5. BÖLÜM "Düşmek"

144 70 138
                                    

Düşmüştüm, hemde çok fena. Yere çakılmıştım resmen.. o ışığı kaybetmiştim. 3 yıl boyunca kurduğum, yeni yeni hayatı öğrenmeye başladığım anda, yeni iyileştiğim zamanda.. tüm kurduğum düzenler, ayağa kalkma çabaları, 3 yılki iyileşme süreci, kendime geldiğim anlar. Hepsi yıkıldı. Hepsi. Benim kafamda herşey yıkıldı, deprem oldu, sarsıldım, düştüm, yere çakıldım. Bunu kimse görmedi ve bilmedi. Ama bir kişi dışında..

*************************************

Ateş Kaya. (Bir kısmı Ateş'in ağzından okuyacaksınız anlamında ;))

Eve gitmek için yürürken birden Bade ile Açelya'yı gördüm, önce izledim çünkü hiç ama hiç hareket etmiyorlardı. Sonra Açelya'nın bir adamın onun adını söylemesi ile geriye doğru gittiğini gördüm ve hızla gidip tuttum. Bayılmıştı ve gözyaşları içerisindeydi, yere çökemeyeceğimiz için kucağıma aldım.. Ne oldu lan böyle?

Bir Bade'ye bir adama baktım. Adam birden öfkeli baktı ve yutkundu, Bade'ye noluyor? der gibi baktım oda yutkundu. Yutkunma günü herhalde! saçma saçma hareketler. "Konuşsana! niye bayıldı lan bu kız? bu adam kim bakışıyorlar adını duyunca bayılıyor, niye ağladı?" yine yutkundu.

Ya sabır.. ama en sonunda hele şükür konuştu; "B-babası.. kalanını anlatamam bu onun hayatı sen karışamazsın." babasını görüp, ondan adını duyunca dona kalıp, hüngür hüngür ağlayıp bayıldığına göre değişik işler oluyor.. ama üstelemeyecektim çünkü cidden bananeydi ki..? herneyse, onu evine götürmem gerekti.

Babasına baktığımda oda ağlamamak için zor duruyordu ve yanındaki kadın onu tuttu, bir yere doğru gittiler. "Bade benim onu evine götürmem gerek adresi söyle gideceğiz." evet bir ara onun evine girmiştim birkaç it heriften dolayı, ama şuan adresi aklımda yoktu. "Tamam.. ama sen kalsan yanında? benim annemin yanına gitmem lazım çok hasta Açelya'yıda yalnız bırakmak istemiyorum." haklıydı aslında yalnız kalsa kötü şeyler olabilirdi, neden bu kadar çok ilgilendiğimi sorarsanız doğuştan kötü bir insan değilim, benimde vicdanım var. "Tamam."

Evine gittik ve Açelya'nın cebinden anahtarı bulup eve girdim. Evde zaten çok bir oda yoktu, girişte bir salon, salonla birleşen çokta büyük olmayan küçük bir amerikan mutfağı vardı. Üst katta 2 oda vardı ve kapısı açık olan Açelya'nınkine benziyordu. Odaya girip onu yatağa bıraktım ve odaya baktım.. sade bir odaydı aslında. Beyaz duvarlar, duvara yaslı led ışıklarla süslenmiş bir ayna, başka bir köşede çalışma masası üstünde birsürü testler, kitaplar.. anlaşılan çok çalışkan biriydi, benim tam tersime. Dersler bi yerimde değildi çünkü zaten nasıl olsa geçiyordum. Herneyse diyerek bir sandalye çekip yatağın çarprazında, dolaba yaslı şekil oturup ona baktım. Hala baygındı ve ağlamaktan gözleri kızarmış, yüzü hala ıslaktı. Ne olduğunu merak etmiyor değildim ama ilgilendirmiyor aslında. Öylece oturup uyanmasını bekleyecektim.

****************
20 dakika geçmişti, kollarım birbirine bağlı, sandalyede arkama yaşlanmış onu izliyordum. En sonunda gözlerini açtı ve bir süre bekledi. Doğrulup beni görünce şok oldu ve geri gidip yatağına yaslandı.

"Sakin ol sana zarar verecek değilim, ha neden odamdasın dersen bayılmıştın Bade'de annesi hastaymış gitmek zorunda kaldı benim burda kalmamı istedi." inanamıyormuş gibi baktı ve yutkunup kendini sıkmayı bıraktı.

Konuştu; "Sağol, ayrıca sana birşey anlattı mı?" gözlerine baktım.

"Hayır anlatmadı sadece baban olduğunu ve senin özelin olduğunu söyledi sormamla o kadar."

Oda benim gözlerime bakıp tamam dedikten sonra ayağa kalkıp yüzündeki ıslaklığı sildi, bende ayağa kalkıp ellerimi ceplerime koydum. O masanın kenarında duran çerçeveye baktı. Sanırsam aynı adamdı ve fotoğrafta kendisi, bir kadın ve o adam vardı, kadın annesiydi büyük ihtimal çok benziyorlar. Ben bunları düşünürken Açelya'nın çerçeveyi yere fırlatması ve tuz buz olan camların yere saçılma sesiyle kendime geldim. Bu krizi hatırlıyorum aslında. Onu anladığım için tepki vermedim.

Karşı Karşıya | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin