HAKARET
Bankacının kapısında Beauchamp Morcerf i durdurdu.
"Bakın," dedi ona, "biraz önce bankacının evinde size açıklama isteyeceğiniz kişinin Mösyö de Monte Kristo olduğunu söylemiştim değil mi?"
"Evet, biz de oraya gidiyoruz."
"Bir dakika Morcerf, kontun evine gitmeden düşünün."
"Neyi düşünmemi istiyorsunuz?"
"Davranışınızın ciddiyetini."
"Bu Mösyö Danglarsin evine gitmekten daha mı ciddi bir şey?"
"Evet; Mösyö Danglars paraya önem veren bir adamdı, bildiğiniz gibi paraya önem verenler, kolayca dövüşmek için ne kadar parayı tehlikeye atacaklarını çok iyi bilirler. Öbürü ise tam tersine en azından görünüşte kibar biri, ama kibar görünüm altında bir kiralık katile rastlamaktan korkmuyor musunuz?"
"Ben sadece bir şeyden korkuyorum, o da dövüşmeyecek bir adama rastlamak."
"Ah! İçiniz rahat olsun," dedi Beauchamp, "bu dövüşecektir. Hattâ ben onun çok fazla iyi dövüşmesinden korkuyorum, kendinizi kollayın."
"Dostum," dedi Albert hoş bir gülümsemeyle, "benim istediğim de bu; başıma gelebilecek en iyi şey babam için ölmektir bu hepimizi kurtarır."
"Bu annenizi öldürür."
"Zavallı annem!" dedi Albert elini gözlerine götürerek, "bunu iyi biliyorum, ama utançtan öleceğine bundan ölsün daha iyi."
"Karar verdiniz mi Albert?"
"Evet."
"Gidelim o zaman! Ama onu bulabileceğimize inanıyor musunuz?"
"Benden birkaç saat sonra gelecekti, şimdi dönmüş olmalı."
Arabaya bindiler ve arabacıya onları Champs-Elysees caddesi 30 numaralı eve götürmesini söylediler.
Beauchamp arabadan yalnız inmek istiyordu, ama Albert ona alışılmış kuralların dışına çıkmış olan bu işin, onun artık düellonun gereklerinden sıyrılmasına olanak sağladığını söyledi.
Genç adam tüm bu olanlarda o kadar geçerli bir nedenle hareket ediyordu ki Beauc-hamp'ın onun tüm isteklerini yerine getirmekten başka yapacağı bir şey yoktu: kendini Morcerf e bıraktı ve onu izlemekle yetindi.
Albert bir sıçrayışta kapıcı kulübesinden basamaklı sekiye atladı. Onu içeri alan Bap-tistin idi.
Kont gerçekten de yeni gelmişti, ama şimdi banyodaydı ve kim olursa olsun, içeri alınmasını yasaklamıştı.
"Ya banyodan sonra?" diye sordu Albert.
"Mösyö akşam yemeğini yiyecek."
"Ya yemekten sonra?"
"Mösyö bir saat uyuyacak."
"Daha sonra?"
"Daha sonra Opera'ya gidecek."
"Bundan emin misiniz?" diye sordu Albert.
"Elbette eminim; mösyö atlarının saat tam sekizde hazır olmasını emretti."
"Çok iyi," diye karşılık verdi Albert, "benim de tüm bilmek istediğim buydu."
Sonra Beauchamp'a dönerek:
"Yapacak bir işiniz varsa bunu hemen yapın Beauchamp, bu gece bir randevunuz varsa onu yarma erteleyin. Opera'ya gitmek için size güvendiğimi anlıyorsunuz. Eğer yapabilirseniz beni Château-Renaud'ya götürün."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monte Kristo Kontu
General FictionDumas klasik romanın kilometre taşlarından biri olan bu yapıtında, Doğu'ya, klasik mitolojiye ve insan psikolojisine duyduğu tutkulu ilgiyi coşkun bir anlatıda, ustalıklı diliyle harmanlıyor. "Dumas kitlelerin tutkularını paylaşmayı ve doyurmayı diğ...