İmkansızlık!

320 36 4
                                    

Karşımda bulmayı beklediğim bu değildi!

Evet herşeyi düşünebilirdim herşeyi hayal edebilirdim ama karşımda böyle birini cellatım olarak bulmak işte bu hayallerimden de öte olaslıkta imkansızlıktı.

Bir sembol gerekseydi o imkansızlık olurdu...

Hafifçe geniş alnına düşmüş kıvırcık saçları onu bir heykel gibi gösteren beyaz teninin yanıltıcılığı içerisinde parlayan koyu lacivert gözleriydi gerçekten öte bir duruşu güzelliği vardı.

Evet bir erkek için kullanılmayacak olan güzel kelimesi onun üzerinde ne kadar da uyumlu duruyordu bir bilseniz.

Kalın dudaklarının rengi soluk bir pembelik kazanmış yılların onun üzerinde bırakması gereken hiçbir belirtiyi barındırmıyordu. Yirmi dört yada yirmi beş yaşında diyebilirdiniz eğer bir tahminde bulunsaydınız.

O kadar gençti ki bin yaşında bir Gece'nin çocuğunu Dilber gibi olmasını beklemek ona hakaret sayılır mıydı?

Dekor olarak tuttuğuna emin olduğum gümüş kurt başlı bastonunu yan tarafında bulunan tarihi eser kokusuyla sarıpsarmalamış gül ağacından yapılma kırmızı koltuğa fırlattı.

'Hoşgeldin çay kaşığı değer bulmak için bardağımda ki tüm sıvıyı taşırmak ah bu büyük bir yaramazlık affedilemez' dedi.

Arkasına hızla dönüp koltuğun yanı başında daha önce hazırlanmış şampanya kadehlerini alırken üzerinde ki sımokine gülmemek için kendimi sıkmam gerekti.

demin çığlık çığlığa seslendiğim 'Aşırı cesaret ve çapkınlık'a gelecek olursak o bana doğru dönerken pelerinimi tek bir ipi çözerek omuzlarımdan aşağı doğru düşmesiyle başladı. Siyah korsem çok fazla sert değildi. Hafif göbek kısmını açık bırakmış uzun yırmaçlı düz eteğimi daha ön plana çıkmasını sağlamıştı. Bende bu avantajlarımı düşünmeden sadece duygularımın kontrolüne bırakarak bedenimi, kellemi kurtarması için dua etmeye başladım. 

Dışarıdan cesur göründüğümü düşünüyordum. Adımlarım asla başaramayacağım o seksilik boyutuna ulaşmış, tek bacağımı açıkta bırakan yırtmaçı mükemmel bir şekilde kullanarak ona doğru yürüdüm. Kadehlerden birini donmuş bir halde bana bakan adamın elinden alıp bütün o çekiciliğine kapılmama imkansızlığını gerçekleştirerek ufak bir titreme dahi göstermeden arkamı dönerek tarihi eser olan kırmızı koltukta bastondan en uzak yere oturum. Bacak bacak üstüne attığımdaysa tamamiyle sol bacağım açıkta kalmıştı.

'Mükemmel!' diye mırıldandı.

kendine bakmalısın derken yakaladım iç sesimi.

Siyah saçlarım kurumuş hafif kabarmış olmalarına rağmen idare eder bir haldeydiler..

'Demek çay kaşığı biraz da beni karıştırmaya karar vermiş' dedi erkeksi bir gülümsemeyle.

Bardakta ki şampanyayı bir anda kafaya dikerken tek dileğim hızlı bir ölüm olmasıydı.

'Çay kaşığının başka planları var'

Ses bana aitti ama bunu söyleyen ben değilmiş gibi geliyordu. O kadar uzak bir cesaret vardı ki kelimelerde kendimden oracıkta etkilenebilirdim.

'Ölüm'ün aklı karışmaz bay?'

'hangi ismimi arzu edersiniz?'dedi oda role girmiş benim oynadığım oyna ayak uyduruyordu.

'Kendi elinizde ölümü tatacak biri için özel bir isime nedersiniz?' daha önce yazılmış bir senaryoyu seslendiriyorduk sanki ikimizde.

Hoş kahkası kulaklarımı doldurduğunda parlayan Lacivert gözlerinde pati'den bile daha 'tehlikeliyim!' bakışı vardı.

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin