Akşam konuşacağız deyip gitmişti. Ben aşağı inince de sorular ardarda gelmiş benim kısa cevaplarımdan sonra Çalışanlarla emir vermek dışında konuşmayan Taha Bey'in bile katıldığı nokta şımarık bir veledin istekleriydi. Gün yoğun geçmiş eşyalarımı yerleştirmek için beklediğim o boş anı bir türlü bulamamıştım. Aliye Hanım'ın misafirleri gelmiş, bahçede havuzun yanında servis yaparken beni misafirlere tanıtmıştı. Kadın tam bir görgüsüzdü ama misafirlerim dediği hem çirkin hem de görgüsüzdü. Bizi gösterip yaptığı iyiliği anlatmak için servisleri ben ve annemden istemişti.Sanki tüm bunlar bizim elimizdeymiş gibi Mehir de laf atmış benim canım iyice sıkılmıştı.
Şu Acar işini halledersem bana yapacaklarımı söyler,istediklerini sıraladıktan sonra ona görünmemek için her şeyi yapacaktım. Sonuçta ev, ev değil saray yavrusuydu. Önüne özellikle çıkmazsam sorun yoktu. Zaten çalışanlar ve ev sahipleri arasında kesin çizgiler vardı. O zaman geriye sadece Mehir'e katlanmak kalıyordu. Diğerleri bu kadar şirin ve insancılken (hatta Taha Bey bile) Mehir başka bir şeydi.
Eşyaları yerleştirmem bittikten sonra telefonu elime alıp mutfağa geçtim.
Ofladım yatağıma uzanamak, uyumak istiyordum artık halbuki saat daha ondu ve Acar talimatlarını söylememişti. Onu beklemem gerekti. Annem beklemem gerektiğini söyleyip yatmaya gitmişti. Son pantolonumu da katlayıp Dolaba koydum ve ararsa diye Mutfağa geçtim. Ders çalışamayacak kadar yorgundum ben de sadece telefonumu yanıma alıp masaya oturdum. Yarın okula gitmeyecektim ama biraz gergindim. Bir daha okuluma gitmeyeceğime o kadar emindim ki şimdi iki günde değişen hayatım rüya gibi geliyor. Elimden geldiğince para biriktirip bir üniversiteye gitmeliydim. Mezuna kalmayI yine düşündüm ama o kadarını yapamazdım hem daha hiçbir şey bitmemişti ki çalışıp sınav sonucuna göre düşünmeliydim.
Bunları düşünürken birinin omzuma dokunmasıyla yerimden sıçradım ve maalesef telefonda yere düştü."Berfu, iyi misin?Çok dalmıştın saat geç olduğu için seslenmek istemedim."
Telefonumu yerden alıp kontrol edene kadar cevap falan vermedim zaten bana konuşacağız demese uyuyor olurdum ben. Bu zor zamanımda bir de telefon almakla uğraşamazdım. Yere düşünce ses çıkmıştı ama görünüşe göre telefonda bir şey yoktu. Bu beni biraz sakinleştirdi derin bir nefes alıp Acar'a döndüm.
"Akşam konuşacağız dediğiniz için bekledim, annem de ne kadar geç olursa olsun beklemem gerektiğini söyledi."
Gülerek, "Anladım, Berfu beni bu yüzden bekledin tamam."
Ters bir şeyler söylemek geldi içimden ama uzatmamak için sustum. Galiba o da anladı ve direkt lafa girdi.
"Hadi gel Yukarıya çıkalım."
"Yukarı mı sebep?"
"Odamın detaylarını bilmeden benim istediklerimi nasıl yapacaksın?"
Haklıydı ama yukarıya odasına gitmek çok uygunsuz geliyor du keşke beklemeseydim yarın da özür falan dilerdim.
Bana bakarken mecburen başımı salladım. Sırıtarak önüme düştü. Asansöre yöneldi, ilk bindiğimde gereksiz büyük dediğim asansöre şimdi bu kadar büyük olduğu için şükür ettim. Tam arkasındaydım, inene kadar da konuşmadı. Asansörden odasına gidene kadar yine konuşmadı.
Odasına girince bütün gün aklımda olan soruları sormayı düşünüyordum çünkü bir daha imkan bulamazdım ama odayı görür görmez ben her şeyi unuttum. Oda çok büyük ve çok da güzeldi. Ben bu odadan ömür boyu çıkmamayı kabul ederdim. Odaya bakarken bir anda dank etti, ben tek başıma bu odayı nasıl temizleyecektim. Taha Bey, aylık yapılan temizlikte odada bulunup yönlendireceğimi söylemişti ama peki ya öncesi. İçimden küfrettim bu piç yüzünden tüm vaktimi burada harcayacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN
General FictionBerfu kendi yolunu çizerken buldu Acar'ı doğuştan yorgunken buldu aşkı. Hayal kırıklığının en büyüğünü de buldu onda vazgeçemediği aşkı da... Hayatta her şeyi önünde olan hiçbir zaman hayır cevabını duymayan bir arkadaş grubunun ve bu grubun en popü...