Bölüm 14

2K 292 100
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Hayatın geri eski haline gelmesi ve bütün dünyanın buzdan kurtulması çok anlamsızdı. Neden böyle bir şey yapmıştı ki? Mithras inanamaz gözlerle altlarındaki insanlara baktı. Onlar cehennemde sıradaki hamlelerini tartışırken dünyayı özgür bırakmıştı.

Bu hamlenin nedenini düşünemiyordu bile. Neden birden geri çekilmeye karar vermişti ki? Ya da bu bir geri çekilme miydi?

Yanında her zaman Konstantinova ya da Erebus'un olmasına alışkın olan Mithras başını iki yana salladı. "Bu saçmalıkta ne?" diye mırıldandı yanındakine sorarak.

Ancak yanındaki ne Konstantinova'ydı ne de Erebus. Hatta yanında bile değildi. Sessizliğin şaşkınlığıyla etrafına bakan Mithras ilk olarak yanındakinin Shian olduğunu ve onun şuan yanında değil aşağıda bir binanın tepesinde oturmakta olduğunu fark etti.

Bu adamla dolaşmak kolay bir şey değildi. Ya dalga geçiyordu ya da günahının özelliğini sonuna kadar taşıyordu emin değildi ama nereye giderlerse gitsinler ilk yaptığı şey oturmak ya da uzanmaktı.

Mikaela'nın neden onu yanına verdiği konusunda en ufak bir fikri bile yoktu ancak iyi bir koruma olmadığı bir gerçekti. Her an hareket hazır ve anında harekete geçen bir karaktere sahip olarak Mithras'ın en tahammül edemediği şey Shian gibilerin rahatlığıydı.

İyi olan yanı cehennemdeki gibi sürekli uyumuyor oluşuydu ama sürekli dalgın bir şekilde uzaklara bakıyordu. Onu gören ve kim ya da ne olduğunu bilmeyen herhangi biri bir savaşın ortasında değil de ilkbahar zamanı çiçeklerin açışını izlerken keyiflenen biri olduğunu sanabilirdi. Yüzünde hep anlamsız bir gülümseme vardı. Artık kafasından neler geçiyorsa?

Kanatlarını çırparak ona doğru gitti ve binanın yanına kondu. Açıkçası bu adamla nasıl bir iletişim kurabileceğini bilmiyordu. Dişlerinin arasından bir iç çekti ve onun dikkatini çekecek şekilde öksürdü. "Buzu geri çekmiş" derken biraz kısık bir tonda konuşmuştu ama duyduğunu çok iyi biliyordu.

"Sıcağı severim" dedi Shian başını arkaya atıp gözlerini kapatarak. Gerçekten de kumsalda güneşleniyormuş gibi bir hali vardı. Ayaklarını sallıyordu bir yandan.

Kesinlikle söylediği şeyle alakası yoktu. Dahası onun bu keyifli halleri giderek daha da sinir bozuyordu. Sanki o farklı bir evrendeydi de Mithras, bu dünyayı ona anlatmaya çalışıyor gibiydi.

Mikaela'nın kafasından ne geçtiğini bilmiyordu ancak onun zekâsındaki birinin şuan yaşananları çok iyi tahmin edebildiğine emindi. Hatta daha emin olduğu şey bundan zevk alıyor olduğuydu. Diğer iki günahı seçmemişti. Muhtemel olarak Gideon ya da Jonah ile bundan daha iyi anlaşırdı.

"Elflerin yanına gitmeliyiz" dedi Mithras. Bunu yapmak istemiyordu aslında. Bir yanı Charlotte ile yüzleşmeyi ve gerçeği onun ağzından duymayı çok istiyordu. Ancak diğer yanı bundan kaçınmak istiyordu. Kendi eşi paganlardan beter bir düşmandı.

"Uzun zamandır dünyaya inmemiştim" diye mırıldandı Shian.

Mithras elinde olmadan gözlerini devirdi. Gerçekten bambaşka bir dünyada geziyordu bu adam. Başını iki yana salladı. Zaten derdi başından aşkındı. Elf diyarına gidip hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranmak zorundaydı. Bir de Shian'ın keyfi ile uğraşabileceğini hiç sanmıyordu.

Kanatlarını açtı ve yola koyuldu. Aklındaki çarklar deli gibi dönüyordu. Bununla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu. Charlotte'u vazgeçirebilir miydi? Kutsal Buz Ejderhası muhtemel olarak sessizce onunla Araf'a gidip evcilik oynamazdı. Dahası Mikaela'nın sözlerinde haklılık payı vardı. Halkını Mithras'ın türü öldürmüştü. Onun gözünde Mithras bunu telafi edeceği bir damızlıktı.

YEDİ ÖLÜMCÜL GÜNAH 5- IŞIK TANRISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin