Keyifli okumalar💙
U M U T
Boğaza nazır bir yalıda düğündeyken buraya nasıl geldiğimi hatırlayamıyor olmam biraz tuhaf hissettirse de pek sorgulama gereği duymamıştım. Sonuçta insanlar sürekli evleniyordu ve bende davet aldığım pek çok düğüne katılıyordum. Tabii ki damat olarak değil. Kimin düğünü olduğunu hatırlayamadığım için gelini ya da damadı görebilirim umuduyla etrafa bakınmak istemiştim ama düğün başlamadığı için henüz ortada kimseler yoktu. Masaların arasında görevli olduğunu anladığım bir adama ismimi söyleyip bana ayrıldığını öğrendiğim bir masaya yerleşirken arkamdan Utku'nun bana seslendiğini duydum. Henüz kendisiyle aramı düzeltmemiştim, sevgili abim benden ne istiyor olabilirdi?
"Umut sen hazır mısın? Nikah memuru geldi, herkes seni bekliyor." diyen Utku'ya boş boş baktım. Bir nikah memurunun beni neden bekliyor olabileceğine kafa yorarken bir yandan da Utku'nun peşinden yürüyordum. Acaba damat olabilir miydim? Henüz Asya'ya evlenme teklifi etmemiştim, bu konu hakkında hiç konuşmamıştık bile. Belki de birinin nikah şahidiydim. Neyse ki kafamdaki soru işaretlerinin cevabını almam uzun sürmemişti. Nikah masasına vardığımda gözlerim hayretle kocaman açıldı. Asya gelinlikler içerisinde masadaydı! Sarmaşık bana bakarak konuşurken ben gözlerimi ondan alamıyordum. Biliyorsunuz, kendisini ilk gördüğüm andan beri her haline ayrı ayrı aşığım. Ancak onu gelinlikle görünce... Üzerindeki sade gelinlik ve başında sarmaşıkları andıran tacıyla hayatımda gördüğüm en güzel ve en zarif gelindi.
"Umut nerede kaldın, hepimiz seni bekliyorduk. Sen olmadan nikahı kıyamayız, hadi otur artık." dedi sarmaşık büyülü sesiyle. Demek ki damat bendim. Acaba Asya'ya ne zaman evlenme teklif etmiştim? Sarmaşık o kadar güzeldi ki teklifi hatırlamıyor olmak umurumda değildi, onunla her şart ve koşulda evlenirdim. Madem her şey hazırdı, bana da evet demek düşerdi! Asya'nın yanına oturmaya yeltendiğimdeyse Utku'nun sesiyle kalakaldım. "Umut ne yapıyorsun? Orası damadın yeri, sen nikah şahidisin. Benim yanıma oturacaksın."
"Ne?" dedim dehşetle.
"Hadi oyalanma, yerine yerleş artık." dedi yeniden Utku.
Ben "Nasıl yani, Asya kiminle evleniyor ki?" diye sorarken Charlie smokiniyle Asya'nın yanında yerini çoktan almıştı bile. "Tabii ki Charlie ile evleniyorum." Asya bunu söylerken bir yandan da aşkla Charlie'ye bakıyordu. "Hepiniz birlik oldunuz, bana kamera şakası mı yapıyorsunuz? Sarmaşık sen de mi uydun bunlara?" diye sorarken hala olanları idrak edemiyordum. Sarmaşık benim sevgilimdi, bu dallama ile nasıl nikah masasına otururdu? Asya "Ne şakasından bahsediyorsun? Biz birbirimize aşığız. Hadi artık Umut çok uzatmadan otur, biz daha balayına çıkacağız." derken nikah memuru masaya gelmiş ve tören başlamıştı. Acilen bu nikaha engel olmalıydım. "Hayır, hayır!" diye bağırarak nikahı engellemeye çalışırken gözlerimi açtım.
Korkunç bir rüya görmüştüm!
Sonrasında da yeniden uyumam mümkün olmamıştı. Ertesi sabah uykusuz ve bezgin bir şekilde kahvaltı etmeye çalışırken Barış'ın sesiyle kendime geldim. "Gece odandan bazı sesler geldi." diye lafa girdi. "Kötü bir rüya gördün herhalde."
"Gördüğüm şey bir rüya olamaz, olsa olsa korku filmlerinden bir kesit olur." Uyandığımdan beri kabusun etkisinden çıkamamıştım, her an Charlie ile Asya'nın evlilik cüzdanı ile karşılaşabilirmişim gibi geliyordu.
"Ne gördün rüyanda?"
"Asya, Charlie dallaması ile evleniyordu. Daha da kötüsü ben nikah şahidiydim."
"İlginç," dedi meraklı bir sesle Barış. "Neden böyle bir rüya gördün acaba? Yoksa Asya'ya evlenme mi teklif edeceksin?"
"Hayır, hiç bu konu hakkında konuşmadık. Ben istesem bile o ne düşünüyor bilmiyorum ki. Hem daha yalnızca bir kaç aydır birlikteyiz."
"Anladım. Sen bunu bir düşün bence. Asya güzel ve akıllı bir kız, başka talipleri çıkarsa belki geri çevirmek istemez." diyerek sinsice gülen Barış'ı öldürmek istiyordum. Halbuki bu aralar ona minnettar olmam gerekirdi, belki de bize yaptığı iyiliğe karşılık hiç sevmediği tarzda gürültülü bir kutlamayı hak ediyordu. Bunu bir düşünecektim ama önce Asya'nın evlenmediğinden emin olmalıydım!
* * *
Asya ile öğle yemeği için sözleşmiş olsak da aptal rüyam yüzünden kendimi kontrol edemediğim için erkenden ofisine gittim. Evlenmediğinden emin olmazsam günü galiba bitiremeyecektim. Bir yandan da onunla evlenme fikri gitgide çekici hale gelmeye başlamıştı. Yani sarmaşığa körkütük aşıktım, evlenmek için başka ne lazımdı ki sanki? Bir de iki bekar insan tabii.
Ofise vardığımdaysa kötü bir sürprizle karşılaştım, Charlie zibidisi oradaydı. Duyduklarım karşısında sinirlenmeden sessizce beklemenin oldukça zor olduğunu kabul etmem gerekir. "Bence benimle evlenmelisin. İngiltere vatandaşlığını çok kolay bir şekilde alabilirsin böylece."
"Nazik teklifin için çok teşekkür ederim Charlie. Ama bu ikimizi de uzun süre birbirine mecbur bırakır. Güzel bir kadınla tanışırsan önünde engel olmak istemem."
"Senden daha güzelini bulabileceğimi hiç sanmıyorum Ash." Bence mezarlıklara bir göz atmalıydı, seve seve kendisini eşek cennetine gönderebilirdim. Charlie sözünü tamamlayamadan içeri girdiğimde Asya şaşkınlığını yüzüme bakakaldı. "Umut hoş geldin. Ben seni öğle arası bekliyordum."
"Hoş bulduk sevgilim." derken dudaklarına hafif bir öpücük kondurdum. Birilerinin benim Asya'nın sevgilisi olduğumu anlaması gerekiyordu. "Sana sürpriz yapmak istedim ama asıl bana kötü bir sürpriz oldu. Bu zibidi yine senin etrafında ne arıyor?" Charlie'nin Türkçe bilmemesinden yararlanmayı seviyordum.
"Charlie bir süreliğine İngiltere'ye dönüyor da öncesinde beni ziyaret etmek istemiş. "
"Bak bu güzel haber. Sana iyi yolculuklar Charlie." dedim İngilizce ona dönerek. Beni görünce rahatsız olduğundan olsa gerek Charlie bizi baş başa bırakarak yanımızdan ayrıldı.
"Charlie'ye neden hala böyle davranıyorsun?"
"Dur bir düşünelim. Benim sevgilime evlenme teklif ettiği için olmasın sakın?"
"Duydun demek? Ciddi bir teklif değildi, sadece vatandaşlık için yardımcı olmak istemişti."
"Kendisine sevgilisi olmayan yardımcı olabileceği başka birilerini bulsun o zibidi."
Asya'ya rüyamdan bahsetmek saçma olacağından önce ağzını arayıp evlilikle ilgili düşüncelerini öğrenmeye karar vermiştim. "Ben onunla evlenmeyi hiç düşünmedim." dedi sarmaşık. "Hem evlilik çocuk oyuncağı değil ve çok ciddi bir sorumluluk, iyice düşünmek lazım öncesinde." Asya sonrasında konuyu değiştirdiği için evlilik hakkında çok fazla konuşamamıştık. Charlie ile evlenme ihtimali olmadığını öğrenmiştim en azından. Bu da bir şeydir, değil mi?
Hem Umut Gürsoy olarak övündüğüm bir yeteneğim varsa o da söz konusu ısrar etmek olduğundaki muazzam başarımdı. Yavaş yavaş sarmaşığa evlenmemizin ne kadar harika fikir olduğunu anlatırdım nasılsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Mavisi (Tamamlandı)
TienerfictieWattpadRomance TR romantik komedi okuma listesinde 💖 Şaşkın bir telefon kulübesiyle hüzünlü bir sarmaşığın yolları kesişirse neler olur? Yol Arkadaşım'dan tanıdığınız Umut Gürsoy'un hikayesi... Umut; Gürsoy ailesinin gözbebeğiydi. Ailenin küçük üy...