Keyifli okumalarr🧡
U M U T
Kalbimin sızısını bir türlü dindiremiyordum.
Londra'ya geleli tam iki gün olmuştu. Sokaklarda yürüdüğüm her dakika Asya'nın bir zamanlar burada yaşadığı gerçeğini yüzüme vuruyor, beni mahvediyordu. Hikayemizin başladığı şehirde bir başıma sarmaşığın hayaliyle başıboş bir halde dolaşıyordum. Asya artık Londra'da yaşamıyordu ama bir zamanlar burada olduğu gerçeğini zihnimden bir türlü atamıyordum.
Caddelerde yürürken kendimi birden Asya'nın yakın arkadaşı Liv'in kafesinin önünde buldum. İçeri girip girmeme konusundaki kararsızlığım Liv'in kapıyı açmasıyla son buldu. "Umut," dedi heyecanla. "Bu kadar zaman sonra seni gördüğüme inanamıyorum. Hoş geldin. Girsene içeri."
Bence hiç hoş gelmedim Liv. Tezgahın arkasında hala sarmaşığın hayaleti dolaşıyor.
Asya ile buradayken devamlı oturduğumuz masayı başıyla işaret etti. "Sen geç otur, ben hemen geliyorum." Anılar, lütfen üzerime teker teker gelin.
Hava kapalı ve yağmurlu olunca kafe her zaman olduğu kadar kalabalık değildi. Liv ben oturduktan beş dakika kadar sonra elinde kahve ve portakallı makaronlarla çıkageldiğinde neredeyse ağlayacaktım. "Bunları çok sevdiğini hatırlıyorum." Kahve ve makaron bahaneydi, sevdiğim tek şey sarmaşığı görmekti. Kısa bir süreliğine de olsa Asya'yı görüyordum ve dünya bir anlığına güzelleşiyordu o zamanlar. Liv kendine de bir kahve alarak karşıma oturdu. "Aranızda olanlardan haberim var Umut. Keşke böyle bitmeseydi. Senin Asya'ya bakışlarını hatırlıyorum, çok aşıktın." Hiçbir şey değişmedi, hala çok aşığım!
"Öyle olması gerekti diyelim." İki aydır sürekli aynı konuyu başkalarıyla konuştuğum kadar kendimle de konuşuyordum. Yüreğim aklıma devamlı olarak sarmaşığa koşmasını öğütlüyordu mesela. Ama ben aklımı dinlemeye kararlıydım.
"İkinizde bundan sonra mutlu olursunuz umarım." Sonra aklına bir şey gelmiş olacak gülümsedi. "Biliyor musun, Charlie evlendi."
"Öyle mi?" Bu konu pek ilgimi çekmemişti doğrusu.
"Evet birkaç gün önce hatta. Bebek bekledikleri için hızlıca nikahı kıymak istemişler. Akşama onlar için küçük bir kutlama yapacağız. Daniel da burada olacak. Sen de gelsene. Seni gördüğüne çok sevinir."
"Ben hiç rahatsız etmeyeyim."
"Yok ne rahatsızlığı. Hatta seni gördüğüne Charlie de sevinir. Hem eşiyle de tanışmış olur, yüz yüze onları tebrik edersin." Charlie'yi evlendiği için olmasa da sarmaşığın peşini bıraktığı için tebrik edebilirdim elbette. Gerçi artık bunun bir önemi yoktu. Asya hayatına ikimizden de farklı biriyle devam etmeye karar vermişti.
"Bir arkadaşımı da getirsem sorun olur mu?" Tek başıma gelmek istemediğim için Michelle'e benimle gelmesini teklif edecektim.
"Yok, hiç olmaz."
"Tamam, o zaman. Görüşürüz." diyerek kafeden uzaklaştım. Charlie zibidisi bile evlenmişti ve baba oluyordu. "Galiba yalnız öleceğim." diye mırıldanarak otele doğru yürümeye başladım.
* * *
"Biraz olsun gülsen artık diyorum. Bu halinle huysuz yaşlı amcalar benziyorsun ve çok sıkıcısın." Michelle benimle birlikte kafeye gelmeyi kabul etmişti. Bir yandan yanımda yürürken bir yandan da keyifsizliğimle ilgili sitem ediyordu.
"Elde bu adam kaldı, ne yapalım?" Dudaklarım gülmeyi unutmuş gibiydi.
"Asya'yı neden terk ettin ki sanki?" dedi yüzünü buruşturarak. "Ayrıca Asya ortalığı ayağa kaldırmadığı için bence ona teşekkür etmelisin. Ben olsam yaralı olduğum halde beni terk eden sevgilime dünyayı dar ederdim."
"Demek ki artık sarmaşığın hiç umurunda değilim." dedim üzgün bir sesle. Asya'dan herhangi bir tepki alamamış olmanın beni bu kadar üzebileceği hiç aklıma gelmemişti. "Hiçbir şeye hakkım olduğunu sanmıyorum." Beni daha da perişan eden diyaloğumuz nihayet son bulduğunda kafeye ulaşmıştık. İçerisi renkli çiçekler ve tüllerle zarifçe süslenmişti. Masalar birleştirilmiş ve uzunca tek bir masa haline getirilmişti. İçeride bizden başka on beş kişi vardı, Daniel ve Charlie'nim hukuk bürosundan çalışma arkadaşlarıydılar tahminimce. Liv küçük bir kutlama olacağını söylemişti, çok kalabalık değildik.
Michelle "Burası ne kadar güzel olmuş." derken ben etrafa bakıyordum. Bizi gören Liv yanımıza geldi. "Hoş geldiniz." diyerek masada oturacağımız yerleri gösterdi. "Siz yerleşin ben gelini alıp geliyorum." Charlie smokiniyle masanın başına eşiyle ikisine ayrılan yere çoktan yerleşmişti. Masaya oturmadan önce onu başımla selamlayıp "Tebrik ederim." dedim. Sarmaşığın peşini bırakıp kendine uygun birini bulduğu içindi bu tebrik ediş. Charlie gülümseyerek teşekkür etti. Beni gördüğüne pek şaşırmış gibi değildi, Liv burada olduğumdan bahsetmiş olmalıydı. Ardından yanına oturduğum Daniel ile sıradan bir sohbete başladık. Aradan geçen on beş dakikaya rağmen gelin aramıza katılmayınca masadan birisi dayanamayıp Charlie'ye sordu. "Gelin nerede kaldı acaba?"
Charlie "Hamileliğin henüz çok başında olduğu için bulantıları oluyor." diye cevap verdi. "Birazdan burada olur."
"Eşinle nasıl tanıştınız?" diye sordu Michelle. "Romantik aşk hikayelerini dinlemeye bayılırım." Konu zerre ilgimi çekmese de bu durum Asya ile ilk karşılaşmamızı hatırlayıp gülümsememe neden oldu. Ben dalıp gitmişken Charlie eşiyle nasıl tanıştıklarından bahsediyordu. "Eşim Türkiye'den buraya yüksek lisans yapmaya gelmişti." Ne? Türkiye'den gelen tek öğrenci sarmaşık değildi sonuçta. "Kısaca özetlemek gerekirse bu kafede tanıştık. Ben onu görür görmez aşık olmuştum." Sonra "Ah, bakın geliyorlar." diyerek arkamızı işaret etti.
Bense merakla arkamı döndüğümde gördüğüm manzara karşısında donup kaldım. Asya'nın burada ne işi vardı?
Charlie gülümseyerek ayağa kalkıp Asya'yı işaret ederek "Hanımlar, beyler sizi eşim ve çocuğumun annesi Asya ile tanıştırayım." dedi.Bense telaşla ayağa fırladım. "Yok artık!" Bu bir çeşit kamera şakası olmalıydı ya da daha önce gördüğüm gibi bir çeşit kabus da olabilirdi. "Hayır," dedim. "Bu... Bu gerçek olamaz." Bir yandan da kolumu çimdiriyordum. Neredeyse çığlık attığım için herkes dehşet içinde bana bakıyordu. "Hep birlikte bana şaka mı yapıyorsunuz?" Bu gördüğüm manzaraya inanmak istemiyordum. Asya'ya dönerek resmen yalvarır bir tonda konuştum. "Kameralar nerede, nereye el sallıyoruz?" Asya bu adamın karısı ve çocuğunun annesi olamazdı ya!
"Umut biraz sakin ol lütfen," diyen Michelle beni kolumdan tuttu.
"Ne sakinliğinden bahsediyorsunuz? Bu adam Asya'nın karısı olduğunu iddia ediyor. Düpedüz saçmalık. " Son söylediklerimle Asya nihayet konuşmaya başladı.
"Gördüklerin doğru. Ne bekliyordun ki? Sen beni bırakıp gittin, ben de hayatıma beni gerçekten seven bir adamla devam etmeye karar verdim."
"Sana inanmıyorum," dedim. "İki ay içerisinde başkasıyla evlenebilecek kadar unutmuş olamazsın beni."
"Bunu söyleyeceğini biliyordum o yüzden hazırlıklı geldim." Asya bana doğru bir nikah defteri uzattı. "Buna bakarak resmi olarak evlendiğimizi kendi gözlerinle görebilirsin."
Elindeki deftere hızlıca uzanıp aldım ve felaketimle yüz yüze geldim. Asya ile Charlie gerçekten de evlenmişti!
Sarmaşığı sonsuza kadar kaybetmiştim!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Mavisi (Tamamlandı)
Teen FictionWattpadRomance TR romantik komedi okuma listesinde 💖 Şaşkın bir telefon kulübesiyle hüzünlü bir sarmaşığın yolları kesişirse neler olur? Yol Arkadaşım'dan tanıdığınız Umut Gürsoy'un hikayesi... Umut; Gürsoy ailesinin gözbebeğiydi. Ailenin küçük üy...