"ONU BIRAK SENİ OROSPU ÇOCUĞU!"
Mark sadistçe gülümserken Louis alev alan vücudu ile o tarafa doğru koştu. Sinir bütün bedenini ele geçirmiş, gözü seğiriyordu.
Mark hızla elindeki gümüş bıçağı Harry'nin boynuna bastırırken Harry ani gelen acıyla çığlık attı. "Bir adım daha atarsan kıvırcığın kafasını yerde bulursun."
Louis olduğu yere çivilenirken "Buradan canlı çıkamayacaksın." dedi nefretle. Vampir yüzü kendini belli etmeye başlamıştı. "Seni parçalara ayıracağım."
Mark bundan hiç etkilenmemiş gibi gülmeye devam etti ve aniden Harry'nin saçlarını tutarak arkaya doğru çekti. Bıçağı kaldırdığı sırada Harry neler olacağını anlamış korkuyla çığlık atmıştı.
Louis vampir hızıyla o tarafa doğru koşup Mark'ın üzerine atladı. İkisi birlikte yere düşerken Mark bıçağını iyice kavramış Louis'ye saplamaya çalışmıştı ancak Louis ona fırsat vermeyerek cebine sıkıştırdığı kazığı onun kafasının tam ortasına sapladı. Mark'ın hareketleri yavaşlarken Louis onun üstünden kalktı ve üzerindeki alevleri söndürerek Harry'ye doğru koşturdu.
Mark'ın ölmeyeceğinin farkındaydı. Beynine saplanan kazık bile onu öldürmeye yetmezdi. Ancak yapması gereken ilk işin Harry'yi kurtarmak olduğunu düşünüyordu.
Hızlıca Harry'nin bağlı ağzını, ellerini ve ayaklarını çözdü. Sıkı iplerin teninde izler bıraktığını gördüğünde yavaşça izlere öpücük bıraktı ve kafasını kaldırarak çoktan ağlamaya başlamış olan Harry'ye çevirdi gözlerini. Harry kendini tutamayarak ona sarıldığında o da dolmuş gözleriyle sıkıca sarıldı.
Hatta öyle ki, o saniyeler hayat durmuş, her an kafasındaki kazığı çıkartıp onları öldürecek babasını unutmuş sadece ona odaklanmıştı.
Narince onu ayağa kaldırmak istese de Harry uzun zamandır sandalyede bağlı olmanın verdiği sersemlikle dengesini kaybetti.
Louis sarılmayı kesmeyerek onu kucağına alırken alnına sakinleştirici bir öpücük bırakıp özlediği kokusunu içine çekti. "Her şey iyi olacak. Güven bana seni buradan çıkaracağım."
Harry kendini tutamayıp daha fazla ağlarken kafasını onun göğsüne bıraktı. İstemsizce titriyordu ve istediği tek şey buradan çıkıp sonsuza kadar Louis'ye sarılmaktı.
"Louis!"
Bill'in endişeli sesini duyulmasıyla arkasına döndü ve Mark'ın hançeri çıkartıp ona doğru ilerlediğini gördü. Kafasından akan kanlar yüzünü kırmızıya boyamıştı.
Harry'yi kendine daha çok bastırıp merdivenlere koşarken Bill ve yanındaki Liam onun önüne geçmiş Mark'ın tam karşısında durmuştu. Liam kurt formuyla birlikte uluyarak ona doğru koştu ve kocaman dişlerini onun bacağına geçirdi. Mark acıyla bağırarak kendini geri çekmeye çalıştığı sırada Liam dişlerini daha da çok geçirmiş, yere düşmesine sebep olmuştu. Bill de beline sıkıştırdığı hançerleri çıkartıp o tarafa ilerlerlediğinde Louis zaman kaybetmemek için hızlıca merdivenlerden yukarı çıktı.
Etrafına göz attığında Zayn'in başkanın adamlarını halletmiş yüzündeki kanları sildiğini gördü. "Zaynie!"
Zayn o tarafa doğru döndüğünde gözleri ilk Louis'ye ardından da onu kucağındaki Harry'ye takılmıştı. "Aman Tanrım, Harry iyi misin?"
Harry kafasını Louis'nin göğsünden kaldırmayarak kafa salladı. Elleriyle Louis'nin boynunu sıkıca sarmıştı.
"Harry'yi kolla. Çocuklara yardım etmem gerekiyor, Mark aşağıda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devilish | Larry
Fanfiction"Louis," dedi Harry onu susturarak. "İstediğin zaman ışıkları söndür. Ben senin karanlığını da tanır ve severim." Vampir!Louis Vampir!Harry