Karşılaşma

290 27 14
                                    

Sophia sarı uzun saçlarını tepeden at kuyruğu yapıp aynanın önüne geçti.

'Nasıl olmuş Mika?' 

Kısa pileli kırmızı eteği ve siyah straplez badisiyle vücudunun bütün hatlarını ön plana çekiyordu. Baklava dilimli gri siyah çoraplarını diz kapağının hemen altına kadar çekip siyah dolgu topuklu botlarını ayağına giydi. Rugan botları onun yıldızı gibi parlıyordu.

Ateş elementine yakışacak kıyafetleriyle Mika'nın önünde salındı.

'Evet ne diyorsun bu kırmızılar mı daha iyi yoksa ilk giydiğim kırmızı takımlar mı?'

Mika sıkıntıla iç çekti 'bütün kıyafetlerin kırmızı zaten  Sophia bundan öncekilerde bunlar da iyi artık derse geç kalacağız çabuk olur musun?'

Sophia endişeyle Mika'nın yanına gidip elini sıkıca tuttu. Arkadaşının gerginliğinin Düellodan dolayı olduğunu sanıyordu.'Bartu yaşıyor sadece ağır yaralandı ama bunu haketmişti lütfen olanlardan kendini suçlama' Mika usulce kafasını sallarken Sophia'ya düşüncesinde bunlar değilde koruyucusu olduğu kızda olduğunu söyleyemedi.

'Beni bul' demişti kız ve o hala aptal derslere girip çıkmakla Bartu'nun durumunu öğrenmekle geçiriyoru zamanını.

Sophia'nın endişesini yok etmek adına hafifce gülümseyerek yataktan doğruldu.

Ve aynı şekilde eşya ve duvar birbirine girmiş halde kendisini tavanda gördü. Çığlığı basacakken zoraki dizlernin üzerine çökmek zorunda kaldı.

Melekten öte Şeytan'ın cezbediciliğine bürünmüş biri belirdi kapının yanında olması gerekirken tam karşısında olan aynadan.

Kıvırcık siyah saçları lacivert gözleri ve beyaz mermeri andıran teniyle ona kendisine biat etmesini emretse zaten güçlü olmayan inancını hemen orada terk edebileceğini hissetti.

'demek sensin' dedi adam düşünceli bir halde onu baştan ayağa incelerken.

'Fazla ufak defeksin ama bir adamda istediğim tüm duygular sende var. Vefa,sadakat,cesaret ve irade '

Mika aldığı övgüye sevinemeden koruyucusu olduğu kız geldi aklına acaba onu tanıyor muydu bu adam?

'Siz kimsiniz?' dedi Mika sesini mesafeli ve ruhsuz tutmaya çalışarak. Aynadaki heykelin dudakları alayla kıvrılırken onun tek hissettiği şey tehlikeydi.

Her kimse karşısında ki gereğinden fazla tehlikeliydi. Bunu sezebiliyordu.

'Bakalım ben kimim?' Adam elini yumruk yapıp avucunu açtığında koruyucusuna ait ensesine kazınan işaret belirdi.

Mika şaşkınlıkla adamın elinde belirken siyah şekle bakarken kafasında milyonlarca soru belirdi. İyi de duyduğu ses bir kıza aitti.

'Hayır' dedi adam işareti kaybederken elinde 'Ben senin koruman gereken kişi değilim.

Gözlerinde ki Lacivert vahşi bir ışıltıyla parlarken 'Onun sahibiyim!' dedi.

Mika artık nasıl birine Koruyucu olduğunu deli gibi merak ediyordu. 'Sen kimsin ki hizmet edeceğim kişinin sahibi olduğunu iddia ediyorsun!' diye gürledi. Kızdan aldığı gücün büyüklüğü ve şiddetini her hüçresine kadar hissetmemiş olsaydı şimdi bu adama rahatça diklenemezdi.

Adamdan hoşutsuz bir homurtu yükseldi.

'Senin saçma bir koruyucuyu yok etmek için kullandığın güç bana aitken ve gücümün bilincinde olduğun halde bu baş kalırışına anlam veremiyorum ya gerektiğinden fazla aptalsın ya da benim bilmediğim bir şeyi biliyorsun'

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin