Bölüm 17

1.9K 287 92
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


"Juvia eğitecek sanıyordum!" diye bağırdı Mithras. Bunun nedeni kubbenin dışına sesini duyurması biraz zor oluyordu. Aksi halde Mikaela'ya kızdığı ve hatta kafasında onu öldürme planları yaptığı için değildi. Hoş gerçi Juvia'nın da ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Al birini vur ötekisine.

Punk Hazard, dünya üzerindeki en güvenli bölgeydi çünkü Charlotte'un buzunu emebiliyordu. Bu arada adadaki değişiklikler de göze çarpmıyor değildi. Giderek daha da yeşillenmiş ve çiçekler açmıştı. Doğal hapishane olan ağaçlar şimdi dimdik ayakta duruyorlardı. Ayrıca kuşlar da adaya gelmeye başlamışlardı. Hatta bir iki tavşan bile vardı.

Hemen karşısında Shian kambur bir şekilde durmuş elleri ceplerinde hülyalı gözlerle omzunun arkasından bir noktaya bakıyordu. Tamam, bunun bir yanılsama olduğunu biliyordu. Onun ne kadar psikopat olabildiğini görmüş ve Mikaela'da bunu onaylamıştı ama hangisi gerçek Shian'dı ona anlayamıyordu.

Saydam kubbenin içinde yalnızca ikisi vardı. Geri kalan sevgili arkadaşları kubbenin dışında durmuş onlara bakıyordu. Erebus ve Konstantinova hariç hepsinin yüzünde halinden memnun bir ifade vardı.

"Juvia eğitecek zaten" diye cevap verdi Mikaela sakince. "Ama sana fiziksel ve tam kapasite saldırabilecek tek kişi Shian"

Bunun ne anlama geldiği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Fiziksel ve tam kapasite... Shian, onu etkisi altına alırsa burada bir asır uyurdu artık. Gerçi şuana kadar tanıştığı günahların içinde Ruth dışında kendi özelliğini kullanan kimse olmamıştı. Konstantinova dâhil hepsi kendi güçlerini oluşturmuş ve o şekilde savaşmışlardı.

Tembelliğin nasıl bir gücü olduğunu bilmiyordu. Ancak belli ki gri kalanlarından farklıydı. Derin bir nefes aldı ve kendini hazırladı. Bir süredir güçlerini kullanmıyordu. Gerçi Mithras'ın tarzı buydu. Savaşlardan kaçtığı için değil. Gerekmediği için kullanmazdı.

Shian'ın duruşu dikleşti ve gözleri onun gözlerine dikildi. İşte yine değişmişti. Dudaklarında alaycı bir gülümseme belirdi. "Gerçekten merak ediyorum" derken sesi o uyuşuk tonunu bırakmıştı. "Benden güçlü müsün yoksa benim kapasitemde misin?"

Güçlü bir ışık her ikisinin ortasında çaktı ve Shian'ın görüşünü engelledi. Mithras'ın saldırısı hızlıydı. Kılıcı bir anda onun boğazında beliriverdi. Az önceki mesafeleri yok olmuştu. Şimdi aralarında santimler vardı.

Shian'ın gözlerinde şaşkın bir bakış belirmiş olmasına rağmen duruşunu bozmadı. "Hızlısın" dedi en sonunda tekrar gülümseyerek. "Ama benim karşımda bir önemi yok"

Her ne yapacaksa onu takip edecekti. Doğru söylüyordu. Mithras çok hızlıydı. Lucifer'da kendisi gibi ışık güçlerine sahipti ancak Mithras kadar hızlı değildi.

Shian geri doğru çekildiğinde Mithras onu takip etti. Gözlerini bir an olsun ondan ayırmıyordu. Gücü her neyse bile ona fırsat vermeyecekti. Juvia'yı eğitecek ya da ona öğretecek kimse olmamıştı. Bu yüzden yoğun bir eğitim görmüştü ancak Mithras öyle değildi. Mars onu bu konuda çok sert bir şekilde eğitmişti.

"Canını aldığın her hayatın sorumluluğu senin üzerinde, çocuk" derdi ona her seferinde. "En küçüğü bile gelecekte bir yerlerde seni bulacaktır. Onlardan kaçma. Onları kabul et. Aksi halde zayıf olursun"

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 5- IŞIK TANRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin