🌛11🌜

69.4K 3.3K 327
                                    

Satır aralarına yorum yapmayı unutmayın...

İçerideki dağınıklığı göz ardı edip ürkek adımlarla kahvenin içine doğru yürüdüm. Mehmet abinin bakışlarını hissetsemde dönüp bakmaya cesaret edemiyordum.

"Abi ben baklavayı şöyle bırakayım. Annem geri gel demişti. " yalan annem böyle bir şey demedi. Sadece tuhaf bir şekilde Mehmet abinin sinirinden korktum. Ya sinirini bizden çıkarırsa.

"Melahat abla geri gel demedi. O yüzden otur şu sandalyeye. " Aynurun yalanımı ortaya çıkarması ile iyice yerin dibine girdim. Neden beni rencide etmişti ki. Uysal bir kız oldum ve sandalyeye usulca oturdum. Davul sesleri hala geldiğine göre millet oynuyordu.

Dükkana aniden dalan Selçuk abi yüzünden ufak bir çığlık attım. O kadar gergin oturuyordum ki kahvede o şekilde gelmesi korkutmuştu. Çığlığımdan o da korkmuş olmalıki arkasındaki sandalyeye zor tutundu.

"Niye bağırıyorsun Gülümser?" Adamın rengi atmıştı resmen.

"Kusura bakma abi biraz gergindim de. " ya şimdi niye gerginsin derse ne diyeceğim. Abi Mehmet abi sinirlide ne zaman bana patlar diye korkuyla bekliyorum mu diyecektim. Selçuk abi beni es geçip Mehmet abiye kaset verdi. Eline aldığı kasetle birlikte kafasını kaldırıp kahvelerini mavilerime dikti.

"Bu senin Zeyite doldurduğun müzik kaseti. Bir daha o dükkana girdiğini görmeyeceğim. Hele o Ali iti etrafında dönmeyecek. " Mehmet abinin sert sesi yüzünden kafamı birbirine kenetlediğim ellerime indirdim. Deli gibi korkuyordum bana bağırıp çağırmasından. Dedikleri bir bir aklıma dolarken kaşlarım çatıldı. Benim nereye gideceğime kiminle konuşacağıma neden bu kadar takmıştı ki. Usulca ayaklanıp elinde salladığı kaseti aldım. O da zorluk çıkarmadan vermişti.

"Ben gitsem iyi olacak. " ağlak sesime içimden küfürler sıraladım. Bana sesini bile yükseltmediği halde fırça yemişim gibi gururum kırılmıştı. Gözlerim dolu dolu kahveden çıkarken Aynurun seslenmelerine bile dönüp bakmadım. Biliyorum ki ağlamam an meselesiydi ve bunu birinin görmesini istemiyorum. Titreyen ellerimle zorla kapıyı açıp içeri girdim. Annem hala arkadaşları ile oturduğu için oturma odasına uğramadan kendimi odama attım. Akmak için bekleyen yaşları sonunda serbest bıraktım. Öncedende benimle sert konuşurdu ancak ben bunlara alınmazdım ancak bu son konuşma nedensizce beni kırmıştı. Halbuki her zamanki Mehmet abi.

.......

Ertesi sabaha kadar annemin ısrarlarına rağmen odamdan çıkmadım. Nedeni ise ağlamaktan şişen gözlerim yüzünden. Beyaz tenli olmanın kötü yanıda bu olsa gerek. En ufak bir seyde yüzüm şişiyor ve kızarıyordum. Şimdide öyle olmuştum. Üst dudağımın üstünde ince bir çizgi kabarmış ve kızarmıştı. Bu durum dudağımı dolgunmuş gibi göstersede aslında kötü bir durum. Dudaklarım fazla göze çarpıyordu. Gözlerimin etrafı ise şişmiş ve hafif kızarmıştı. Mavi gözlerimde buna eklenince biraz korkunç bir görüntüye sebep oluyordu. Böyle insan içine nasıl çıkacağım ki.

"Annem. Bak kızım sen çıkmadıkça ben korkuyorum. Hadi gel bak bugün halıları yıkayacağız. " ellerimi yüzüme kapattım. Yani bu halimi bütün mahalle görecek. Arkadan kitlediğim kapımı açıp anneme baktım. Yüzümün halini görünce gözleri irileşti. Beni soru yağmuruna tutar sanıyorken beni şaşırtıp tek kelime bile etmedi. Belkide beni daha çok üzmemek içindir.  "Hadi eskilerini giy gel. Bizim, Goncanın birde Sibelin halılarını toplucana sokakta yıkayacağız. " bu soğukta halı mı yıkanır. Soba bile kurduk anne. Yakında kömürler yanacak bizimkilerin aklına yeni halı geldi.

"Anne ben daha yeni yeni kendime geliyorum. Suya hiç girmesem. " yalvaran sesimi hiç umursamadı.

"Merak etme çizme giyerek yıkayacağız. Üstünüde ıslatmazsan bir sorun yok hadi. " itiraz etmemi beklemeden beni arkasında bırakıp gitti. Bende omuzlarımı düşürüp dolaptan eskilerimi çıkardım.

Bir Tutam Eski (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin