Otobüs durunca inip yürümeye başladım. Bir yerden sonra yol yokuş gibiydi ve ben iyice yorulmuştum. Artık çıkmak istediğim o eve girip duş almak istiyordum. Yere baka baka yürürken, "Nerdesin sen," diyen sese irkilerek baktım. Duvara yaslanmıştı ve sinirli gözüküyordu.
"Ne?" Hem onu gördüğüm için hem de beni burada beklemesinin şaşkınlığıyla sadece bunu söyleyebilmiştim.
Duvardan ayrılıp karşıma geçti. "Seni kaç defa aradım niye cevap vermedin?"
"Niye aradın beni?"
"Berfu birkaç gündür seni görmedim. Bugün de izinliymişsin."
"Anlamıyorum birbirimizi görmek için bir neden mi var? Yarın akşam görüşelim deyip gittin şimdi de seni görmedim diyorsun." Artık ona 'siz' diye hitap etmekten vazgeçmiştim ama istediğim bundan sonra benim için 'siz' olmasıydı.
Kaşlarını çatmış bana bakarken," Sen peki bu saate kadar Nerdesin? Taha abiye de fazla bir şey soramadım zaten. "
" İşim vardı. Şimdi günler önce konuşmamız gereken konuyu konuşup eve geçebilir miyiz?"
"Berfu ne oluyor?"
"Anlamadım? " diye sordum gerçek şu ki gerçekten anlamamıştım.
"Böyle ayak üstü konuşulmaz. Sen telefonlarıma dönseydin seninle bir yerlerde buluşup konuşurduk."
"Tamam olan oldu, şimdi konuşalım."
Birden uzanıp elimi tuttu. Kalbim hızlanmaya başlayınca hemen elimi çekip bir adım uzaklaştım. O da bu tavrımı garip karşılamış olmalı ki Kaşlarını çatıp anlayamadığım bir şekilde bana baktı. Sanki benimle ne yapacağına karar veriyordu. Değişimi o kadar çabuk oldu ki az önce hayal mi kurdum diye düşünmedim değil.
"Seni özledim. Sen beni özledin mi?"
"Ne?" Yüzümün kızardığını da hissettim.
"Bak Koray'ın başı beladaydı. Birkaç gündür onunlaydım. Anladığım kadarıyla yarın geldiğimde konuşalım dediğim için ve gelmediğim için kızgınsın."
"Kızgın olacak bir şey yok. Ayrıca seni kızacak kadar tanımıyorum ,"son kelimeleri söylerken sesim titredi. Derin bir nefes alıp devam ettim." Iş verenimsin bırakalım daha uzamadan öyle kalsın. "
" Yine, ters haline dönmüşsün, "deyip sırıttı. Ben burada ne diyordum onun takıldığı noktaya sinirlenmiştim.
Oflayıp yanından geçmeye çalıştım. Kolumu tutup durdurunca ona bakmadan durdum." Tamam özür dilerim. Bak şimdi konuşmayalım. Lütfen bugün odama gel. Konuşuruz. "
" Hayır, şimdi konuşalım bitsin."
"Saatin farkında değilsin galiba Taha abinin sana kızmasını mı tercih edersin."
Haklıydı, haklı olması daha can sıkıcıydı.
" konuşacak Neyimiz olabilir ki? Bırakalım bu işi burada."
"Eğer bu akşam gelmezsen sürekli Mutfağa gelir seni rahatsız ederim," deyip eve doğru yürümeye başladı. Orada ne kadar durdum bilmiyorum ama birkaç gündür konuşmak için beklediğim Acar'dı. Acar benden ne istiyordu bilmiyordum ama yine olmayacak bir şeyler beklemek istemiyordum.
Sakinleşene kadar bekleyip arka bahçeye doğru yürüdüm. Anahtarla da bahçe kapısını açıp benim odamında penceresinin göründüğü alana kadar yürüdüm. Sadece bahçe kapısını kilitlenirdi. Koridordan geçip Mutfağa girdim. Gönül isterdi ki direkt odama gideyim ama mutfaktan sonra odama gidiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN
General FictionBerfu kendi yolunu çizerken buldu Acar'ı doğuştan yorgunken buldu aşkı. Hayal kırıklığının en büyüğünü de buldu onda vazgeçemediği aşkı da... Hayatta her şeyi önünde olan hiçbir zaman hayır cevabını duymayan bir arkadaş grubunun ve bu grubun en popü...