Canım yanıyor.. çok kötü çakıldım ve hala canım yanıyor. Kalktım ama canım yanıyor, neden biliyor musunuz? hala babamla aynı şehirdeyim, onu görmeye devam ediyorum, bu yaşananlar çok ağır geliyor, Ateş'in geçmişte ve şimdi yaşadıkları benimde canımı yakıyor, Ateş gitti, ve bu süreçtede kardeşimle tanıştım. Herşey üst üste ve çok hızlı gelişmişi. Evet benden ağır olanlarda var halime şükür ama benimkilerinde kolay olmadığını unutmayın ve beni öyle tanıyın. Canım acısa bile hala ayaktayım ve tırmanabilirim..
*******************************
Artık bir kardeşim mi vardı? suçsuz olduklarını bile bile kabullenmek zordu. Daha fazla duramadım ve çömelsem bile dizlerimi yere koydum, o bana sarılmaya devam ediyordu. Annesi ise sessizce ağlamaya başlamış mahcup mahcup bakıyor, Bade ise hala şokta bir annesine bir bize bakıyordu.
"Rahatsız oluyorsan çok özür dilerim.. sadece bizden nefret etme."
Konuşan annesine çevirdim bakışlarımı;
"Etmem, rahatsızda olmadım. Kendini üzme, ve bence o adamdan kurtar kendini. Geleceği için boşanmıyorsun sende haklısın ama düşündümde sizede aynılarını yapar diye korkuyorum."
Daha sonra Kübra'nın bana hala sarıldığını fark ettim, titremeye başlayan ellerimle bende ona sarıldım. Bu minik çocuğun bir suçu yoktu aslında ama kaderinde şanssızlık vardı. Babası benim babamdı, şerefsiz bir adamdı.. o kadar çok ağır geliyordu ki ona baba dememek, şerefsiz demek, bize bunları yaşatması. Tek isteğim bu iki masumu üzmemesiydi.
Kübra ile yavaşça sarılmayı bıraktık, o annesinin yanına geçti bende kalkıp Bade'nin yanında durdum. Daha sonra Bade konuştu;
"Açelya öyle biri değil, size kızmaz, suçlu olmadığınızı biliyor. Ama onu geçtimde annesi sizi affedecekmi bilemiyorum. Umarım oda affeder ve o adamı dışarda bırakırız birlik olup."
Yok artık! Annem, ben, babamın yeni karısı ve üvey kardeşim? birlik olmak güzeldi ama aynı evde yaşarsak annem için aşırı zor olurdu.. illaki alışırdık ama şuanlık bunu gerektirecek bir durum yoktu.
"Affetmese haklı, bir aralar sevdiği adamı benim yüzümden kaybetti.. neyse. Geçmişi konuşup üzdüğüm için özür dilerim, dediğim gibi sadece benden nefret etmemeni istiyorum.. hoşçakalın kendinize dikkat edin kızlar.."
ve öylece kafasını eğip kızını kucağına alıp yürüdü, gözden kayboldu.
Bizde Bade ile birbirimize baktık, daha sonra derin nefes alıp yürümeye devam ettik. Yürürken Ateş'in arkadaşlarının yanına gitme kararı aldık ve oraya doğru yola koyulduk.
Yarım Saat Sonra
Arkadaşları ile boş bir kafede buluşmuştuk, Bade belli etmese bile Samet'le beraber çok mutluydu. Hatta yan yana bile oturmuşlardı benim zorumla, az yararım dokunsun yani. Tek sorun o kadar yakın olmalarına rağmen hala sevgili değillerdi. Sessizliği Akın bozdu;
"Ee ne zaman sevgili oluonuz?" Bade ile Samet'e bakıyordu.
Gülmek istemiştim ama kendimi tutuyordum, diğerleride zar zor tutuyordu.. Samet sinirlenmiş, Bade utanmıştı. Samet'in sert ve uyarıcı sesini duyduk;
"Akın, saçma saçma konuşmasan mı arkadaşım. Asabım bozulmasın hani.."
"Ne dedik sanki, yenge diyeceğim ben Bade'ye o günde gelecek."
Dudaklarım acıyordu kendimi tutmaktan.. Bade bana ters bakışlar atsa bile gülesim geliyordu. Sonra Bade'de konuştu;
"Ne alaka be konumu yok sussanıza ya!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karşı Karşıya | Tamamlandı
Novela Juvenilİnsan denen varlık ne olursa olsun yaşamak zorundaydı. Bir kere düşerseniz, arkanızdan koşan sorunlar üstünüze çıkmaya başlar ve asla kalkamazsınız. Ben çok düştüm, çokta kalktım. Öyle şeyler yaşadım ki, hayat bana yaşamayı bir zorunluluk olarak değ...