DÖRDÜNCÜ BÖLÜM.

480 34 2
                                    

Mavişim in benim kalbimi parçalara ayırdığı o günden sonra bir daha hiç bir tatili evimde geçirmedim.
Üç yıl boyunda günü birlik uğrayıp gitmeler hariç hiç evimde zaman geçirmedim.
Liseyi üstün başarıyla bitirip hukuk fakültesine de dereceyle girdim.
Babam onun gibi avukat olmak istememe karşı çıksada ben kararımı çok tan vermiştim.
Benim için başka yol yoktu.
Benim hayalim babamın yolundan gitmekti.
Bu yolda ikinci adımımıda atmıştım.
Hukuk fakültesine kaydımı yaptırmıştım.
Ben babamın sarı ördeği artık bir avukat adayıydım.
Okulun açılma zamanı yaklaşıyordu.
Babam tatilin son günlerini evimde geçirmemi istiyordu.
Üstelik anneciğimin doğum günü de vardı.
Hepimiz o gün beraber olalım istiyordu.
Ben eve gitmek istemiyordum aslında.
Yıllardır bütün tatillerimi halamda geçirmiştim.
Bu yazda her zaman olduğu gibi buradayım.
Tatilimin çoğunu burada halamın yazlığında geçirmiştim.
Babama annemin doğum gününü burada yazlıkta kutlayalım diye çok ısrar etmiştim. Babam hiç bir şekilde kabul etmemişti. Babam da çok inatçı bir adamdı.
Ben inatçı huyumu babamdan almıştım kesin.
Babam kafaya takmıştı. Bu yazın son günlerini mutlaka evde geçirmemi istiyordu.
Halam, bile konuşmuştu ama babamı ikna edememişti.
Ben eve gelmek istemememin sebebini anneme ve halama açıklamıştım zaten.
Onlar her şeyi biliyordu.
Annem bu yüzden tatilleri halamın yanınada geçirmeme izin veriyordu.
Kendiside sık sık yanıma geliyordu.
Annem ben liseye başladıktan sonra bir firmada işe girmiş kendi mesleğini yapmaya başlamıştı.
Babam annemin yorulmasını istemese de ona engel falan olmuyordu.
Ben babamın isteğine daha fazla karşı gelmedim.
Yaz tatilinin kalan kısmını evimde geçirecektim çaresiz.
Anneme hazırlayacağımız sürpriz doğum günü partisi için halamla beraber hazırlanıp yazlıktan ayrıldık.
Eniştem babama yardım etmek için daha önceden gitmişti.
Annemin doğum gününü yılllardır sadece kendi aramızda kutlamıştık. Babam bu yıl daha kalabalık bir ortamda kutlamak istiyordu.
Çaresiz onu görmeye katlanacaktım. Benim ne kadar üzüldüğüm önemli değildi.
Ömemli olan babamın ve annemin mutlu olmasıydı.
Halam la beraber bizim eve geldiğimizde babam ve eniştem her şeyi hazırlamıştı.
Doğum günü partisi bizim büyük bahçemizde yapılacaktı.
Organizasyon şirketi gelmiş ve hazırlıklara başlamıştı.
Annem halam ve beni görünce hemen yanımıza geldi.
"Hoşgeldin yavrum" dedi bana sarılarak.
Bende anneme sarıldım sıkıca.
Annemi en son iki hafta önce görmüştüm ve çok özlemiştim.
Annem halama da sarıldıktan sonra bakışlarını tekrar bana çevirdi.
"Kızım akşam için sanada elbise aldım.
Odana bıraktım. Bak bakalım beğenecek misin?"
"Sen alırsında ben beğenmezmiyim annem.
Çok teşekkür ederim.
Ben hemen gidip bakayım"
Halam ve annemi bahçede bırakıp koşarak odama gittim.
Dolabımı açıp baktığımda elbise beni büyülemişti.
Annemin zevki her zaman muhteşemdi.
Elbisenin rengi kırmızının en güzel tonuydu.
Biraz kısaydı ama olsun du.
Artık on sekiz yaşındayım.
Bacaklarımında güzel olduğunu düşünüyorum.
Rahat bir şekilde giyebilirdim.
Saate baktığımda epey geç olduğunu gördüm.
Aslında partiden önce biraz uzanıp dinlenmek istiyordum
Ama uyuyakalabilirdim. Bu yüzden dinlenmeyi geceye bırakmalıydım. Önce hemen banyoya girmem lazımdı.
Hızlı bir şekilde üzerimi çıkarıp hemen duşa girdim.
Suyla oynamak en sevdiğim şeydi. Bu yüzden biraz uzun süren bir duş olmuştu.
Banyodan çıkınca önce saçlarımı kurutmak için saç kurutma makinesini aldım.
Tam saç kurutma makinesini çalıştıracaktımki dışardan gelen sesler duydum. Kim olduklarını merak ederek hemen cama gittim.
Camın perdesini biraz açıp baktığımda organizasyon ekibinin işlerini bitirtiklerini ve gitmek için hazırlandıklarını gördüm.
Hava da yavaş yavaş kararıyordu.
Kısa süre sonra misafirler gelmeye başlayabilirdi.
Bu yüzden hemen hazırlanmalıydım.
Dışarı bakmayı bırakıp perdeyi kapatacağım sırada karşı evin camında gördüğüm adamla olduğum yerde donup kaldım. Adam yine aklımı başımdan almıştı.
Benim mavişim değil miydi o?
Üç yıldır görmüyordum onu.
Evlerimizin arasında yol ve bahçe olsada ne kadar değiştiğini anlayabilmiştim.
Mavişim daha da yakışıklı olmuştu.
Bakışları hala şimşek gibiydi.
Hadefi ise her zaman olduğu gibi benim zavallı kalbimdi.
Ben onu unutmak için üç yıldır çabalıyordum oysa.
Ama onun mavilerini gördüğüm zaman anlamıştım.
Üç yılın çöpe gittiğini. Çünkü ben bu adamı unutamamıştım.
Maviş hala camda duruyordu.
Hatta bizim eve bakıyordu.
Hatta benim odamın camına bekıyordu.
Bu adam resmen bana bakıyordu.
Şimdiye kadar bana bir yada iki defa bakmıştı.
Oda yıllar önceydi.
Elimi yüzüme götürüp yüzüme gelen saçları çektim.
O sırada saçlarımın ıslak olduğunu fark ettim.
Fark ettiğim bir şeyde ben hala banyodan çıktığım haldeydim.
Sadece üzerimde havlu vardı.
Bunu fark ettiğimde yüzümün aldığı şekli ben bile görmek istemedim.
Ben salak kız ne yapmıştım böyle. Maviş bilerek yaptığımı düşünecekti.
Benim hakkımda neler düşünecekti?
Utanmıştım. Çok utanmıştım.
Ne yapacaktım şimdi?
Yapacak bir şeyim yoktu ki zaten.
Olan olmuştu, iş işten çoktan geçmişti.
Perdeyi hemen kapatıp hemen geri döndüm.
Olanları düşünmeden hemen hazırlanmam lazımdı.
Bende öyle yaptım.
Hemen aynanın önüne gelip saçlarımı kuruttum.
Saçımı düz sevdiğim için hızlı bir şekilde fön çektim.
Aralarına bir kaç dalga attım.
Kahküllerimede şekil verdikten sonra hemen annemin aldığı muhteşen elbiseyi giydim.
Makyajımıda yaptıktan sonra hazırdım.
Kendi işim bittikten sonra hemen annemin odasına gittim.
Annem halamında yardımıyla çoktan hazırlanmıştı.
Halam misafirleri karşılamak için hemen odadan çıktı.
Çıkarkende bana sarılarak,
"Muhteşem olmuşsun halacım.
İyi eğlen hayatın tadını çıkar olurmu?" dedi.
Ben başımı olumlu anlamda sallayarak annemin yanına gittim.
"Annem benim, çok güzelsin" dedim.
Annem hemen gelip bana sıkıca sarıldı.
"Sende çok güzelsin kuzum.
Hemde çok. Bu gece bütün gözler senin üzerinde olacak.
Ayrıca çekinmene gerek yok.
Berka, gelemeyeceğini söyledi.
Yalnızca babası gelecek."
"Benim için sorun değil annecim.
Berka, bitti benim için. Sadece ergence bir duyguyla sevdiğimi sanmıştım."
"Emin misin kuzum? Beni üzmemek için söylemiyorsun değil mi?
"Eminim annem. Eminim merak etme sen."
Emin değilim annem. Gerçekten hiç emin değilim.
Onun gibi adamı kim unutabilir ki?
Bende unutamıyorum annem.
Bu adam benim sebebim olacak.
Kendi kendime konuşmamam annemin konuşmasıyla son buldu.

BENİM MAVİŞİM. #WATSSY2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin