Sabah geç yatmama rağmen dinç uyandım. Belki bunda Acar'ın da payı vardır. Onu düşününce yüzümde bir gülümseme oluştu. Yüzümü elimin içine alıp daha büyük sırıttım.Kararlıydım Acar'la bir şey başlamıştı ve ben sonu olmadığı halde onunla yaşayacaklarımı yaşamak istiyordum. Ondan gerçekten hoşlanıyordum ve en azından Acar'ın hevesi geçene kadar beni bu kadar heyecanlandıran çocukla zaman geçirmek istiyordum.
Onunla konuşmalıydım sonuçta Annem de burada çalışıyordu ve bir sorun çıksın istemezdim. Olası bir terkedişte anneme zararı dokunmamalıydı bu olayın. Kendimi birkaç günkü ruh haline sokmak istemiyordum boşvermeye karar verdim. Hayatımda ilk kez bencil olacaktım.
Yataktan kalkıp lavaboya geçtim, dişimi fırçalarken annem odamın kapısına vuruyordu. Fırça ağzımda kapımı açmaya gittim. Gelen annem değil Yeşim'di.
"Berfu annen yolladı beni. Uyanmamıştır o deyince ben geldim."
Kafamı sallayıp elimle diş fırçamı gösterdim. Gülümseyip, "Tamam işin bitince gelirsin kahvaltı hazır." dedi.
Benim tek yapabildiğim ağzımda diş fırçası varken yine kafa sallamak oldu.
"Tamam gittim ben sen hazırlan."
Yeşim gidince lavaboya geri döndüm. Okul kıyafetlerimizin üstüne başkaları kazak ya da okul hırkasından başka bir hırka giyse bile ben şimdiye kadar hiç okul kıyafeti hariç bir şey giymemiştim. Üzerime tuttuğum kazağı çok düşünmeden giyiverdim. Mutfağa geçmeden önce son kez aynadan baktım ve sanki milyonlar alacakmışım gibi maaşımla bir boy aynası almaya karar verdim. Düşünüyorum da şimdiye kadar ekim maaşıyla çok şey yapmaya karar vermiştim. Gülümseyip, omuz silkip çıktım.
Mutfağa geçince, "Günaydın," deyip masaya oturdum.
Hepsi bir ağızdan"Günaydın, "dedi. Servisle ilgilenenler hariç hepsi sofradaydı.
Ben yemeğe dalıp sohbete katılmadığım için Hanife abla bana seslenince irkildim.
" Ee Berfu heyecanlı mısın? "Ben başımı sallarken o devam etti." Benim oğlan da bu sene üniversiteyi bitirecek inşallah. Siz taşınmadan önce ziyaretimize bile geldi. Ankara 'da okuyor orda evde kalıyor. "
Hanife abla birkaç defa çocuk okutmaktan bahsetmişti ama oğlu olduğunu ve hala okuduğunu yeni öğreniyordum.
Mehir mutfağa girince soracağım soruyu da unuttum.
"Berfu burda mısın? Aliye Hanım seni istiyor. Salonda." Buz gibi sesiyle bunları söyleyip kendine kahve koyup masaya oturdu.Mehir'e nedenini soramayacağım için merakla ayağa kalktım.
"Hanife abla çantam burda, hemen gelirim olur mu?"
"Tabii kızım sen git biz burdayız."
Teşekkür edip hemen asansöre koştum. Hem söyleyeceği şeyi merek ediyordum hem de okul için biran önce yola çıkmam gerektiğinin farkındaydım. Aliye Hanım 'dan çekindiğim ve hoşlanmadığım için yanına giderken biraz isteksizdim. Salon büyüktü ve yemekte burda yenilirdi.
Masada sadece Selim Bey vardı ama o da sinirli sinirli telefonla konuşuyordu. Aliye Hanım' ı sormak için beklerken Selim Bey telefonu indirip, "Ne bekliyorsun sen?" diye çıkıştı. Bu adamı gördüğüm iki seferde azarlanmıştım ama buraya eşi çağırmıştı.
"Özür dilerim efendim beni Aliye Hanım çağırdı."
Ters bir bakış atıp sofradan kalktı. Bana bir şey demeden yanımdan geçti ve telefonla konuşmaya devam etti. Ben arkama dönmeye cesaret edemeyip Aliye Hanım'ı ayakta beklemeye başladım. Beş dakika sonra tam da saatime bakarken biri omzuma dokununca irkildim. Hemen arkamı döndüm Acar'dı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN
General FictionBerfu kendi yolunu çizerken buldu Acar'ı doğuştan yorgunken buldu aşkı. Hayal kırıklığının en büyüğünü de buldu onda vazgeçemediği aşkı da... Hayatta her şeyi önünde olan hiçbir zaman hayır cevabını duymayan bir arkadaş grubunun ve bu grubun en popü...