Bölüm 19

1.8K 279 56
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


"Üç zamanlı bir şarkı, oldu onun hayatı.

Acısı çok fazlaydı, oysa çok yaşamadı.

Sen, gelip geçen ey yolcu, bir dua et ruhuna.

Cennet güçlü de olsa, toz olacak sonunda.

Bırakacak ardında, üç zamanlı bir şarkı"

Lucifer bu şarkının böyle olduğunu sanmıyordu. Ancak kadının hakkını yememek gerekiyordu. Sesi gerçekten çok güzeldi. Gerçi mahvolmanın eşiğinde duruyorlardı ve bunu düşünmenin bir yararı yoktu.

Elf diyarını tamamen buz kaplamıştı. Elfler, korku dolu bir şekilde bir tarafta duruyorlardı. Buz kalıplarının içinde sıkışıp kalan dört melek bir tarafta. Lucifer'da boğazına kadar buza gömülmüş haldeydi. Çok ciddi yaralanmıştı ama bir şekilde buz yaralarını dondurmuş ve acı çekmesini engelliyordu.

Acı içinde kabul etmek gerekirdi onun dengi değillerdi. Zamanında paganların onu nasıl hapsettiklerinden emin değildi ancak bu çok daha fazlasına gerek duyduklarını gösteriyordu. Bu savaşta bütün cennet ordularını bu kadının üzerine sürmek zorunda kalabilirlerdi.

"Lucifer" dedi kadın aniden şarkı söylemeyi bırakıp. Zaten o kadar hüzünlü bir şarkıydı ki daha fazla dinlemek istememişti. Charlotte, onun karşısında durdu ve yüzünü elleri arasına alarak başını kaldırıp kendisine bakmaya zorladı.

Onu inceliyordu. Ne aradığını bilmiyordu ama bakışlarındaki ciddiyet ve hüzün çok rahatsız ediciydi. Gerçi bu hissettiğinin kanıtı değil miydi? Evet, bu onun kanıtıydı. Kadın hissediyordu. Bu, Lucifer'a ne kazandırırdı bilmiyordu ama bakışlarından rahatsız olarak başını çevirdi.

Charlotte, geri doğru bir adım attı ve bileğini zarif bir şekilde çevirdi. Buzdan yaratılma bir taht anında arkasında belirdi. Genç kadın zarif bir hareketle oturdu ve bacak bacak üstüne attı. "Adın buydu değil mi?" diye sordu sakince.

Cevap vermek istemiyordu. Onunla konuşmak istemiyordu. Hezimetleri çok hızlı gerçekleşmişti öyle ki ne olduğunu Lucifer bile anlamamıştı. Daha önce bu kadar hızlı bir şekilde telef olduklarını hiç hatırlamıyordu. Ne günahların karşısında, ne de paganların karşısında.

Küçücük bir peri sanki kendinden çok daha ağırmış gibi bir parça böğürtleni iki eliyle taşıyarak onun etrafında gezindi. "Bir soru sorulduğunda cevap vermemek çok siyah bir davranış" dedi kızgın bir şekilde.

Bu şeyin ne olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu ama göründüğünden çok daha güçlü olduğu bir gerçekti. Onları telef eden yalnızca buz değildi. Bu küçük peri Charlotte'a arkadan gelen saldırılardan korumuştu. Renklerle yaptığı şey... Daha önce böyle bir güç görmemişti.

"Pulip" dedi Charlotte, "cevap vermek zorunda değiller." Ses tonu azarlar gibi değildi. Çok yumuşak konuşuyordu. Peri, ona doğru gitti ve buz tahtın üstüne oturup elindeki meyveyi yemeye başladı.

"Ama yine de çok siyahlar" diye söylenmeye devam etti.

Lucifer...

Güçleri ve görünüşüyle Mithras'a benziyordu. Onun daha yaşlı hali gibiydi. Buna karşılık bariz farklarla ayrılıyordu ondan. İyi bir savaşçı olduğuna şüphe yoktu ancak melek olmak onu engelleyen öncelikti.

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 5- IŞIK TANRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin