HAYDEE
Kontun atlan bulvarın köşesini henüz dönmüştü ki, Albert biraz zorlama gibi olmaması için gürültülü bir kahkaha atarak konta döndü.
"Şimdi size Kral IX. Charles'ın Saint-Barthelemy'den sonra Catherine de Medicis'ye sorduğu gibi bir şey soracağım: 'Oynadığım küçük rolü nasıl buldunuz?'
"Hangi konuda?" diye sordu Monte Kristo.
"Hasmımm Mösyö Danglars'ın evine yerleşmesi konusunda..."
"Hangi hasım?"
"Hay Allah, hangi hasım olacak? Korumanız altına aldığınız Mösyö Andrea Cavalcanti." "Ah! Kötü şakalar yapmayın vikont; ben Mösyö Andrea'yı korumuyorum, en azından Mösyö Danglars'ın yanında."
"Genç adamın korunmaya ihtiyacı olsaydı sizi kınayacaktım. Ama iyi ki o bana aldırmıyor."
"Nasıl! Eugenie'ye kur yaptığını mı sanıyorsunuz?"
"Bundan eminim: âşık gibi gözlerini deviriyor, âşık gibi sesler çıkararak şarkılar söylüyor; kibirli Eugenie'nin elini öpmeye can atıyor. Bakın, bir dize yaptım! inanın bu benim hatam değil. Önemi yok, yineleyeceğimi: kibirli Eugenie'nin elini öpmeye can atıyor."
"Sadece sizi düşündüklerine göre bunun ne önemi var?"
"Böyle söylemeyin sevgili kontum; iki taraf da beni hor görüyor."
"iki taraf da mı?"
"Kuşkusuz: Matmazel Eugenie bana ağzının ucuyla yanıt verdi, sırdaşı Matmazel d'Ar-milly ise hiç yanıt vermedi."
"Evet ama, baba size hayran," dedi Monte Kristo.
"O mu? Tam tersine, o benim kalbime bin hançer soktu; sapına kadar giren hançerler, doğru, trajedi hançerleri, ama o bunların bal gibi gerçek olduklarını sanıyordu." "Kıskançlık sevgi belirtisidir."
"Evet, ama ben kıskanmıyorum."
"O kıskanıyor."
"Kimi kıskanıyor? Debray'yi mi?"
"Hayır sizi."
"Beni mi? Sekiz güne kalmadan kapıyı suratıma kapayacağına bahse girerim." "Yanılıyorsunuz sevgili vikontum."
"Kanıtınız mı var?"
"Kanıt mı istiyorsunuz?"
"Evet."
"Bana Mösyö Kont de Morcerfin barona kesin bir öneride bulunmasını rica etme görevi verildi."
"Kim tarafından?"
"Baronun kendisi tarafından."
"Ah!" dedi Albert yapabildiği kadar sevimli görünerek, "Bunu yapmayacaksınız değil mi sevgili kontum?"
"Yanılıyorsunuz Albert, yapacağım, çünkü söz verdim."
"Haydi haydi," dedi Albert içini çekerek, "beni evlendirmeyi kesinlikle kafanıza koymuş gibi görünüyorsunuz."
"Ben herkesle iyi geçinmeye önem veriyorum, ama Debray'yi artık baronesin evinde görmüyorum."
"Araları açık."
"Madam ile mi?"
"Hayır mösyö ile."
"Mösyö bir şey mi fark etti?"
"Ah! Bu güzel bir şaka!"
"Onun kuşkulandığını mı sanıyorsunuz?" dedi Monte Kristo sevimli bir saflıkla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Monte Kristo Kontu
General FictionDumas klasik romanın kilometre taşlarından biri olan bu yapıtında, Doğu'ya, klasik mitolojiye ve insan psikolojisine duyduğu tutkulu ilgiyi coşkun bir anlatıda, ustalıklı diliyle harmanlıyor. "Dumas kitlelerin tutkularını paylaşmayı ve doyurmayı diğ...