&17.Bölüm

190 20 74
                                    

04.01.2021
Bölüm düzenlenmemiştir yazım yanlışı gördüğünüzde yazarı o kısımda dürtmeniz rica edilir. Şimdiden teşekkürler.

İyi okumalar...

Kapının önüne ulaştığımda yorgunca duvara yaslanıp kapıyı çaldım. Ses gelmedi. Tekrar çaldığımda yine bekledim. Hiç ses gelmeyince kaşlarım havalandı. Boynumdaki köstekli saatti çıkartım. Gözlerim asık bir surata uyuyan Akasya'mı buldu. Ona bakmak bir kez daha yüreğimi daraltırken köstekli saati sıktım. Bu saati ona vermek için özel yaptırmıştım. Üzerindeki gül oydu ve tekti. Yanında ben yoktum.

Düşünmeyi boş verip anahtarla kapıyı açtığımda bugün ikinci kez bana dehşet veren manzarayla karşılaştım. Kalbimdeki acı büyüyüp vücudumu kaplarken zorlukla yutkundum. Ellerim tutmaz olurken korkuyla dahada sarıldım Akasya'ya. Odaya bir adım atım birbirine girmiş odada tek bir şeye kitlendim. Boğazıma bir şeyler dizilirken titreyen dizlerimle Akasya'yı yere nasıl bıraktım. Kanlar içinde kafası kopmuş adamın yanına nasıl ulaştım bilmiyorum.

Çağresizce nabız aradım. Kulağımı göğsüne yasladım. İçime dolan acıyla inledim. Göğsüne sert bir yumruk geçirirken her zaman yanımda olan. Yaklaşık üç yıldır bana her konuda destek olan kişiyi kaybettim. Sanki soluduğum hava ciğerlerimi yakarken bir sonraki yumruk dizimeydi.

Gözlerimi yumup sakinleşmeye çalıştım bir süre. Bana dostça sarıldığı her an tekrar döndü beynimde. O gerçek dostlardan biriydi. Hele son gelişimde ona anlattığım dini kabul etmesi beni ona öyle ısındırmıştı ki.

Omuzlarım sarsıldı fakat ağlamadım. Acımı bir çukur açıp içime gömdüm. Titreyen elimle yüzümü sıvazlayıp ayaklandım. Bulduğum örtüyle üzerini örttüm zar zor. Bazı şeyleri kabullenmek zordu. Onun bana yaptığı yardımın karşılığında burda gidip onu yalnız bırakmak istemesemde. Belki benim yüzünden bir saatte yakındır yerde durduğu için tekrar soğuk kapma ihtimali olan Akasya vardı.

Gözlerimi nefes nefese açtığımda kalbim göğsümden fırlayacak gibiydi. Doğrulmaya çalıştığımda göğsümdeki kadını fark ettim. Uyandığım rüyanın etkisiyle nefes almadığımı hissederken göğsümde olması beni pekte sevindirmemişti. Onu yavaşça kenara koyup yatakta doğruldum. Oda üzerime üzerime gelirken karnım ağrımaya başlamıştı. Yerimden sıkıntıyla doğruldum. Hızla etrafımda döndüğümde gözüme Halid'de çarpmıştı.

Burun kemerimi sıktım. O odada değildim. O odada değildim. O günler önce ölmüştü. O şuan burada yoktu. Sakin olmalıydım.

Neden ölmüştü neden?

Mehmet amcanın sürahide bıraktığı suya gittim hızlı adımlarla. Daralıyordum, sıkılıyordum, bunalıyordum.

Sen yardım et yarabbim.

Dizlerimin üzerine çöküp tahta bardağa sudan biraz döktüm. Dudağıma yaslayıp yavaş yavaş yudumlarken gözlerimi az önce göğsümden indirdiğim meleğime çevirdim. Halâ kafam yerine oturmuş değildi ama onun güzel yüzünü uzaktan görmek bile beni rahatlatıyordu.

Bardağı kenara bırakıp yerden kalktım. Adımlarımın ilk rotası güzelimken kendimi kandırır gibi karar değiştirerek Halid'e yöneldim.

Yanına çöküp yaralarını kontrol ettim tosunumun. Bir sıkıntı olmadığını görüp anlını öpüp saçını okşadım. Üzerine yorganı tekrar örtüp sönmüş sobayı tekrar harladığımda uykum kaçmıştı. Sıkıntılı bir nefes alarak güzelime yöneldim. Döşeğin yanında durduğumda bir süre güzel yüzünü seyrettim.

Solan Dün (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin