&16.Bölüm

158 20 86
                                    

22.12.2020
İyi okumalar...

Klasik. Bir kız bir oğlan. İlk oğlanın gönlü yandı. Bu öyle bir yangındıki bu yangında sevdiği kız ailesini kara toprağa verdi. Ama o sevdiği kızı bu yangından kurtardı. Ardından kızcağızın acılı yüreğinde de bir kıvılcım çıkıp gönlünü sardı. İki sevdalının atışma oyununda hep çok seven peşinden koştu.

Muradına erdi diyeceğim.

Diyim mi?

Dedim bile.

İki sevdalı dağlar tepeler aştılar fakat bir yerde takıldılar. Çünkü bu klasik denilen iki kahraman hâlâ sahnedeler ve oyunlarını oynuyorlar.

Namı değer çocuk hikayeye yan karakter olarak girmiş fakat hikayede uzun bir rol sahiplenmekte kararlı bir izlenim çizerken. Okuduğu kitaptan başını duyduğu çatırtıyla kaldırdı. Gözleri saniyeler sonra otların arasında canı gibi sevdiği ablasına doğrultulan okda durdu. O an ablasını ses çıkarmadan avlayıp köye götürmek istiyen diyer iki adamda etrafı sarmıştı.

Çocuğun yüreği sıkıştı göz göze geldiklerinde yapma diye fısıldadı fakat adamın dudakları seneler sonra gördüğü bir çocuğun acısından zevk alarcasına kıvrıldı. Alıyorduda. Onları senlerdir kadınlardan uzak tutmuş ve çocukları öldürmüş kişilerin çocuklarını vahşice katletmek istiyordu. Aynı onlar gibi. Gözleri önünde ağlamaktan içleri çıkana kadar.

Belki ona ilerde ablalıkdan daha fazla şey yapacak kişi oyunda yazılan rolünü üstlenerek duydu çocuğun sessiz çığlığını. Çocuk bunu fırsat bildi. Nişan alınmış okun ablasını vurmaması için kitabını ona fırlatırken bağırdı.

Namı değer abla. Oyunun baş karakteri kişi bu kısmı bu sayede yaralanmadan atlatmış olabilirdi fakat bir yazar vardı ve bu oyunu hâlâ kurguluyordu.

İlk anlamadı ne olduğunu fakat ok onu ıska geçince korkudan buz kesti. Ardından gelen ani atak korkudandı. O okçuyu değil öbür ağıcın arkasından çıkmış onlara doğru hızlı adımlarla yaklaşan adımı görmüştü.

Belki bunu kendine söyliyemiyordu fakat bu çocuğu nasıl korucağı hakkında en ufak bir fikri yoktu. Daha önce çocuğu olmamıştıki. Olsa dahi hatırlamazdıki.

Tek gayesi çocuğu korumak olan ablamız bir baş karakter olarak sorumsuz davranıyordu. Kendini kurban edeceği kişi bir yan karakterdi ve eğer ölürse arkasında diğer baş karakteri yaslar içinde bırakacaktı.

Ama bir tanecik abla bunları düşünecek değildi. Çocuğa karşı beslediği merhamet ve koruma duygusu her şeyden ağır basıyordu. Onun aksine öbür baş karakterin aklından tek bir saniye çıkmıyordu o acı kahverengi gözleri.

Sırasıyla yazılan replikler oynandı ama çocuk gitmek istemedi. Ablasını burda bırakacak değildi. Daha ona istediği gibi teşekkür bile edememişti.

Abla tüm odumları onlara gelen adama fırlatırken atış kabiliyeti en fazla bu kadar kötü olabilirdi. Öbür karakter namı değer koca adam. Bu anı görseydi büyük olasılıkla kıza yanan gönlünün üzerinde tepinirdi. Yada yapmazdı. Bilemem değil mi?

Replikler oynarken arkadaki adam çıka geldi. Onlara gelen adam buna güldü. Elindeki odunlara güvenen kadına baktı. Ona attığı odunların hepsiyle kafasını kırdığını hayal etti. Yıllar onlara kadınlara nasıl davranılacağını unutturmuş. Hatta hepsini yavaş yavaş nefrete sürüklemişti.

Solan Dün (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin