BÖLÜM 9:IKINCI TANIŞMA

602 13 0
                                    

Kendime bir daha görmeyeceğim zaten derken o kadar emindim ki ama şimdi 'Hayat sen plan yaparken başına gelenlerdir.' sözünü hatırlatırcasına gerçek karşımda bana bakıyordu.Neden ama neden Acar'ın evi olmak zorundaydı burası,neden ama yani neden?O kadar şaşırmıştım ki  tam bir aptala benziyor olmalıydım.Tam konuşacakken ağzımın kuruduğunu farkettim.Boğazımı temizlemeye çalışıp Acar'dan bir adım uzaklaştım.Acar tehlikeliydi benim için .Çünkü görünüşe göre ben hala ondan  etkileniyordum .Şimdi de tokatın hesabını soracaktı ve bu evde iş verenimdi.Sonra kafama dank etti belki Aliye Hanım'ın misafiriydi.Bu fikir içime biraz su serpti.

"Merhaba,şey ben burada çalışıyorum da daha doğrusu," biraz daha kekeleyecek gibiydim o yüzden boğazımı bir kez daha temizleyip konuşmayı denedim "Ben, siz burada mı yaşıyorsunuz?" deyip içimden kendime küfrettim. Bunu en son sormalıydım ama işte ağzımdan çıkavermişti.

Gülerek elini cebinden çıkardı ve bir elini saçından geçirdi. Kafasını sağa sola sallayıp bana döndü. "Evet, Berfu bu evde yaşıyorum ve sen de şu yeni gelen çalışansın," deyip sırıttı.

Adımı hatırlıyordu demek, mutlu oldum bir an ama sonra zaten her şey iki gün önceydi tabi unutmaz diye düşündüm.

"Acar Bey, ben özür dilerim," deyip pat diye konuştum. Onun ise sırıtması genişledi.

"Acar Bey mi? Yanılmıyorsam aynı yaştaydık?" deyince ben sadece kafamı sallayabildim. Başımı eğmiştim o yüzden hala sırıttığım konuşmasından anladım sesi keyifliydi. "Özür mü, neden?" diye sorunca gözümü yumup açtım ve kafamı kaldırdım.

Dudağımı içini kemirdim, Acar'ın grubunu görmüştüm eğer Acar da onlar gibiyse çekeceğim var demekti ve en önemlisi ben Acar'ı gördüğümden beri hızla atan bir kalbim vardı.

"Biliyorsunuz, yani aslında biliyorsunuz ben size tokat atmak istememiştim siz benim dibime girince aniden olan bir olaydı."
"Nasıl dibine," deyip bir adımla yine cuma yaptığı gibi başımda dikildi. Ben kısaydım ama o da aşırı uzundu ve ben şimdi onun göğsüne bakıyordum. Başımı kaldıramamadım o bunu farketmiş olmalı ki çenemi kaldırdı, gözünün içine baktım mavinin en güzel tonuna sahipti bu gözler. Biri adımı çağırana kadar kendime gelemedim. Sesle birlikte irkildim ve hemen Acar'ın elini çekip ondan uzaklaş tım. Gelen Mehir'di ve ben ona dönünce ters bakışlarıyla karşılaştım.
"Günaydın Acar Bey uyandığınızı bilmiyorduk, birazdan kahvaltınız hazır olur efendim."
"Kahvaltıyı yarım saat sonra hazırlayın," deyip bana döndü kısık sesle "Sonra görüşürüz zaten aynı evdeyiz." Göz kırpıp uzaklaştı. Inşallah Mehir görmemiştir diye içimden dua ettim.

Acar gider gitmez Mehir yanıma gelip "Hiç uğraşma senin gibi birine bakmaz Acar Bey, burada uzun kalmak istiyorsan bu hayalinden vazgeç."

"Ne hayali ne uğraşması, ne diyorsun sen sadece tanıştık," ben bunu der demez kolumu yakalayıp sıktı. "Ben ne gördüğümü biliyorum, bu halinle Acar Bey'i elde edeceğini düşünen bir gerizekalısın o kadar." Son kelimeleri bağırarak söylemişti, kolumu sıkmaya devam etti. Bir hışım kolumu çekip onu ittim.

"Sana ne oluyor ki, bu öfke niye?" Şaka gibi bir durumun içine düşmüştüm.

"Içini rahatlatacaksa daha önce tanışmıştık ama kim olduğunu bilmiyordum, ikimiz bu yüzden biraz şaşırdık o kadar."

Yüzüme dik dik bakmaya devam ediyordu ama o üstelemediği için ben de daha fazla şey söylemedim.

"Buraya seni çağırmaya geldim, Taha Bey seni soruyor. Ayrıca kahvaltı kalktı yani öğlen yemeğine kadar beklemek zorundasın" Bunu der demez yürümeye başladı.

SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin