Instagram| helly743
💌
Orda ne kadar zaman kaldığımızı, zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Kokusu o kadar mükemmeldi ki o an sadece zaman dursun istedim. Biliyordum o da bana karşı bir şeyler hissediyordu ama söylemeye cesareti yoktu. Kolum ağrımasın diye hafifçe koyduğu başını okşarken, fark etmemesi için sadece saçlarının uçlarına dokunabiliyordum.
Bir müddet öylece kaldıktan sonra havai fişek patlamasıyla sevinçle ayağa kalkıp yerinde zıpladı. Onun bu haraketi karşısında sadece burukça gülümsedim.
"Sen sevmez misin havai fişekleri? Kim sevmez ki?" Burnunu büzerek omzunu silktiğinde ifadesizce yüzüne bakmaya devam ettim
Benim eğlenmediği görünce saçlarını kulağının arkasına iliştirerek tam karşımda durdu. Evet doğru seviyordum. Kim sevmezdi havai fişekleri ama o gördüğüm görüntülerden sonra artık sevmek yerine daha çok nefret etmeye başlamıştım.
"Evet seviyorum ama..."
"Ama?"
"Havai fişek bir sürü kuşun ölümüne sebep oluyor. Göç eden bir sürü kuşun şok nedeniyle kalp krizi geçirmelerine ve ayrıca bir çok hayvanın panikleyip ne yapacağını bilemez hale gelmesini de sağlıyor."
"Bilmiyordum."
Dudaklarını büzerek yere oturduğunda çimenliklere oturur oturmaz kalkaması için elimi ona doğru uzattım.
"Üşütürsün sonra." Tek kaşımı havaya kaldırarak sırıttığımda boynunu yana doğru bükerek uzattığım elimi tutup kalktı. İsterdim ki o an elimi sıkıca tutsun bir daha asla bırakmasın ama bunun için daha çok erken olduğunu da biliyordum.
"Gidelim mi?"
Kurduğum cümleyle tek kaşını havaya kaldırarak yüzünü düşürdü.
"Ne oldu?"
"Bugün burda kalırız diye düşünmüştüm." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerimi büyüttüm.
"Yani o manada söylemedim Çağın! Ağzının ortasına yapıştırırım." Kahkaham olduğumuz yerde yankılanırken, gecenin aydınlattığı saçlarına kaydı gözlerim.
"Peri sana bir şey söylemek istiyorum. Bence biz yarın Samsuna dönelim."
Gözlerini heyecanla büyütüp yerinde zıpladığında, bende aynı şekilde heyecanla karşılık verdim.
"Yani geliyorsun kesin öyle mi?"
"Evet!"
"Çağın seni annemlerle tanıştırıcağım. Sonra okulda ki arkadaşlarımla. Naklini buraya aldırabilirsin. Ay heyecanlandım."
Yerdeki eşyaları toplayarak içeriye doğru sevinçle koştuğunda bende heyecanlanmıştım. 1 yıl sonrada ilk defa Çağrı'yı, babamı ve eski arkadaşlarımı görecektim. O okuldaki herkes beni artık tanıyordu ve hepsi de bana iğrenç bir yaratıkmışım gibi bakıyordu. Ben değil onlar acınası durumdaydılar.
Odunlar kucağımda Peri'yi takip ederek içeriye geçtiğimde, elimde sıkıca tuttuğum odunları yere koyarak kendimi koltuğun üzerine bıraktım.
"Oturma hemen! Ben beceremiyorum sen sobayı yak. Bende mutfakta pıtlak falan varsa patlatayım."
"En son vardı bir şeyler."
Onaylayarak mutfağa geçtiğinde üzerimi düzelterek ayağa kalktım. İçerisi buz gibiydi. Biraz daha soğukta kalırsak ya zature olurduk ya da yatak döşşek hasta. Gözlerimi ovuştutarak odunları sobanın içerisine özenle yerleştirdim. Cebimden çıkarttığım çakmakla masanın üzerinde duran kağıtları yakarak hızlıca içerisine attım. Odunlar yavaş yavaş yanmaya başlarken, üzerini kapatarak tekrar koltuğa oturdum.
Peri elinde patlattığı mısırları bir kaba koymuş dökmeden getirmeye çalışıyordu. Acaba ne kadar güzel, ne kadar harika birisi olduğunu farkında mıydı?
"Bön bön bakacağına yardım etsene Çağın!" Sesi eski radyoyu 40 yıl sonra açmış gibi cızırtılı çıkmıştı. Hızlıca ayağa kalkıp elinde tuttuğu mısırları alarak sehbanın üzerine koydum.
"Dolapta kola gördüm. Bekle onu da alayım."
"Şeyde vardı aslın..."
"Ben içmem öyle şeyler." Diyerek sözümü yarıda kestiğinde, boynumu yana doğru bükerek arkasından baktım.
"Al bakalım." Kutudaki kolalardan birini bana doğru uzatarak koltuğa oturduğunda, bacaklarını yukarıda toplayıp battaniyeyle üzerine örttü.
"Üşüyorsan gidelim Peri. Hasta olma benim yüzümden."
"Kolay kolay hasta olmam ben merak etme." diyerek gözünü kırptığında gülümsedim.
Televizyonu açıp rastgele bir kanalda durduğumda yanına oturarak arkaya yaslandım. Yorganın diğer ucunu bana doğru uzatıp başını omzuma koyduğunda bende ona doğru yaslandım. Bu an o kadar mükemmeldi ki gözlerimi kapatarak sadece anı yaşamak istedim. Bir müddet sonra nefes alış verişleri düzenli hale geldiğini, uyuduğunu anlayınca bende sıkıca gözlerimi yumdum.
Tek dilediğim beni ezip geçen her kim varsa nasıl ayakta dimdik kalabildiğimi göstermekti. Ve bunu sonucu ne olursa olsun başaracaktım. Saçlarıyla oynarken kulağına eğilip fısıltıyla konuştum.
"Seni seviyorum Peri ve seni kimsenin üzmesine izin vermeyeceğim."
-Bölüm Sonu-
bölümün yarısını derste kalanını da elektrikler gittiğinde yazdım o yüzden pek olmamış olabilir :/
💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Texting|| Hep Aklımdasın
Teen Fiction[Tamamlandı] Peri: Bunu senin için yapacağım ve her ben hariç başka birini düşündüğünü hissettiğim zaman ona inat gülümseyeceğim. Çağın: Yanlış numaraya yazmış olmalısınız? Çağın: Ben bugün birisiyle konuştuğumu hatırlamıyorum. Peri: Hayır, aynısın...