Düğün Günü

141 15 0
                                    

Öncelikle bu kadar ara verdiğim için hepinizden tek tek özür diliyorum. Bir mazeretim yoktu, yazmaktan sıkılmıştım ama hikayeyi yarım bırakmaktansa bitirmek daha uygun geldi gözüme.. Tekrar özür diliyorum.
~~
(Min Ha)
Kalbim küt küt atıyordu, istemediğim biriyle zorla evlendiriliyordum, tahmin edersiniz ki pek hoş bir durum değil..
"Biraz sakin ol." Dedi Bon-Hwa, ben odada volta atarken.
"Sakinim ben!" Diye çıkıştım.
"Tabii ben de Asya Prensiyim." Dedi Bon-Hwa alaycı bir sesle.
Ciddi olmayı beceremeyen, sürekli salak salak hareketler yapan Bon-Hwa bile bugün çok ciddiydi. Yüzünde düşünceli bir ifade vardı, neyi düşündüğünü tam olarak kestirmek zordu ama normalde böyle davransa 3 günlük ömrü kaldığından şüphelenirdik..
"Lanet olası şey saat kaçta başlayacak?" Diye sordum kapının yanında duran hizmetli kıza.
"1 saat içinde başlayacak efendim." Dedi kız,
"Çıkabilirsin." Dedim.
Kız reverans yapıp odadan çıktı.
Boynumda ki papyon sanki beni boğuyordu, oda sanki çöldeymişim gibi sıcaktı ve bacaklarım tir tir titriyordu. Derin bir nefes aldım.
"Madem bunu yapacağım.. Doğru düzgün yapmalıyım."

(Chung Ho)
Düğün günü geldiğinde Esin'i evden alıp şehirden olabildiğince uzaklaştırdım. Kırsal bir alanda bütün bir günümüzü geçirdik.
"Nasıl hissettiğini anlayabiliyorum sanırım." Dedim Esin'e.
Yüzüme baktı ve zoraki bir gülümseme attı.
"Nasıl anlayabilirsin ki?" Dedi.
"Çünkü benim de sevdiğim kişi bana ait değil."
Esin kısa bir süre durakladı, daha sonra bana dönüp;
"Chung Ho.. Bu konuyu.. Benim sana karşı olan hislerim.."
Parmağımı Esin'in dudaklarına götürdüm.
"Şş.. Min Ha'yı da baştan sevmemiştin, ya beni? Beni de sevemez misin? Bir gün, beni sevdiğini söyleyemez misin?"
Gözlerini kaçırdı.
"Bilmiyorum.."
"Sadece denesek olmaz mı?"
"Chung Ho cidden bilmiyorum.. Şu an buna hazır değilim."
"Kendine acı çektirmek istiyorsan se durduramam." Dedim, Esin cevap vermedi.
"Hava kararmak üzere, istersen yakınlardaki bir yerlerden akşam yemeğimizi yeyip Seul'e dönebiliriz?"
Olur anlamında kafasını salladı.

(Esin)
Chung Ho'yla birlikte akşam yemeği yedikten sonra Seul'ün yolunu tuttuk. Tuhaftır ki Chung Ho'nun yanında huzurluydum ve biraz da olsa kafamı toplamıştım.
Chung Ho bir yandan arabayı kullanıyor bir yandan da çocukluk anılarıyla beni güldürüyordu.
Bu anın bitmesini hiç istemiyordum, Seul'a varmayı istemiyordum..
"Söylesem mi bilemiyordum ama.. Sanırım öğrenmeyi hak ediyorsun." Dedi Chung Ho.
"Neyi?" Diye sordum merakla.
"Esin.. Sevinir misin, üzülür müsün bilemiyorum.. Ben de sevinmeli miyim yoksa üzülmeli miyim emin değilim."
"Haydi söyle artık."
"Sanırım.. 1 aya kadar Fransa'ya gidiyorum."
Şaşkınca ona baktım.
"Bu nereden çıktı şimdi?" Diye sordum.
"Aslında gitmeyi düşünmüyorum ama bu benim için büyük bir fırsat.. Çok ünlü bir ressamın yanında çıraklık gibi bir şey yapmak için gidecektim.. Ama burada bırakamayacağım şeyler var."
"Anlıyorum.."
"Bak.. Eğer bana küçücük bir şans bile verirsen vazgeçerim, gitmem. Sadece istemen yeter, aramızda bir şeyler olabilirse eğer.. Bunun için ufacık bir ihtimal olsa, kalırım." Dedi ve bana baktı. "Ne diyorsun?"
"Önüne bak."
"Ne?"
"Kaza yapacaksın, önüne bak!"
Chung Ho önüne döndü.
Neden bilemiyorum ama içimden bir ses gitmesini istemiyordu, yanımda kalmasını istiyordum ama eğer benim için kalmasını istersem büyük bencillik yapmış olurdum.
"Olmaz Chung Ho.."
"Neden?"
Çünkü seni bundan mahrum bırakamam. "Çünkü seni istemiyorum."
Chung Ho Seul'a varana kadar bir daha tek kelime etmedi.

(Min Ha)
Kapı çalındı.
"Efendim herkes sizi bekliyor, acele etseniz iyi olur."
"Tamam." Dedim ve Bon-Hwa'ya döndüm.
"Bon-Hwa yapamayacağım!"
"Ne?"
"Çabuk çıkar beni buradan!"
"Saçmalama!"
"Çıkmam lazım çabuk ol haydi!"
Bon-Hwa yanıma gelip bana bir tokat attı.
"Bu fikrini değiştirdi mi?" Diye sordu tek kaşını kaldırarak.
"Hay-"
Bon-Hwa bir tokat daha attı.
"YETER!" Diye bağırdım.
"Şimdi.. Ben salona gidiyorum ve sen de kolunda gelinle birlikte salona gelip evleniyorsun." Dedi ve kapıya gitti, çıkarken arkasını dönüp 'gözüm üzerinde' anlamına gelen bir işaret yaptı.
Cidden bu çocuğu tanıyamıyorum..

Koreli ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin