Bir Tutam Eski (Tamamlandı)

🌛46🌜

Beğenmeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayalım...

Sonunda hepimizin beklediği Mehmetin Gülümü sahnesi geldi.

Sabaha kadar uyuyamadığımız için ikimizde sarhoş gibi evin içinde dönüyorduk. Hata bende. Neden fantezi yapma peşine düşüyorum ki. Adamın içinde uyuyan canavarı uyandırmıştım resmen. Belim, karnım, kalçam, heleki kendimi çok sıktığım için başım çok kötü ağrıyordu.

"Ben işe gideyim. " daha yeni banyo yapmış olan kocama yarı açık gözlerle baktım. O işe gidince bende kendimi yatağa atacağım. Tabi çarşafları topladıktan hemen sonra. Mehmet eğilip ayakkabısını giyerken bende kapıya yaslandım.

"Kahvaltı yapmadın. " uykulu ve hırıltılı çıkan sesime ufak bir bakış attım. Konuşurken bile boğazım ağrıyordu. O kadar bağırmadan sonra halim normal tâbi.

"Abiş abidan poğaça alırım. Sende yorgunsun uyu biraz. " sende uyu demek isterdim ancak işe gitmesi gerektiğini bildiğim için sesimi çıkarmadım. Gitmeden hemen önce anlıma ufak bir öpücük kondurdu. "Tezgahın üstüne ağrı kesiciyle bir bardak su bıraktım. Kapıyı kapatınca iç. " demek ben banyodayken gidip ağrı kesici almıştı. Başımla onay verip ufak bir gülümseme attım. Mehmet gidince bende mutfağa gidip ağrı kesiciyi içip suyu kafaya diktim. Bu ağrının geçmesi için başka seçeneğim yok gibi.

Çarşafları toplayıp yere indirip temizlerini serdim sonrada kendimi yatağa attım. Bedenimdeki acılar yüzünden uyumam diye düşünürken gözlerimi kapatmamla uyumam bir oldu.

Çalan zille gözlerimi zorla araladım. Her kim geldiyse alacağı varmış gibi habire zili çalıyordu. Birine bir şey oldu korkusuyla ayaklanıp ağrılarımın izin verdiği hızla dış kapının önüne gelip açtım. Aynur kucağındaki Narinle hırsla girdi eve. Daha ne olduğunu bile anlayamadım. Fidan merdivenleri korkuyla çıktığını görünce kaşlarım derinden çatıldı neler oluyordu burda.

"Aynur annen aşağı inmeni söylüyor. Daha konuşması bitmemiş. " korkudan sesi yüksek çıkan kıza boş gözlerle baktım. Daha bizim kapıya kavuşmadan Aynur kapıyı büyük bir gürültü ile çarptı. Öyleki Narin çıkan sese irkilip ağlamaya başladı. Kızımı kucağıma alıp Aynura baktım. Gözleri hem öfkeli hemde üzgündü. Ben uyurken neler olmuştu öyle.

"Gülümser sen içeride bekle. Ben pencereden abime sesleneyim. Konuşacağımız mevzu onuda kapsıyor. " sinirli halinden korktuğum için sesimi çıkarmadan oturma odasına gittim. O da mutfağa doğru adımladı. Belimdeki ağrı yüzünden kilo almış olan kızımı fazla taşıyamadan koltukta yanıma indirdim. Kızım ağlamayı bırakmış iç çeke çeke bana sarıldı. Bende kollarımı etrafına sarıp odaya gelen görümceme baktım. Bu arada dış kapıyı döven Fidanın sesi azda olsa geliyordu. Ancak ne dediği anlaşılmıyordu.

"Aynur neler oluyor? Fidan neden kapımızı dövüyor? Sen neden bu kadar sinirlisin?" Meraklı sesimi duyan görümcem dolmuş gözleriyle bana baktı. Pekala bunu hiç beklemiyordum.

"Biraz sonra anlatacaklarımdan sonra bana kızma olur mu? Yemin ederim benim bir suçum yok. " yaşlar yanaklarından akarken dudaklarımı birbirine bastırdım. Narini ağrılarım yüzünden kucağıma alıp Aynurun yanına gidemeyeceğim için öylece koltukta oturdum. Dış kapının ardından Mehmetin sesi gelince ben ayaklanmadan Aynur ayaklandı. Titreyen vücudu ile odadan çıktı. İçime oturan öküzle öylece kalmıştım koltukta.

Odaya giren Mehmetin telaşlı gözleri ilk önce kızında sonrada bende dolaştı. Aynur pencereden çağırınca bize bir şey oldu sanmış olmalı. Kendini koltukta yanıma atıp kolunu omzuma dolayarak beni kendine çekti.