KORUYUCU!

379 31 8
                                    

'Mika!' diye haykırdı Sarı saçlarını savurarak ona doğru koşan genç kız. üzerinde ki kırmızı cübbesi sarı saçlarıyla ortaya uyumlu parlak bir hava katıyordu.

Ateş elementinin sahibi olduğunu gösteren renk neredeyse tüm elbiselerini kapsıyordu. Nefes nefese geldiğinde Mika'nın yanına neşeyle şakıdı.

'Biliyor musun A sınıfı bir koruyucu olmama az kaldı yakında aynı sınıfta olacağız düşünsene'

Mikanın yüzünde hoş bir tebessüm belirdi belki de ilk defa. Tanıştıklarından beri soğuk ve somurtkan bir kız olarak yorumlamıştı onu Sophia.

'İngilizler'in soğukluğuna benziyor hareketlerin' demişti Mika'ya. Yine de aldırış etmemişti Mika bu duruma. Japonya'nın soylu ailelerinden Sakura'lardan geliyordu. Kiraz ağacının yaprakları anlamına gelen ismine zıt soğukluğu o soylu hayatta edinmek zorunda kalmıştı.

Bu okul ve koruyuculuk ev dediği o hapishaneden kaçmanın tek yolu olmuştu. Tüm ailesini servetini adını geride bırakmak zorunda olmak ....

İlk defa bir zorundalığa şükretmişti.

Koyu yeşile çalan kıyafeti, kıyafetine zıt bir pembeliklerde saçlarının arasına katılan tutamlar sevimli yüzü ve çekik gözlerine rağmen samimilikten öte bir yalnızlığı barındırmıştı.

S sınıfı olan en üst seviye koruyucu olmak için verdiği çaba Sophia tarafından durdurulmuştu belkide. Biri ilk defa yakınına bu kadar sokulmuş neredeyse arkadaş ünvanını almıştı. 

Şimdi ise Sophia'nın hayali için onunla birlikte aynı sınıfta olmak adına A sınıfında bekliyordu. Kızın azmi onu şaşırtan nadide şeylerdendi. D seviyesi olan en düşük seviyeden B 'ye çıkmayı başarmış. Şimdi sırf kendisiyle beraber aynı sınıfta bulunmak için A sınıfına geçmeye çabalıyordu.

Bu başarısı hocalar arasında bile konu olmuştu.

'Aferim' dedi Mika eliyle kendisinin kestiği biçimsiz kısa kesimli saçlarını karıştırarak. Sophia'nın sarı uzun saçları onun haran olduğu diğer doğal özelliğiydi. Bazen dokunma dürtüsünü durdurmak büyük çaba sarf etmek zorunda kalıyordu.

'Sophia tek ayağının üzerinde dengede durmaya çalışarak  duygularını gizleyemediği suratında beliren endişeli bakışı gizlemek adına başını yere eğdi.

'Zamanı geldiğimizde koruyucuları olarak bağlandığımız kişiler sence...' Nasıl söyleyebilirdi ki Mika'ya onun yanından hiç ayrılmak istemediğini. Hep beraber olmak istediğini...

İki kardeş gibi yada en doğrusu ikizler gibi...

Böylelikle onun hislerini anlayabilirdi.

'Kiminle bağanacağım umrumda değil' dedi Mika aşırı soğuk sesiyle. 'Güçsüz biride olabilir sadece başıma dert açmasın yeter'

Bu düşüncesi Sophia'yı güldürmüştü. Bağlandığında ondan tamamen kopup gideceğini bir başkasıyla kendi çabalarıyla edindiği bu yakınlığın kat be katını yaşayacak olması onun canını sıkıyordu.

'Hey güzelim!'

Seslenen Sophia'nın peşinden koşan erkeklerden biriydi. Mika kafasını sıkıntıyla iki yana sallarken Sophia'nın işaretini bekliyordu. Konuşmak istiyorsa gidecekti yanından istemiyorsa o çocuğun kıçını tekmeleyecekti.

Sophia güzelliğinden ötürü bir çok kişinin peşinden koşmuştu ama ilginç bir şekilde bu çocuktan ürküyordu. Hafifce Mika'nın arkasına gizlenirken ona gerekli işareti verdiğini umuyordu.

Bu çocukla konuşmak istemiyordu!

Mika cevabını almış şekilde bir adım öne çıktı.

'Git!' dedi.

GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin