuttuğu, son derece gizli ve tozlu oluşundan sonsuza kadar kapatıldığı izlenimi veren, ama özenle yağlanmış kilidine ve menteşelerine bakıldığında gizlice ve sürekli kullanıldığı anlaşılan bir kapıydı. Bu küçük sinsi kapı Binbir GeceMasallarındaki mağaranın ünlü kapısmdakine benzer en tatlı seslerle söylenmiş, Ali Baba'nın büyülü "açıl susam açıl"ı gibi birkaç gizemli sözcük ya da dünyanın en ince parmaklarıyla yapılmış uygun birkaç tıkırtı yoluyla açılarak öbür iki kapıyla yarışıyor, kapıcı ile alay ediyor, onun açıkgözlülüğünü ve yargısını geçersiz kılıyordu.

Bu küçük kapının bağlandığı ve bekleme odası yerine geçen geniş ve sakin bir koridorun sonunda, sağda Albert'in avluya bakan yemek odası, solda bahçeye bakan küçük salonu bulunuyordu. Sık ağaçlar, tırmanıcı bitkiler pencerenin önünde yelpaze gibi genişleyerek giriş katındaki bu iki odayı saygısız bakışlardan koruyordu.

Birinci katta da bu iki oda aynı şekilde korunmuş, ama bekleme odasının üstüne üçüncü bir bölüm eklenerek kat büyütülmüştü.

Aşağıdaki salon, içinde sadece Cezayir tipi divanlar olan, sigara içenlere ayrılmış bir odaydı.

Birinci katın giyinme odası yatak odasına açılıyor, görünmez bir kapıyla da merdivene bağlanıyordu. Görüldüğü gibi tüm önlemler alınmıştı.

Bu birinci katın üstünde alçak duvarlar ve bölmelerle büyütülmüş, sanatçının züppeyle çekiştiği cehennemi olan geniş bir atölye bulunuyordu. Burası Albert'in art arda tüm heves ettiklerinin balık istifi durduğu ve barındığı yerdi, av boruları, kontrbaslar, flütler ile tam bir orkestra vardı, çünkü Albert'in bir süreliğine, müzik yeteneği değil, ama müzik hevesi olmuştu; resim sehpaları, paletler, pastel boyalar vardı çünkü müzik hevesinin ardından resim konusunda bir üstünlük duygusu yaşamıştı; flöreler, boks eldivenleri, iki ağzı keskin kılıçlar ve her tür değnekle doluydu; ve sonunda bulunduğumuz dönemin modasına uyan gençlerin geleneğini izleyen Albert de Morcerf, müzikte ve resimde göstermediği kadar sonsuz bir sebatla görgünün esasını oluşturan bu üç sanatı, yani eskrim, boks ve değneği geliştiriyordu ve tüm beden alıştırmalarına ayrılmış bu odaya art arda Grisier'yi, Cooks'u ve Charles Leboucher'yi konuk ediyordu.

Monte Kristo KontuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin