Bir Tutam Eski (Tamamlandı)

🌛25🌜

"Şimdi Sibel abla biz yâni ben evet ben senden bilgi almak istiyordum. Yengeme sordum da o utandığından anlatmadı. " Aynurun utangaç sesiyle bende gözlerimi kaçırdım.

"Ne bilgisi anlamadım ki?" Sibel abla boş gözlerle bize bakarken kahveden bir fırt aldı. Aynur gergince oturduğu yerde hareketlendi.

"Şu ilk gece ile ilgili bilgi almak istedim. Yani benimde yaşım geldi. Yarın bir gün evlenirim. " kırmızı yüzüne baktım. Arkadaşım sırf benim için ne hallere girdi. Bense tek kelime etmeden sessizce oturuyordum. Sibel abla göz ucuyla bana bakıp oturduğu yerde geriye yaslandı. Bizim aksimize hiç utanmamıştı bu mevzudan.

"Anladım ben derdinizi. Gülüm için yardım istiyorsun. Elimden geldiğince anlatırım. Ancak Gülüm bu utangaç haliyle bir şey yapabilir mi bilmiyorum. " Sibel abla benle dalga geçince iyice yerin dibine girdim. Nerden anlamıştı ki benim için sorduğumuzu. Şaşkın bakışlarımıza dayanamayıp yeniden konuştu. "Kızlar ordan bakınca aptal gibi mi duruyorum? Neyse ben size ilk gecede yaşadıklarımı ve yaşama ihtimaliniz olan şeyleri anlatayım. Aman annelerinize demeyin valla çenelerini çekemem. " Aynurla aynı anda kafalarımızı salladık. Sibel abla bir süre bizde gözlerini gezdirdikten sonra yeniden dudaklarını araladı.

"Aynur beynim eror vermiş durumda. Sibel ablanın dediği hiç-bir şeyi yapamam ben. Evet ayıp olmasın diye dinledim ancak. " diyip öğürme sesi çıkardım. Aynurda yüzünü buruşturup yastığı yüzüne kapattı.

"Sus sus dedikleri aklıma geldikçe. Tövbe tövbe. Erkeklerde  iğrendim resmen. " isyan eden arkadaşıma kah vermeden edemedim. Sibel abla Mehmetin aklında olabilecek olan düşünceleri bana söyleyince yerin dibine girdim. Bir de bana demez mi içine girdiğinde onu tahrik etmek istiyorsan adını inle.

"Bu akşam size geliyorum ve sende o kapıyı abine açmıyorsun. "  gelen öğürme isteğime engel olamıyordum.

"Valla beni ilgilendirmez otur evinde kocanla ne yapıyorsan yap. Ahanda ben kaçtım. Akşam radyonun sesini açayım. Sizin saçma seslerinizi duymak istemiyorum. " Dış kapıya doğru kahkaha atarak kaçarken elimdeki yastığı fırlattım. İyisi mi akşamı düşünmemek için kalkıp yemekle uğraşayım.

Zeyidin ağzından...

Çırak elindekiyle etrafı süpürürken bende elimdeki kasedi inceliyordum.  Bizim kapının önünden geçen Aynuru görünce elimdeki kaseti masaya atıp koşarak çıktım dükkandan.

"Aynur. " yürümeyi kesip bana döndü. Sanki onu çağıracağımı biliyormuşçasına seslenmeme hiç şaşırmamıştı.

"Efendim abi. " aklına sanki bir şey gelmiş gibi gözleri irileşti ve hızla gözlerini kaçırdı. Sanki bugün bir farklı davranıyordu.

"Geçtiğini görünce nasılsın diye sorayım dedim." Yüzü git gide kızaran Aynuru kaşlarım havada izledim. Benden önce bu kız ne yaşadıda duygudan duyguya geçiyordu.

"İyiyim abi. Sen. " gözlerini yere indirip özellikle benimle göz göze gelmedi. Ona doğru bir adım atınca irkilip gözlerini iri iri açıp bana baktı.

"Ben iyiyimde sen değilsin gibi. Baksana rengin atmış. " sorumla birlikte bu seferde elleri titremeye başladı. Artık eminim bu kıza bir şey olmuştu.

"Abi benim işlerim var gideyim. " seside tıpkı elleri gibi titreyince kaşlarım derinden çatılmıştı. Yoksa biri ona karışma cesaretinde mi bulunmuştu. İçim içimi yerken dayanamayıp konuştum.

"Dur bir Aynur. Halin iyi değil biri seni rahatsız mı etti. Sakın çekinme bana de. Abine demeden hallederim ben. " kafasını deli gibi iki yana sallarken bana doğru bir adım attı. Sanki diyeceklerini biri duysun istemiyordu.