Ölüme yaklaşırken...

446 34 3
                                    

Geçmişimin her saniyesi anlatılanlar gibi gözümün önünden geçmedi. Sadece ilk zamanlar yaşadığım şaşkınlık ve olduğum şeyle ilgili acemiliğim düşüncelerimde yer etti. Yanı başımda bana ilk karşılıksız yani BORÇ'suz yardımda bulunan Sezen'in arkadaşı, Tuna'nın tabiriyle 'Cadı Dost'u vardı.

İlk gerçek anne şevkatinin yansımasını belkide onda tatmıştım. Beyaz saçları darma duman halde koltuğumda uzanmış yatıyorken en az onun kadar bitkin gıri kedisi şömünenin yanı başına tünemişti.

Sezen'in arkadaşının elbette bir ismi vardı. Hülya, Aylin, Nehir ve son olarakta Mehtap ilk ismini bilmiyordum. şuanda kullandığı ismine gelir olursak bana 'Dilber deyin' diyordu.

Sadece Dilber... Teyze, yenge, nine kalıpları olmaksızın Dilber.

Şimdiki zamana dönecek olursak Evinin yıkılması üzerinden sadece bir hafta geçmişti fakat o köhne boğuk yeri bir dostunu kaybetmişçesine özlüyordu. İster istemez kendimi onun yerine koyarken buldum. Ben bir çok kere hapishane olarak tasvir ettiğim bu yeri, evimi kaybetseydim bende onun gibi yıkılırmıydım?

Hiçbir fikrim yoktu.

Galiba bazı şeyler yaşanarak tecrübe ediliyordu ki ölümüme saniyeler saatler kalırken bu kadar sakin olmak kendimden korkmama neden oluyordu.

Borç yapacağız diye bin yaşında bir Gece'nin çocuğunu kendime düşman edinmiştim. İttifak planımda çok uzak hayatta kalabilme savaşı vermiştim.

Bu savaşta en çok yara alansa Dilberdi.

Ona haksızlık yaptığımın farkındaydım. Ben olmalıydım zarar gören ne Dilber ne de Tuna.

Tuna'ya ikigündür ulaşamayışımın tedirginliği hala hüküm sürerken artık ölüm beni o kadarda korkutmuyordu. Korkutan başka şeyler vardı.

Bir zamanlar Sezen'i yıkan duygulardı korkularım.

Sevdiklerimi kaybetme olasılığı!

En başta pes edip Gölgesizler'e neden teslim olmayışımdan dolayı kendimi yeyip bitirişlerim.

Ve vicdan bende tek hasar görmeyen yerdi. Durmadan içte içe virüs gibi  fetheden bir düşman.

Gün yavaş yavaş biterken Gece'nin hükmü ismimden daha ağır bastı. Gece'yi Gece alt etmişti.

Bunun ironisine gülerek ıslak siyah saçlarımı havluyla kurutmaya devam ettim. Siyah kedim Pati  biraz daha büyümüş artık peşimden bir saniye bile ayrılmayan kuyruğa dönmüştü.

İlk dikkat ettiğim şeyse onsekiz yılır dikkat etmediğim Sezen'in kedisinin gözleri aksine Pati'nin gözleriydi.

Benimkiler gibi Gri soğuk ama canlı gözler. Elipsi oval olmasada yılan gözlerini anıran o dikey cizgi bende olmayan şeyi ona katmış 'tehlikeyim!' diyordu.

Ben 'Tehlikedeyim!' diye bağırıyordum gözlerimle.

Dilber'in anlattığı şekile aldığım siyah resmi kıyafet yerine geçen elbiseyi üzerime geçirdim. Korse'nin arkasnda ki ipler beni biraz zorlasa da güç bela giyinmeyi başarmış kuruması için bıraktığım düz siyah saçlarımın üzerine siyah pelerinimin şapkasını taktım.

İnsanlar beni bu halde görseler herhalde fantastik bir diziden fırladığımı yada saçma sapan bir tarikat üyesi olduğumu sanırlardı.

Kapıyı yavaşça açarken eve muhtelemen son olacak emrimi verdim.

'Ev ben gelene kadar sahibin Dilbermiş gibi davran!'

Ölümüme giden ilk adımı attığımda az da olsa mutlu anlarıın olduğu eve izleyerek baktım.
Dilbere hak veriyordum ev bir şekilde bir parçam oluvermişti ben farketmeden.

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin