On Altıncı Bölüm: Birlik

177 27 37
                                    

Şu an merhaba demeye dahi utanıyorum. Bu kadar uzun süre beklettiğim için özür dilerim... İyi okumalar!

On Altıncı Bölüm: Birlik

Merih'i alıp nihayet arabaya bindiğimizde düşüncelerimden sıyrılamamıştım. Merih kafasını arabanın koltuğuna yaslamış ve gözleri kapalı bir şekilde dururken ben sanki biri beni ondan ayıracakmışcasına ellerine yapışmıştım, elleri de yüzü gibi buz gibiydi.

Ve bakışları gibi.

Eve geldiğimiz zaman sessiz sakin bir şekilde arabadan indik. Merih her ne kadar sarhoş olsa da sarhoşluğu sorun yaratacak cinsten değildi. Eve girdiğimizde Barış oturma odasına geçerken Atınç, Seher Teyze çağırdığı için gitmek zorunda kalmıştı.

Merih'in elinden tutarak odasına doğru yürüdüm. Odaya geldiğimiz zaman montunu çıkarıp kendini yatağa bıraktı. Dolabına gidip ona yeni kıyafetler çıkardım, o soğukta kaç saat durmuştu bilmiyordum.

Neden durduğunu bilmediğim gibi.

Merih yatakta sağa dönmüş bir biçimde yatıyordu, düşüncelerimi bir kenara bırakıp yanına doğru yürüdüm ve eğildim. Sağ elimle saçlarını okşarken sol elim ile dengemi kurmak için yatağa tutundum.

"Merih?"

Gözlerini açtı ve bana baktı, herhangi bir ses vermemişti.

"Soğukta durmuşsun, hasta olacaksın. Sıcak bir duş al, kendine gelirsin."

Gözleri yüzümde gezindi, yine yanıt vermedi. Cümlelerimi tekrar edecekken yatağın üzerinde duran elimi tuttu ve avuç içimi öptü.

"Uyuyalım." dedi sadece.

"Uyuyalım ama önce duş al, lütfen."

Bir eliyle başını ovuşturdu ve ayağa kalktı. Banyoya yürümesini beklerken bir anda bana sarıldı ve çenesini kafama koydu. Kulağım tam kalbinin üzerine geliyordu, gözlerimi kapattım ve kalp atışlarını dinledim. Geri çekildikten sonra sağ elini yanağıma koyup baş parmağı ile okşadı.

"Sen iyi ol da gerekirse bende olma."

Cümlesini bitirip banyoya doğru yürüdü. İyi ol kısmını anlamıştım da bende olma derken neyden bahsediyordu o?

Düşüncelerim bir yere varamayınca bu cümlesini aklıma kazıyıp odadan çıktım ve Barış'ın yanına gittim. Beni görünce "Ne yapıyor?" diye sordu Merih'i kastederek.

"Duş almasını söyledim, süt ısıtacağım. Sen de ister misin?"

Barış başını olumsuz anlamda sallayınca ayağa kalktım ve mutfağa doğru adımladım. Buzdolabından süt şişesi ve bal çıkardıktan sonra sütü ısıtmaya bıraktım. Süt yeterli sıcaklığa ulaştığında içine bir miktar bal ekleyip bardağa doldurdum. Bardağı alıp ışıkları kapattıktan sonra Merih'in odasına yürüdüm ve kapıyı tıklattım. Merih kapıyı açtı, çoktan giyinmişti. Yatağına oturdu ve başını tutarak bana baktı.

"İçmeden bırakmayacaksın değil mi?"

Başı ağrıyor olmalıydı. Başımı salladım. Yanına gidip oturdum ve sütü ona uzattım. İki üç içişte bitirdikten sonra bardağı bana verdi.

"Teşekkür ederim."

Ellerimle saçlarıyla oynadım, saçları hafif nemliydi.

"Ağrı kesici ister misin?"

KAMRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin