Hangi kafayla benden özür dileceğini düşünmüştüm ki?Içimden küfredip Yaser'e döndüm.
" Ben zaten boş zamanımda hep çalışıyorum yani senin bulduğun işi kabul edemiyecem teşekkür ederim yine de." diye acele bir cevap vererek yanından gitmek için sağa kaydığımda o da benimle hareket edip yine karşıma geçti.OfladımZengin züppesi işte illa istediği olsun istiyor.
"Bak iki hafta sonra abimin doğum günü ve seni temin ederim ki parası hiçte az olmaz, Okan 'ı gördün çevremizde de hep Okan gibilerle doludur.
" Yani zenginiz desene şuna. "
Sırıttı . "Akıllı kızsın. "
"Neyse ne, farkındaysan benim zaten bir işim var ve okulum olunca da akşam çalışmak için gelirim yani hiç vaktim yok anlayacağın." İkna olup beni yalnız bırakmasını istiyordum,"Teşekkürler yine de ." deyip yürümeye başladım.
Yaser'i kapıda görürken çalışma saatime çok az vardı saatime baktığımda on dakika geçtiğini farkettim.O şimdi yine geç kaldığım için azar işitecektim. Özür beklediğime inanamıyorum gerçekten.
Yaser birden önüme geçip "Bak bu numaram," deyip bir kağıdı avucuma sıkıştırdı. "Ayrıca yakında buradan ayrılacağını biliyorum," ağzımı bile açamadan ekledi,"Sevim sen aniden gidince bize çalıştığından ve yakında ayrılacağından bahsetti .Fikrini değiştirirsen haber ver mutlaka zaten ben de geç kaldım, bir saatten fazla vakit seni bekledim."Göz kırpıp benim daha önce farketmediğim bir arabanın arkasına geçti. Zengin züppeleri ne olacak diye içimden tekrar geçirdim, Okan'la nasıl kuzendi bunlar. Sonra boşverip koştur koştur içeri girdim.
Benim her gün kalmama alışkın şeften günlük azar dozumu alınca gözümü devirerek arkaya geçip üstümü değiştirdim.
Günüm her zamanki gibi geçti yoğun ve yorucu . Gün bitince Hakan'la vedalaşıp yola koyuldum.Biraz yürüdükten sonra bir bankta oturup Berfu'yu aradım.Ona sabah olanları anlattım ve o gün hiç bir şey söylemediğim halde Yaser ile bir şeyler olduğunu anlamıştı (sonuçta ben gitmeden önce Yaser hakkında o açıklamaları yapmıştı)ona rağmen hakkımda bu kadar şey anlatması canımı sıkmıştı.Daha doğrusu alamadığım özür sinirlerimi bozmuştu ve acısını da Sevim'den çıkarıyordum.
"Berfu ben özür dilerim, sen bizden ayrılınca ben de işinden bahsettim ama böyle bir şey yapacağından hiç bahsetmedi ben de şaşırdım açıkçası.
Kafamı banka yaslayıp " Artık önemli değil boşver.Zaten gidemem,verdiği kağıtta tarihi yazmış okulun açıldığı hafta cuma ,yeni bir program yapacakken Yaser 'in abisinin doğum günüyle uğraşamam.
Sevim uzun bir süre sustu sonra ;" Yaser iyi çocuk ben çok sevdim, Okan'ın böyle bir kuzeni olması hoşuma gitti. Şimdi de sana yardım etmesi. "
Sevim'e onun bana söylediklerini söylemek istedim ama böyle şeyleri kimseyle konuşmadım ben de sustum. Ona Okan'ı sordum.
" Çok nazik bana değer veriyor Berfu. Iç çekip devam etti. "Şimdi yıllardır içimde büyüttüğüm korkularım çok yersizmiş daha iyi anladım. Ondan gerçekten hoşlanıyorum, sen de onaylıyorsun di mi? Sonuçta cumartesi Okan'la sen de bayağı sohbet ettin "
" Ben seni mutlu eden birine nasıl karşı gelebilirim ki, konuşurken gözünü senden ayıramadı. Yıllardır peşinde koşa koşa tam vurulmuş sana demek ki? "deyip bir kahkaha attım. -
"Berfu 2,5 yıl önce hastanenin bağış günü için bir kutlamaydı onu gördüğümde babası da hatırı sayılır bir bağış yapmıştı, o ve babası gecenin yıldızıydı.Onu ilk görünce de çok yakışıklı demiştim içimden, sonra gecenin sonuna doğru benden dans etmemi istedi. Kalbim öyle hızlı çarpmaya başladı ki bir an kabul etmesem mi diye düşündüm ama işte sonunda dans ediyorduk ve ben rüyada gibiydim. Bana o gece hoşlandığını söyledi, o geceden sonra peşimden koşmaya başladı. Benim için o kadar mükemmeldi ki hep kaçtım ama artık daha az korkuyorum," deyip iç çekti ağladığını anlamıştım.Onun Okan için böyle düşündüğünü bilmiyordum bile.Sevim'e okuldaki konuşmalardan sonra Okan'ı sormuştum ve bu dedikodular devam etmesine rağmen bir daha sormamıştı.Soru sormayı ya da birilerinin hayatını fazla kurcalamazdım ama yıllar sonra Sevim'den gelen bu itiraf beni biraz düşündürdü. Sevim'le okul dışında pek görüşmezdik sorun genellikle benim çalışıyor olmam olurdu ama arkadaştık benim daha ilgili olmam gerekliydi.Sevim beni ders çalışmaya çağırdığında bile onunla fazla konuşmazdım.Okan ile buluşmasına gelmemi istemesine sitem etmiştim.
"Okan'ı bu kadar düşündüğünü ondan başından beri hoşlandığını bilmiyordum Sevim şaşırdım açıkçası."
" Inan Berfu bu hisleri ilk kez birilerine dillendiriyorum, bana kararsız ya şımarık demenden korktum."
"Asla, sana asla şımarık demem Sevim bence sen çok olgun hareket edip kendi doğrularına göre hareket etmişsin bu yüzden asla kimseden çekinme."
" Teşekkürler Berfu ."
Biraz daha bankta oturup Sevim ile konuştum.Normalden daha geç olduğunun farkındaydım ve hiç umurumda değildi.En son sonunda banktan kalktığımda ne kadar yorulduğumu anladım ayrıca saatlerdir telefonla konuşmakta beynimi sulandırmıştı. Belki de bu yüzden bizim evi görünce bu kadar mutlu oldum.
Aslında evin kapısını açarken ister içgüdü deyin ister altıncı his bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım. Kapıyı kapatıp hemen yanındaki lambadan ışıkları yaktım ve salonun ortasındaki adamları, koltukta ağlayan annemi gördüm. Salonumuzdaki adamları görünce aklıma ilk gelen kelime korkutucu oldu.
Adamlardan biri, duruşundan başlarındaki adam olduğunu düşündüğüm "Bize parayı verecek dediğin kızın bu mu kadın, bu daha çocuk alay mı ediyorsun benimle," diyerek anneme bağırdı. Annem içli içli ağlamaya başladı.
Sesimin titremediğinden emin olduktan sonra ki bağırsaklarımın düğüm düğüm olduğunu hissettiğim için bu çok bir şeydi, sesimin elverdiğince " Siz kimsiniz, evimizde ne işiniz var, " dedim.
Az önce bağıran adam yanıma gelip süzmeye başladı, o kadar rahatsız oldum ki uzaklaşmak için bir adım atacakken kolumdan tutup gözünün içine bakana kadar beni çekiştirdi"Abinin kumar borcunu sen ödeyecekmişsin, saatlerdir seni seni bekliyoruz,çalıştığın yere adam gönderdim ama sen çoktan çıkmıştın o yüzden biraz misafirperver ol küçük kız," deyip kolumu itti.
" Ne borcu, ne parası. Anne lütfen paramızın olmadığını söylesene."
Annem ayağa kalıp önümde durdu. " Sen paranı vermezsen abini yakalayıp öldürürüz diyorlar. Bu kadar mı hainsin, abin ölsün mü istiyorsun."
Duyduklarım ve adamların varlığı ben de soğuk duş yarattı, nerden çıktığını anlayamadığım bir soğukkanlılıkla az önceki adama dönüp " Lütfen bize birkaç gün izin verin," dedim.
Borcu sormamıştım bile çünkü buraya kadar geldiklerine göre az çok tahminde ediyordum.
" Bana bakın ,"bunu deyince hem anneme hem bana parmağını salladı," İzin falan yok, Baran itinin borcu alınmadan kimse bir yere gitmeyecek, paralı olan da geldiğine göre yarın ilk iş bankaya gidip para çekilecek. Kapıda adam olacak ve biriniz kaçarsa Baran'ın yaptığı gibi uzaklaşmasına izin vermeden gebertirim ,"deyip diğer üç adama baş hareketiyle 'gelin' dedi.
Onlar kapıyı çarpınca birkaç dakika kendimize gelemedik, sonra o kadar yoğun bir nefret hissettim ki anneme döndüm.
" Sen ne biçim bir kadınsın oğlunun borcu için benim paramı teminat gösteriyorsun,o paranın yeteceğini sana düşündüren ne?"
Annem koltuğunda çökmüş ağlarken bana döndü "Abini öldürmekten bahsediyorlar bu kadar mı gözünü para bürüdü, abin o senin hem ben hem sen tüm mal varlığımızı Baran için ortaya koymazsak bu adamlar onu yakalar öldürür, gördün işte kaçtığı için çok sinirli er. Bu haldeyken borcunu ödemekten başka bir yol yok. "
"Senin yüzünden hepsi, biz bu haldeyken bile yaptığı serserilik ortada. Aldığı paranın haddi hesabı yoktu ama yine de ne kadar isterse verdin. Tüm birikimin bitti değil mi ,"diye sordum.
Hala ağlarken başını aşağı yukarı indirdi. "Babanın birikimleri bile bitti sadece bu ev var elimizde," dedi. O an benim de gözlerim doldu, az önce adrenalin yüzünden biriktirdiğim her şey gözlerimden süzüldü. Buna inanamıyorum ya tüm birikimleri gitmişti şimdi sıra benim yıllardır biriktirdiğim paradaydı ve babamın ölü parasıyla aldığımız ev.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEN
General FictionBerfu kendi yolunu çizerken buldu Acar'ı doğuştan yorgunken buldu aşkı. Hayal kırıklığının en büyüğünü de buldu onda vazgeçemediği aşkı da... Hayatta her şeyi önünde olan hiçbir zaman hayır cevabını duymayan bir arkadaş grubunun ve bu grubun en popü...