Bölüm 16

1.9K 312 73
                                    


İYİ YILLAR ARKADAŞLAR... HEPİNİZİN YENİ YILINI KUTLARIM... GEÇ KALMALAR İÇİN KUSURA BAKMAYIN... MÜSAİT OLAMADIĞIM İÇİN BÖLÜMLERİ YETİŞTİRMEKTE BİRAZ ZORLANIYORUM... HEPİNİZE MUTU HUZURLU AŞK VE PARA DOLU 2021 DİLERİM... İYİ OKUMALAR... BOL KEYİFLER... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİN GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


"Sen sözlerimin hangi kısmını anlamadın acaba!" derken Mikaela gerçekten çok kızmış gibi görünüyordu. O kadar öfkelenmişti ki Konstantinova odadan çıkmak zorunda kaldı. "Sana bana zaman kazandır dedim. Gidip kadına hakkınızda çok hikâye duydum dedin öyle mi?"

Mithras bunun ne kadar süredir devam ettiğini hesap edememişti. Dahası ne kadar daha devam edeceğini de bilmiyordu. Geldikleri andan beri Mikaela bütün enerjisini Shian'ı fırçalamaya harcamıştı ve ne yazık ki kadının enerjisi hiç bitmiyordu.

Kafası o kadar karman çormandı ki ne düşünmesi gerektiğinden bile emin değildi. Melekler aşağı indikleri anda Shian onu kolundan tutup yaka paça cehenneme açılan portola götürmüştü. Göz ucuyla Lucifer'ı gördüğünü hatırlıyordu en son.

"Benim suçumdu, Mikaela" dedi sakin bir şekilde. "Onu tutmam gerekirdi"

Mikaela, ona döndü ve bu zamana kadar gördüğü en aşağılayıcı bakışlarla baktı. "Sen" dedi sakince ve kardeşini gösterdi. "bunu tutamazdın" diye tısladı. "Oradan tembel tenekenin teki gibi durabilir ama psikopat keyfi ne istiyorsa onu yapar"

Shian, eski tembel hallerine geri dönmüştü. Kambur bir şekilde elleri ceplerinde duruyordu. "Protokolden hoşlanmam ben" diye mırıldandı kocaman bir esnemeyle. "Çok zahmetli oluyor"

O anda Mikaela, küçük kardeşine doğru atıldı ancak Torin ve Reaver onu tutmayı başardılar. Zor olduğu belli oluyordu. Eğer Mikaela onu ele geçirirse muhtemelen bir kaşık suda boğacaktı. Buna karşılık Shian yerinden bile kımıldamıyordu.

Dikkatli bakınca yüzünde minik bir gülümseme belli oluyordu. Ah, gerçekten de hiç de göründüğü gibi değildi bu adam. Her neyse bile olan biten Mikaela'nın suçuydu. Sonuçta Shian'ı yanına veren oydu. Kardeşinin karakterini iyi tanıyor olmalıydı.

"Bir şey bulabildin mi?"

Sesini özellikle yükselterek sormuştu ki bağırışları bastırabilsin. Bu Mikaela'yı biraz olsun yatıştırmış dikkatini Shian'dan çekmişti. "Şimdiki Araf" dedi sakince. "Bir zamanlar Azalin olan diyarmış. Ejderhaların yaşadığı yer şimdiki çorak topraklar"

Ah, bu bilgi çok sarsıcıydı. Göz ucuyla Erebus'a baktı. Yüzünde demirden bir maske vardı ama onunda şaşırdığını biliyordu. Mikaela'nın bahsettiği yer onun, Konstantinova'nın ve Mithras'ın eviydi.

Araf'ı bildiğinden beri boştu. Ne melekler ne de şeytanlar oraya el uzatmıyorlardı. Yalnızca her iki tarafında dokunmadığı ruhlar geziniyordu orada. Bunun haricinde uçsuz bucaksız kum tepelerinden başka bir şey yoktu.

İyi de neden Charlotte dünyaya inmek yerine oraya gitmemişti ki? Gerçi ne anlamı vardı ki bir zamanlar evi sandığı yer mahvolmuştu. Cennet bir kere daha ona savaş açabilirdi ve kurduğu evini yakıp yıkabilirdi. Muhtemelen onun kafasında önce kendisini kabul ettirmek vardı. Zorla ya da seve seve fark etmez. Cennet, ejderhaların bir kere daha hayata döndüğünü kabul etmeliydi. Aksi halde ev olarak kuracağı yer asla güvende olmayacaktı.

Bir de eşine ihtiyacı vardı. Doğum yapabilmesi için Mithras'a mecburdu. Eliyle yüzünü sıvazladı. Gerçekten de cehennemle savaşmayacağına emin olsa onunla istediği her yere giderdi ancak Charlotte bu konuda net bir şey söylemiyordu.

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 5- IŞIK TANRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin