Kan Kolyesi

480 24 3
                                    

 

Kayıplardan ne kadar korksakta mücadele vermeden yenilgiyi kabul etmek en zor olanıydı. Herşeye rağmen savaşmalısın diyen iç sesimizse çoktan gireceğimiz o ıstıraplı yolun kapılarını aralıyordu. 

Bütün uğraşlarımızın ve çektiğimiz acıların sonundaysa elde edeceğimiz tek bir gülden yoksun dikenli çalılar kanatmaktan başka bir şey kazandırmıyordu. Yinede biz o sesi dinleyip elimizde ki herşeyi veriyorduk. Böylelikle biz de olanlarıda kaybediyorduk.

Çektiğimiz acılarsa tecrübe ve ders adı altında yara izleriyle ruhumuza yer ediyordu.

Barlas'la olan konuşmamız sonlandığında beklenti dolu üç çift göze yöneldim. 

'Bitti' dedim. Bütün o özgürlüğümle ilgili hayallerim de son bulmuştu böylelikle.

Bir esaretten kurtulup bir diğer esarete dalmaktan başka bir şey yapamıyordum. Tüm mücadelerim sonuçsuzdu.

'Kazanmaya çalıştıkça kaybediyorum' dedim üçünün de meraklı gözlerine tek tek bakarak.

'Borcumun karşılığı kan kırallığında hizmet' 

Mika'nın ifadesiz suratında hiçbirşey çözemesemde Dilber dehşetle ilk bulduğu koltuğa çöktü.

Vampirler romanlarda anlatıldığı kadar romantik ve muhteşem varlıklar değildi. Gerçek acımasızdı. Tuna'nın yüzüne ki endişeden de anlaşıldığı gibi ben tamamiyle boka batmıştım.

'Birşeyler bulmalıyız' dedi Tuna herşeye rağmen kendini toparlayan ilk o olmuştu. Mika ise sessizce olanları izliyordu.

Üzüntü keder endişe ve korku hiçbir duygu belirtisini göstermiyordu.

'Ne yaparsak yapalım bir anlaşma var ve borç ödenmesi gereken birşey kaçış yok' dedi Dilber eliyle boğazını tutmuş olacakları sindirmeye çalışıyordu.

 ^^^^ TUNA'nın AĞZINDAN^^^^^^^^^^^^

Her ne kaar eğişime uğrasa da onu tanıyordum beni evine alan o kız gözlerinde hala duruyordu. Kızıl Cadı! 

Güçlerinin zerresine tanık bile olmamıştım daha kıza rahat bir nefes aldırmadan oradan oraya sürüklüyorlardı ve ben daha dur bile diyemiyordum.

'Elbet bir çıkış yolu olmalı' dedim dehşete düşmüş Dilber'i biraz olsun sakinleştirmeye çalışıyorum. Kızı o kadar benimsemişti ki bu kısacık zamanda...

'Borçlar maddelidir!' dedi Mika kafamda bir ampul yanmasını sağlayarak.

'Evet!' dedim bulmuştuk. Bende ki heyecanı merakla izleyen Lara'ya doğru yürüdüm.

'Anlaşma kurallarını sen koyabilirsin!'

Bu Lara'nında hoşuna gitmişti. Sonunda o tam olarak bir eşyası değildi. Barlas'ın sadece Şiar'ın hükmünü paylaşıyorlardı.

'Senin hakkında karar verebilir ama durumu belirleyen kesin hükümleri değil söz hakkın var Lara' dedim onun yanına yaklaşırken ilk gördüğüm zamanki masum bir güzellikten çok çekici kadınsılığı dikkatimi çekmişti.

Dudakları oldukça dolgun ve saçları beyaz teninin etrafında şarap misali akıyordu.

'Koşulları belirleyebilirsin'

Lara kafasını usulce sallarken 'Nasıl?' dedi.

'İlk iş asla o kale de olmaman!' Dilber sonunda kenine gelebilmiş olaya dahil oldu.

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin