Yeni Ev

131 15 4
                                    

Kare koridor bütün gücüyle parlayan beyaz lambaya rağmen loş bir ambiansa sahipti. İlk kapıdan içeri girdiğimizde soluk mavi koltuklardan başka birşey karşılamıyordu. Üçlü kanepe camın önüne konmuş tekli koltuksa hemen önünde ki sehbanın karşısında ona bakıyordu.

Televizyon koltuğun sağında kapı grişinin biraz gerisindeydi.

Yere ufak bir kilim öylesine atılmış kırmızı desenleri solmuş sanki atın artık beni demek istiyordu.

Duvarlara gelince eve canlılık katan tek şeyler onlardı. Açık lila rengiyle tavanda ki sarı parlak lambası biraz olsun insanın içini ısıtıyordu.


Koridorun sağında ki kapıdaysa mutfak ve mutfağa bağlı küçük bir kiler vardı. Kileri kapısı küçük ve oldukça darı. Öyle ki dıraşarıdan bakıldığında mutfak dolabı gibi duruyoru. Hatta iki altlı üstlü raflara sahipti. Arada kalan ufak bir deliğe parmağınızı sokup ancak açabiliyordunuz.

Holün geri kalan alanını merdivenler işgal ediyordu. Tuvelet merdiven altına yapılmıştı. Üst katta ise dört oda vardı.

İki odanın kendisine ait banyosu olsada diğerleri için dışarıda ki ortak kullanıma ait büyük banyo yapılmıştı.

Banyosu olan odalardan biri Asmelay'ındı. Diğeri ise büyük misafir gelene kadar kullanımıyordu. Artık Richart'ın kullandığı oda üst katın en köşesindeydi.

Ben ve Mika'nın kaldığı odaya gelirsek Tek özelliği büyük balkonuydu.

Soğuk havayı içeriye hapsetmesi yanısıra büyüklüğü konusunda gayet rahattı.

Öyleki iki kişilik yatak olmasına rağmen büyük çiftli lacivert bir koltuğuda alıyor üstüne çalışma masası ve çift kapaklı dolabı barındırmasına rağmen geniş bir alan bırakıyordu.

Yerde kare bir kilim vardı.

Solgun kahve kilim paçavra niyetine atılmış hissi veriyordu.

Tavanda ki ampül bozuk olduğu için duvara monte edilmiş beyaz geçe lambasını kullanıyorduk.


'Allahtan küçücük birşeysin' dedim Mika'ya takılarak ikili koltuğa sığabilmesinin başka yolu yoktu. O beni umursamayarak üstüne battaniyeyi çekip gözlerini kapadı.

Kıza takılmak bile zevkli değildi. Soğuk ve ifadesiz.


Asmelay'ın odasını hiç görmediğim için bilmiyordum. Ama Cash'ınki küçük bir odaydı. Ve çatının eğimini de içine alıyordu.

Üçgeni andıran odaya nasıl sığdıysa hala merak konusuydu. Bo ve Jo 'ya gelince oturma odasında uyuyorlardı.


Koca bedenleri üçlü koltuğa bile sığmıyordu. Bu yüzden yer yatağı yapıyorlardı. Koltuktaysa Adının Samuel olduğunu öğrendiğim esmer kalıyordu.

En kısa zamanda evi biçimlendireyi aklıma koyarak yatağa uzandım.

Her sabah onları yerde yatarken bulmak pekte hoş değildi. Geldikleri günden beri üç gün geçmişti.

Merkezi yakmak için kalan iki günümü iyi değerlendirmem gerekiyordu.


Yorucu şeyleri düşünmeyi bırakıp gözlerimi kapadığımda lacivert iki panter gözü ışıldadı.

Karanlıklar arasında bir sırıtış ardından uzun süredir duymadığım o sesi duydum.

'Gece!'

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin