15. Bölüm

1.6K 163 9
                                    

U M U T

Asya'nın bana inandığını söylemesi üzerimde çok büyük bir güç oluşturmuştu. Hayatımda ilk kez ispatlamaya gerek duymadan birisi bana inanıyordu, sarmaşık bana inanıyordu! Bu bana şimdiye kadar kendimde bulamadığım insanlara suçsuz olduğumu ispat etme isteğimi körüklemişti ve bunun için çalışmalara başlamıştım.

Derya'nın kucağımda olduğu görüntüler, aynı üç yıl öncesindeki gibi oldukça fazla ses getirmişti. Hakkımda atılan magazin başlıklarına bayıldığımı söyleyemeyiz elbette. Ama sarmaşık bana inanıyordu. Yani o aptal gazetelerin ve haber sitelerinin canı cehennemeydi! Tabii Utku'ya gününü gösterip onu pişman etme isteğimi de azımsayamazdım. Bu süre zarfında hiçbir Gürsoy beni görmek istemeyeceğinden bende bir sarmaşığın evine sığınmıştım. İnanabiliyor musunuz? Asya'nın evinde onunla birlikte kalıyordum. Onu izlemek, kokusunun sindiği her yerde olabilmek, onunla konuşmak... Bunun verdiği mutluluğu size ancak şöyle açıklayabilirim: Sarmaşık Terapisi. Bu benim yeni keşfettiğim bir tedavi yöntemi. Sarmaşığın evine gelip onun büyülü dünyasına dalıyor ve tüm sıkıntılarınızdan uzaklaşıyorsunuz. Benim gibi...

O sarı zibidi gelene kadar en azından böyleydi!

Sonra Asya'nın onunla ilgilenmesi gerekti ya da isteyerek yaptı bunu bilemiyorum. Ama umut etmemesini söylediğim aptal kalbim için bunun çok büyük bir yıkım olduğunu söylemem gerekir. Sarmaşık beni sevmeyebilirdi bunu anlayabiliyordum. Ama Charlie'ye karşı hisleri olma ihtimali içimde bir yerlerin kırılmasına sebep olmuştu. Bu durumda aramızda camdan görünmez bir duvar oluşmasına izin vermiştim, başka türlüsü elimden gelmemişti.

Ona sarmaşık bile demiyordum, diyemiyordum artık.

Birkaç gün misafiri olduktan sonra kuzenim Barış'ın evine taşınmıştım. Asya ile aynı evde kalmak, onunla karşılaşmamaya çalışmak beni fazlasıyla yormaya başlamıştı. Yanına gitmek, başımı boynuna gömüp kokusuna bulanmamak için zor tutuyordum kendimi.

Dosyalara tek başıma bakmak konusundaki ısrarımda beni çıkmaz bir sokağa sürüklemişti. Dosyalarda gözle görülür aleni bir sorun bulamamıştım. Ama Derya'nın bu yaptıklarının babasının bizimle olan işleriyle alakası olduğuna neredeyse emindim. Çıkmaz sokaktan çıkışımı sağlayan ve aramızdaki camdan duvarı yıkmaya uğraşan sarmaşık bir akşam güzel bir fikirle kapımı çalmıştı.

"Derya beni nasılsa tanımıyor." dedi ve devam etti. "Bence bir süre onu takip edebilirim. Belki oradan bir şeyler öğrenebilirim."

"Aslında oldukça iyi bir fikir bu. Zaten hiç bir gelişme kaydedemedim. Belki bunun bir yardımı olur."

"O zaman yarın akşamdan itibaren başlıyorum."

"Tek başına olmaz Asya. Ortalarda dolanmam ama yanında olmam lazım. Eğer işin içerisinde bir şeyler varsa seni tehlikeye atmak istemiyorum."

"Nasıl rahat edeceksen öyle olsun. Ama yakalanmaman önemli. Yoksa bir bilgiye erişmemiz zor olacaktır." dedikten sonra eşyalarını toparlayıp kapıya doğru yöneldi. Onunla kahve içip sohbet etmeyi o kadar çok özlemiştim ki içimdeki isteğe direnemedim.

"Kahve içmek ister misin?" diye sordum.

"Makaron da var mı?" derken ki gülümsemesi çok tehlikeliydi, yapamayacağımı bilsem de onu öpme isteğimi körüklüyordu. Ben mutfağa geçip kahveyi hazırlamaya başladığımda Asya da peşimden gelip sessizce beni izlemişti.

Gece Mavisi (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin