Bölüm 3

559 40 0
                                    

Bugün okula gitmek istemedim. Babamda zaten ısrar etmedi ama yarın büyük bir parti vereceğini ve bu sayede okuldan arkadaş edinebileceğimizi söyledi.

Neyse.. Depresyondaki her kız gibi evde bütün gün dondurma yedim.. Supernatural izledim.. Tamam belkide her kız Supernatural izlemiyordur.

...

Mutluyum. Çok mutluyum... Noluyor bana?

Bütün gece uyumamıştım ve Esini düşünmüştüm. Ama sabah kalktığımda son derece enerjiktim.. Aşık falan değilim dedim kendi kendime.

Ilık bir duşa girdim. Duştan çıkıp hazırlandım ve kahvaltımı edip okula gittim. Okulda Esin'inde olmasını ummuştum ama yoktu. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle yerime oturdum.

Chung-Ho yanıma geldi "Sana ne oldu?" dedi sırıtarak. "Ne olmuş?" dedim. "Fazla mutlusun biz buna alışık değiliz Min Ha." nur saçıyorum adeta "Özel bir sebebi yok."

Daha sonra gözüme ileride oturan Asya ilişti...

...

Berk beni defalarca aramıştı ve hepsini reddetmiştim. Bunun yanında bir sürü mesaj atmıştı nasılsın? iyi misin? beni korkutmaya başladın.. ulan öküz herif!! Beni korkutmaya başladın mış mış!! Sanki umrundaymışım gibi. Artık oda benim umrumda değildi.. Öyle ki şuan hayatımda olmasını istediğim tek erkek Dean Winchester*

...

Asya'nın yanına sokuldum. "Selam." irkilerek bana baktı. "Ah.. Selam." dedi. "Senden bir iyilik isteyebilir miyim?" "Tabii ne istersen." güzel.. "Kızkardeşinin numarasını alabilir miyim?" önce boş gözlerle baktı, belli ki onunla ilgilendiğimi düşünmüştü.. "Tabii.." dedi ve defterine Esin'in numarasını yazdı ve daha sonra bu sayfayı yırtıp bana verdi. "İşte." ona baktım ve "Harikasın." dedim. Yüzünde bir an tebessüm oluştu.

Yerime geçtim Chung-Ho "Oda neydi öyle?" diye sordu. "Ne neydi?" diye araya girdi Bon-Hwa, yeni gelmişti. "Az önce Min Ho kendi isteğiyle bir kızın numarasını aldı.. Kendi isteğiyle." dedi Chung-Ho. Bon-Hwa nın gözleri birden açıldı "Yani bir kızın peşine düştü." ikisi birbirine bakıştılar ve gülümsediler. "O halde eğlence başlıyor." dedi Bon-Hwa. "Hayır." dedim "Bu kız özel."

...

Telefonum tekrar çaldığında duvara fırlatmak istedim ama neyse ki Berk değildi.

Telefonu açtım. "Alo?"

"Alo.. Ben Lee Min Ha. Nasıl olduğunu öğrenmek için aramıştım."

"Ah.. Kesinlikle harikayım."

"İyi olmana sevindim." bir süre sessiz kaldık. Sessizliği bozan ben oldum. "Yarın akşam evimizde tanışma partisi var.. Seninle zaten tanıştık ama sen ve arkadaşların isterseniz.."

"Çok isteriz."

"Baştan uyarmalıyım.. Bütün gece JT çalabilirim.."

"Onun mod.."

"Onun modası geçti dersen seni öldürürüm."

"Patron sensin.. O halde görüşürüz."

"Görüşürüz." telefonu kapattım ama sırıtmama engel olamadım.

...

JT? Peki.. Nedense birden içimde JT aşkı uyandı..

Bu kızdan cidden hoşlanıyorum. Umarım sevgilisiyle barışmaz... Ne diyorum ben? İyice hınzır oldum çıktım. Neyse..

Aren't you something to admire.. Cause your shine is somethin like a mirror...

Şarkıda fena değilmiş.

Koreli ÇocukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin