Bir Tutam Eski (Tamamlandı)

🌛45🌜

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayalım... (BÖLÜM +18)

"Demek o bez parçası aslında vedaydı. "  ağlamaktan boğuk çıkan sesime mani olamadım. Mehmetinde benim gibi ağladığını biliyorum. Her ne kadar dönüp yüzüme bakma desede sarsılan bedeni ve boğuk çıkan sesi onu ele veriyordu.

"Öyleydi. " sesindeki acı kalbimde can bulmuş gibi nefes alamadım. Şimdiye kadar Mehmete korktum anlatmaya.  "Sana yolladığım bez parçasından sonra askerler işkence anında beni öldürsünler diye karşı çıkacak her şeyi yaptım. Zaten mahrem bölgemdeki hasarıda o zaman aldım. Tam her şey bitti artık ölebilirim dediğim gün yine beni işkence odasına aldılar. Biliyordum o gün o odadan tıpkı Cüneyt gibi sağ çıkmayacaktım. Ancak karşımda seni buldum. Hemde karnınde bebeğimle. " kesilen nefesi yüzünden sustu. Bense artık ağlamaktan iç çekmeye dönmüştüm. Saçlarımın arasındaki parmaklar fark etmesemde beni rahatlatıyordu.

"Özür dilerim. Ben erkek çocuk istemendeki sebebin annen olduğunu düşünmüştüm. " hapisten çıktıktan sonra geceleri sıçrayarak uyandığı zamanları hatırlıyordu ancak bunların işkenceden dolayı olduğunu düşünmüştüm.

"Üniversiteye yine gideceksin. Sana sözüm söz. Hatta kahveye çırağı bırakırım ev işleriyle ve çocuklara bakmayla ben ilgilenirim. Sadece beni gördüğüm kabuslardan kurtar. Her gece rüyamda Cüneytin ölümünü görmemden kurtar. " acısı sanki somut bir nesneymiş gibi göğsümü sıkıyordu.
Daha fazla dayanamayıp kafamı kaldırdım. Mehmet kızarmış gözleri ve kireç gibi yüzüyle karşımda duruyordu. Minik elimi yanağına yaslayıp yaşları silmeye çalıştım.

"Bir ay sonra sınavım var ve sıkı bir çalışma yaptım. Büyük ihtimalle güzel bir bölüme gideceğim. O yüzden şimdiden temizlik, yemek ve çocuk bakma çalışmalarına başka. Oğlumuz olursa bocalamamış olursun. " muzip sesime karşılık koca adam tıpkı bir çocuk gibi güldü. Gözleriyle bile fazla masum duruyordu. Yatakta hafif doğrulup dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Yaşadığı acının tesellisini bende buluyordu.

"Merak etme onlara çok iyi bir baba olacağım. Sen sadece derslerine odaklan. " dudaklarını fazla uzağa çekmeden nefesini dudaklarıma vererek kurmuştu bu cümleyi. Sertçe yutkundum. İyi bir eş ve iyi bir baba alacağını her zaman biliyordu.

"Biliyorum. " üstündeki gömleğin düğmelerini titreyen elimle sokup tırnak izleriyle donattığım karnını ve göğsünü açığa çıkardım. Mehmet bedenine nüfus eden soğuk hava yüzünden gerildi. Bu haline ufak bir gülüş attım. Tırnaklarımla yırttığım derisine dudaklarımı bastırdım. Mehmet titrek bir nefes bırakırken kafasını yeniden yastığa gömdü. Evde Narin olmadığı için ikimizde inlemelerimizi tutmak zorunda değildik. Tırnak izini dudaklarımla takip edip göğsünden kasıklarına yakın olan yere kadar geldim. Morluğun en fazla olduğu yer buraydı. Mehmet küfürü basarken istemsiz dudaklarım gerildi. Sadece ufak öpücükler bile yüzümün yakınındaki erkekliğinin şişmesine sebep olmuştu.

Anlattıklarından sonra oturup onu teselli edip birlikte ağlamam gerekiyordu ancak biliyorum ki seçtiğim yöntem Mehmet için daha iyiydi. Hem sevgimi hemde arzumu sunup içindeki yaraları sarmak istiyordum. Hala kasığına yakın yerdeki morluğun üstünde dudaklarım dururken vakumlar gibi mor derisini dudaklarımın arasına aldım. Mehmet yatakta yarıya kadar doğrulurken anlamadığım sözler döküldü dudaklarından. Belliki morluk yüzünden hem canı acımıştı hemde zevk almıştı.

Derisini salıp kafamı kaldırıp yatakta yarı doğrulmuş olan kocama baktım. "Acıdıysa. " bırakayım diyecektim ancak elini enseme atıp kafamı kendisine çekti ve alt dudağımı iki dudağının arasına alarak emmeye başladı. Bende bos burmayıp üst dudağına ufak diş darbesi attım.