Mehmetle kahvaltının büyük çoğunluğunu hazırlamıştık ki kapı çalındı. Elimdeki peyniri bırakamayınca Mehmetin sesi mutfağı doldurdu.
"Ben bakarım. " ikimizde hala üstlerimizdeki pijamaları değiştirmemiştik. Mehmet mutfaktan çıkarken gülümsememi serbest bıraktım. Mutfakta hiç sesini çıkarmadan ne desem yapmıştı. Halbuki onunla evlenirken hiç böyle bir koca olacağını tahmin etmezdim. O kadar sert duruyorduki bırak bana yardım etmesini her gün işlerini yaptırıp evden çıkacak bir imajı vardı.
Aynur mutfağa girip göz ucuyla hazırladıklarımıza baktı. En sonda gözleri bende durdu. "Kız gelin sabahın köründe mi kalkıp hazırladın bunları?" Aynurun şaşkın sesiyle hemen arkasından mutfağa giren Mehmete baktım.
"Mehmet sa...." sağolsun diyecektim ki Mehmet telaşla hemen cümleye girdi.
"Erken saatte uyandırdım ki hazırlasın. " kaşlarını havalandırıp susması işaret etti. Demekki bana yardım ettiğini kimse bilsin istemiyor. Gerçi o da haklı. Kahvaltı hazırlamada bana yardım ettiği duyulursa dalga konusu olur.
"Evet erken uyandırdı beni. Hadi sen bunları masaya taşı. Mehmet evde ekmek yoktu sana zahmet alır mısın?"
Normalde hayatta isteyemezdim ancak sabahtan beri bana karşı iyi davranışlarından yüz bulup istekte bulundu. Mehmet sesini çıkarmadan mutfaktan çıkarken Aynur yanıma dirsek attı."Kız abim uysallaşmış ne yaptın öyle? Her sabah anneme söylenirdi ekmek almamak için. " Aynurun eğlenen sesiyle yüzümü daha çok eğdim.
Dedikleri beni utandırmıştı. Biz eşyaları masaya taşırken annemlerde gelmişti. Gonca annem bir baş köşeye benim annemde diğer baş köşeye kuruldu. Daha şimdiden dünür savaşları başlamamıştır herhalde."Maşallah kızım nasılda güzel hazırlamış. " annemin gurur duyan sesiyle Gonca annemin sesi duyuldu. Onunda göğsü kabarmıştı.
"Aynen dünür gelinim diye demiyorum maharetlidir. " benle Aynurda gülerek ikisini izliyorduk. Onları tanımayan biri birbirlerini çekemiyor sanar ancak biz biliyoruz ki işi eğlenceye dökmüşlerdi. Babamsa evime gelmemişti yine. Tıpkı düğünüme gelmediği gibi. Kapı çalınca bu defa ben koşturdum. Mehmet gelmişti büyük ihtimalle. Kapıyı açıp elindeki ekmekleri aldım hemen. O da ayakkabılarını çıkarmakla uğraşıyordu.
"Annemler gelmişte. " dudaklarım birbirine kendiliğinden bastırıldı. Annemler demişti. Yani annemede anne demişti. Bende cevap gelmeyince kafasını kaldırıp baktı. Bense aptal aptal sırıtıyordum. Hızla gülümsememi silip konuştum.
"Evet geldiler. Fazla olmadı zaten. " odaya o önde bende hemen arkasında girdik. Baktıki annelerimiz baş köşeye oturmuş kendiside anneme doğru oturdu. Bense ayakta kararsız kalmıştım. Onun yanına mı gidip oturmalıyım yoksa Aynurun yanına mı oturmalıyım. En iyisi Aynurun yanına oturmak yoksa heyecandan yemek felan yiyemem. Mehmet nereye oturacağımı fark edince gözleriyle yanını işaret etti. Hala elimde ekmeklerle ayakta dikiliyordum. Utangaç gözlerim yanındaki sandalyeye kaydı. Başka çarem yoktu. Adam kendisi beni yanına çağırmıştı. Ekmekleri Aynura verip Mehmetin yanındaki sandalyeye oturdum.
Masada bizim düğün ile ilgili mevzular konuşuluyordu. Bir ara kim ne taktı diye bile konuşuldu. Küçük lokmalar yerken bakışlarım Mehmetin iri eline kaydı. Benim parmağımdaki alyansın büyüğü onun parmağındaydı. Elimi ekmeye atınca kolumdaki altınlar ses çıkardı. Bende utanıp hızla kolumu kendime çektim. Normalde hayatta takmazdım bu altınlarıda Gonca annem zorladı beni. Yeni gelin altınsız olmazmış.
Mehmet kendi önündeki parçaladığı ekmeği kimseye fark ettirmeden önüme indirdi. Kafamı çevirip gözlerimle teşekkür ettim.
"Kızım evliliğinizin üstünden biraz zaman geçsin akrabaları, mahalleliyi misafirliğe alırız. Herkes evini çok merak ediyor. " annemin heyecanlı sesine istemsiz bende merak ettim. Evimin eşyalarını Mehmet sayesinde hep ben seçmiştim. Evet alışverişe kalabalık gittik ancak Mehmet akıllılık edip annesini tembihlemişti. Ben ne istersem onu alacaklarmış. Koltuğumun üstündeki örtüye kadar her şey benim zevkime göre alındı. Açıkçası bunu millete göstermekte istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Tutam Eski (Tamamlandı)
Novela JuvenilEskilerin sıcacık mahallelerine ve aşklarına götürmeye geldim sizi. Aşkın değerinin bilindiği zor zamanlara hadi hep birlikte gidelim. Mahallenin sıcak atmosferine davetlisiniz. Yanlız şimdiki zaman aşkını beklemeyin kitapta. O zamanlar bırak el ele...