Merhaba, ben Açelya Karahan. 17 yaşında bir lise 3 öğrencisiyim. Bu lisede yeni olmama rağmen ilk geldiğim gün 1 kişi de olsa ömürlük dost kazandım. Kimi zaman benim bile şok geçirdiğim olaylar oldu, kimi zaman başka dostluklar ilişkiler kazandım.. belkide lise sandığınız kadar cehennem gibi değildir? dediklerimi sadece liseyi okuyanlar anlar.
Bir sonbahar günü.
Annemin neden beni bu yeni taşındığımız, bilmediğim koca şehirde yakın değilde evimizden uzak bir okula yazdırır ki! Anlam veremeyerek ve servisi kaçırdığıma sinirlenip kendi içimden söylene söylene hızlı adımlarla okula doğru yürüyordum. Sonbaharın yaklaşan yağmurunun rüzgarı yüzünden üşümekten burnum ve ellerim sızlıyordu. Ah Açelya! Ne olurdu ki kış uykusuna yatmasan.. hayır anlamıyorumda ayı mısın mübarek bir insan 4 alarmı hiç mi duymaz ya. Nasıl bir insanım bilmiyorum ama birgün uykum yüzünden ilerde çok devamsızlık yaparım diye korkuyorum.
***********
Okula vardığımda dersin başlamasına 10 dakika vardı. Aferim Açelya yetiştin helal olsun. Hemen sınıfa girdim ve nerde kaldın der gibi bakan okula ilk geldiğimden beri tek arkadaşım olan Bade'ye baktım ve yanına oturdum. "Şey.."
"Yine uyuya kaldın değil mi.. seninle napıcaz biz Açelya! Daha 2 haftadır burdasın ama şimdiden 3 devamsızlığın var maşallah."
Dudaklarım yana kıvrıldı ve mahcup şekil elimde değil bakışlarıyla ona baktım. Kestane renginde kısa saçlarını geriye atıp bal rengi gözleri yumuşadı ve gülümsedi.
"Tamam anlıyorum, ama dikkat et hep kış uykusuna yatma minik ayıcık."
İkimizde gülüp bir süre konuştuktan sonra hocanın gelmesiyle ders başladı. Tam dersin ortasında her okulda olan keko ve popüler serseri çocuklar vardır ya, heh tam o öküzler içeri daldı. Hoca artık alışmış yahu yine mi der gibi bıkkınlıkla baktı.
"Gençler hep geç kalınmaz ama bu kaç oldu! Artık şu serseri tipinizden vazgeçin yoksa bu okuldan attıracağım sizi."
Diye uyarsada nerdee.. onlar söz mü dinler hocam ya? Adam öldürür bunlar adam. Tiplere bak! Birinin kravat açık, birinin gömleğinin düğümleri açık, birinin saçlar kuş yuvası gibi, birinin eller kollar yara içinde.. O çocuğa yaralı reis lakabını bile taktım kendi içimden. Herneyse diye geçiştirip onlara bakmayı kesip önüme döndüm ve o çocuklarda hocaya göz devirip kendilerini salmış oturuşta, kitapları önüne koyup ama hiçbir şekil dokunmasalar bile yerlerine geçtiklerinde ders devam etti.
Teneffüste
Bade ile açlıktan ölen şekil kantine gidip 2 sucuklu tost ve yine 2 tane meyve suyu aldıktan sonra masalardan birine oturup konuşmaya başladık. Bir süre konuştuktan sonra konu derslere geldi derslerden sonrada sınıfımızdaki serseri, çete gibi dolaşan çocuklara geldi.
"Ya kızım, şu serseri çocuklar var ya bizim sınıftakiler, ne kadar sinir bozuyor! Derste sen kitaba gömüldün ama senin o meşhur yaralı reis dediğin çocuk hep arkamızda kavga planları konuşup durdu. Midem bulandı resmen ne acımasız serseri bunlar daha 17 yaşındalar.. nasıl kıyabiliyorlar, nasıl bu kadar yetenekli ama tek yumrukta bayıltan insanı korkutan şekil dövüşüyor bunlar.. üstelik okulda yani müdürde üşenmiyor uyarıyor atsana direkt okuldan! beni müdür yapacaklar varya.."
Söylenen Bade'yi sustırmak için yemeğimi bitirip yuttuktan sonra ona baktım.
"Ay Bade! Ne çene var sende sakin ol. Yaptılarsa yaptılar bizene boşver bize yapmıyorlar sonuçta. En azından adam öldürecek tip olsada öldürmüyorlar zaten bizim elimizden gelen birşey yok."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karşı Karşıya | Tamamlandı
Teen Fictionİnsan denen varlık ne olursa olsun yaşamak zorundaydı. Bir kere düşerseniz, arkanızdan koşan sorunlar üstünüze çıkmaya başlar ve asla kalkamazsınız. Ben çok düştüm, çokta kalktım. Öyle şeyler yaşadım ki, hayat bana yaşamayı bir zorunluluk olarak değ...