6. Bölüm

1.9K 177 8
                                    

A S Y A

Birkaç gündür Umut'a kötü davrandığım için kendimi suçlu hissediyordum. Belki de biraz gereksiz sert davranmıştım. Ama yapabileceğim bir şey yoktu, ben onun tavlayabileceği ağzının içine düşen kadınlardan birisi değildim. Ucuz iltifatlarını benim üzerimde kullanmaya çalışması beni biraz öfkelendirmişti. Tamam belki birazdan çok, ama gerçekten neden bilmiyorum. Moralimin bozuk olduğunu bilen Liv ve Daniel hep birlikte eğlenmeye bir gece kulübüne gitmek istemişlerdi. Gece kulüpleri çok sevdiğim ortamlar değildi ama arada bir iki içecekle kendimi rahatlatmayı seviyordum.

Bu akşamdan keyif almaya kararlıydım. Türkiye'ye dönmeme çok az kalmıştı, yani Londra'da ki son günlerimin tadını çıkarmalıydım. Başlangıçta her şey oldukça keyifliydi, Daniel ve Liv'i dans ederken izlemek oldukça eğlenceliydi. Bir yandan sohbet ediyor bir yandan da içeceklerimizi yudumluyorduk. Başlangıçta her şey sıradandı.

Umut meselesini tamamen aklımdan çıkmıştı, bu yüzden adana kebap şeklinde yaptığımız pastayı kulübün orta yerinde gördüğümdeki şokumu anlamanız gerekir.

"İyi ki Doğdun Berk" sesleri kulübün bir köşesinde yankılanırken ben hala şaşkın şaşkın pastaya bakıyordum. Unutmak için geldiğim insan buradaydı, Umut buradaydı.

Günlerdir kendimi ona haksızlık ettiğim için kötü hissediyordum ve hazır burada karşılaşmışken kendisiyle konuşmaya karar vermiştim, kısaca kim olduğumu ve neden öyle tepki verdiğimi açıklarsam vicdanım rahatlayacaktı. Barın hemen kenarında arkadaşıyla konuştuğunu görünce adımlarımı oraya doğru yönlendirdim. Arkası dönük olduğu için beni görmemişti. Türkçe konuştuklarını duyunca ister istemez duraklayıp konuştuklarına kulak misafiri olmuştum.

Keşke olmasaydım...

Benim kim olduğumu bilmeden o aptal arkadaşıyla hakkımda konuştukları şeyler bende soğuk duş etkisi yaratmıştı. Beni gördüğündeki ve Türkçe konuştuğumdaki şaşkınlığı görülmeye değerdi doğrusu, dumura uğramıştı.
Ben kulüpten hışımla çıkmaya yeltenirken arkamdan "Sarmaşık" diye defalarca seslense de umursamamıştım.

Bana neden sarmaşık dediğini dahi merak etmiyordum.

Kontrol edemediğim bir öfke rüzgarına tutulmuştum, neden böyle hissettiğimi bile bilmiyordum. Belki de insanların hakkımdaki önyargıları incitmişti beni. O saçma arkadaşının hakkımda söylediği şeylere çanak tutmuştu, peki neden Umut'un bu yaptığını umursuyordum? Nasıl bir insan olduğunu biliyordum aslında ama ona rağmen farklı olduğunu mu ummuştum? Eve döndüğümde biraz daha sakinleşmiştim artık ve bu konuyu daha fazla uzatmadan kapatmaya karar verdim. Umut şimdiye kadar hayatımda olan bir insan değildi, umurumda da olmamalıydı.

* * *

Öyle de yaptım. Hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam ettim. Bu ara yoğunluğum yüzünden çok fazla seyahat edememiştim, Sarp'la konuşmayı da çok özlemiştim. Kendimi daha iyi hissetmek için bir geziye ihtiyacım olunca rotamı İrlanda olarak belirlemiştim bile. İrlanda doğal güzellikleri ile beni daha önceki seyahatlerimde fazlasıyla büyülemiş bir ülkeydi. Dublin ve çevresini daha önce gezmiş olsam da gitmek istediğim birkaç yer daha vardı. Bir an önce buralardan gitmeliydim, bu yüzden kendimi Dublin'e doğru çıkışım oldukça hızlı olmuştu. Liv de bu eserekli hallerime alışık olduğundan ani seyahatim çok dikkat çekmemişti.

Dublin'den dört saat süren bir tren yolculuğuyla önce Tralee'ye oradan otobüsle Dingle'a geçecektim. İrlanda'nın batı yakasına daha önce hiç gitmemiştim ve merak ediyordum. İnternetten merkezdeki bir otele rezervasyon yaptırmıştım, oraya gitmeden öncede gezmek istediğim yerler vardı. Kısa zamanlı seyahat ettiğim için yanıma çok eşya almazdım, dolayısıyla bir bavulum olmayınca otele uğrama ihtiyacı hissetmedim.

Gece Mavisi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin