"Şule! Uyan çabuk!" Yeni güne gözlerimi araladığımda başımda dikilen Efe ile karşılaşmıştım. Uykulu halimi bir kenara bırakıp onun gözlerine odaklandığımda korkunun tüm vücuduna yayıldığını görebilmiştim. Gözlerimi ovuşturarak duvarda asılı saate baktım. Sabahın 6'sıydı ve ben bu saatlerde her zaman uyuyor olurdum.
Hala daha ne olduğuna anlam veremediğim sırada kapıya kulağını yaslayıp öylece duran Kaan'ı gördüm. Boylu boyunca uzandığım yataktan doğrularak Kaan'a ne yaptığını sorduğum sırada Efe dudaklarımı kapattı. İkisinin de böyle tuhaf davranması kafamda soru işaretleri oluşturduğu sırada Efe kulağıma karşı fısıldadı. "Evin alt katından tıkırtılar geliyor Şule. Hırsız olduğunu düşünüyoruz." dediğinde tüm uykum bir anda uçup gitmişti. Üstümdeki yorganı sıyırıp fazla ses çıkarmamaya özen göstererekten ayaklandım.
Efe ile birlikte hala daha kapıyı dinlemekle uğraşan Kaan'ın yanına gittim. Kulağını dayadığı kapıdan çekerek fısıltılar eşliğinde bize döndü. "Eve galiba hırsız girmiş. Sessizce hareket edeceğiz ve onu yakalayacağız. Anlaşıldı mı?" Efe ile göz göze geldiğimde bana kafasını salladı. "Korkma Şule, biz yanındayız." deyip hemen arka tarafında bulunan çalışma masasının sürgüsünü açıp içinden bir sopa çıkardı. O sopanın kalınlığına mı şaşırsam, o sürgüye nasıl sığdığına mı yoksa onun Efe de ne işi olduğuna mı derken anlam verememiştim.
Kaan da benimle aynı fikirde görünüyordu. Kaan'ın sormasına gerek kalmadan Efe, sanki onun aklını okumuşçasına sopayı benim elime tutuşturarak "Lazım olur diye saklıyordum. Aha bak şimdi lazım oldu. Hadi gidip yakalayalım şunu." deyip Kaan ve kendisi için üniversiteye hazırlık soru bankalarını almıştı. Şuna fazlasıyla emindim ki; soru bankaları elimdeki sopadan daha kalındı. O hırsızın kafasına soru bankasıyla vursak ölmesi an meselesiydi.
Kaan kapının kolunu yavaş ve sessizce indirerek parmak uçlarında odadan çıktı. Onun ardından Efe ve ben de gittiğimiz gibi merdiven korkuluğuna tutunup sesin geldiği yöne doğru kulak kabarttık. Artık oldukça emindik. Sesler alt kattan geliyordu ve tıkırtılar sanki kasıtlı çıkarılıyormuş gibiydi. "Ben buradayım. Hadi yanıma gelin." der gibiydi o tıkırtılar.
Önde Kaan, onun arkasında Efe ve en sonda da ben vardım. Merdivenler mermerden olduğu için gıcırdama yoktu fakat bu yine de bizim dikkatli davranmamıza engel değildi. Efe ve Kaan ellerindeki soru bankalarına daha bir sıkı sarılmışlardı. Elimdeki haydara değil de; kendime güvenmiyordum ben. Hırsızın kafasına geçirsem ne olurdu, geçirmesem ne olurdu? Her türlü korkudan saklanacak delik aradım ben.
Adımlarımız yavaş yavaş mutfağa yöneldiğinde Kaan göz ucuyla mutfağa baktı. Efe ve ben orada kimin olduğunu göremediğimiz sırada Kaan gözlerini mutfaktan çekmeyerek baş parmağını kaldırdı. Bu iyiye işaretti ama durum vahimdi. Mutfaktaki kişi Esma teyze de olabilirdi fakat orada gerçek bir hırsız vardı.
Efe, Kaan'ın omzundan tutup içerideki hırsıza bakmak için yeltendiği sırada ben de heyecanıma yenik düşüp onlara doğru eğildim. Elimdeki haydarı unutup Efe'ye yaslandığımda dengemizi kaybederek üçümüz birlikte yere yapıştık. O ses öylesine gürültülü çıkmıştı ki, bununla kalsa iyiydi.Efe ve benim üstüne düşmemizi neredeyse kaldıracak olan Kaan, elimdeki haydarın bacağına düşmesiyle sesini daha fazla bastıramadan büyük bir çığlık attı. Dalga geçmek gibi olmasın ama sesi o kadar tiz çıkmıştı ki; kız gibi bağırıyordu. Kendi bağırışımla kıyaslamam gerekirse eğer, ben daha erkeksi bağırıyordum. Kaan'ın o bağırışı fazla komikti ama canının yandığı gözlerinden okunuyordu.
Kaan ve Efe'nin üstünden kalkıp haydarı da aldıktan sonra o ikisinin kalkmasına yardım ettim. Bana söylenmeye başladıkları sırada hırsız elinde tuttuğu kavanozu düşürmüştü. Onun orada olduğunu neredeyse unutmuştuk. Sesin geldiği yöne doğru baktığımızda hırsız ile göz göz geldik. Simsiyah giyinmişti ve yüzünde de bir kar maskesi vardı. Hafif tombuldu ve bana kıyasla uzun boyluydu.
Birkaç saniye hırsızla birbirimize bakıştıktan sonra Efe elimdeki haydarı kaptığı gibi hırsızın üstüne doğru yürümeye başladı. Yani, aklı başında olan hırsız eli boş gelmezdi. Cebinden bir bıçak türü olan kelebeği çıkarıp Efe'ye doğru tuttuğunda bizim kahraman Efe büyük bir "U" dönüşü yapıp yanımıza geri geldi. Ortam fazla gerici olmasaydı buna gülerdim ama ortam müsait değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
nemesis.
Mystery / ThrillerGizem henüz 18 yaşında gencecik bir kızdı. Küçüklüğünde ailesini kaybetmiş, liseye geçtiğinde ise ailesi yerine koyduğu dostlar edinmişti. Her günü bir öncekinden daha güzel geçiyordu ama bir gün her şey son bulacaktı ve bundan kimsenin haberi yoktu...