Hâlâ burada olan varsa helal olsun cok seviyom sizi
Louis gözlerini açtığında karşısında kocaman mavi gözleriyle ona bakan ufak bir çocuk görmeyi beklemiyordu.
Çocuk ona gülümseyerek koşmaya başladı. Louis uzandığı yerden kalkarak onun arkasından baktı.
Her taraf bembeyazdı ve tanımadığı bu küçük çocuk ona dönmüş, eliyle ona gel işareti yapıyor, oradan oraya heyecanla zıplıyordu.
"Sana göstermem gereken bir şey var baba!"
Louis anlamsızca gözlerini kıstı. "Baba mı?"
Çocuk onu bu sorusunu görmezden gelerek bağırmaya devam etti. "Kaçırmak istemezsin!"
Çocuk gittikçe gözden kaybolmaya başlayınca Louis ayağa kalkarak onun arkasından koşmaya başladı.
"Bekle! Bana neden 'baba' dedin?!"
Çocuk aniden durarak ona döndü. Yüzündeki o bozmadığı gülümseme ile, "Çünkü benim babamsın." dedi.
"Bir çocuğum olduğunu hatırlamıyorum."
"Ama var."
Louis onun bu hazırcevaplılığına şaşırsa da "Sen kimsin?" diye sordu sert sesiyle.
Çocuk onu umursamayarak kafasını havaya kaldırdı ve gözlerini kapattı. " Bence bundan daha önemli şeyler var baba."
Louis'nin kaşları çatılırken neler olduğunu soracaktı ki çocuk küçük parmağını yukarı kaldırarak, "Sesleri duyabiliyor musun?" diye sordu.
"Ne sesi?"
"Gözlerini kapat ve odaklan baba."
Çocuğun dediğini yaparak, gözlerini kapattı ve etrafındaki seslere odaklandı. Bu hiçlik gibi görünen yerde ne duyacağını merak ediyordu ki, aniden kendi sesini duymasıyla gözlerini kocaman açtı.
"Öleceğim Bill, bunu biliyorum."
"Harry'ye ben gittikten sonra iyi bak olur mu?"
"Bunu Harry'ye vermeni istiyorum."
"Kabul etsen de etmesen de öleceğim Li, uzatmaya gerek yok."
Sesler gittikçe fazlalaşırken, onun gibi gözlerini açmış çocuğa döndü. "Bunlar da ne?"
"Louis Tomlinson'un her şeyi bırakıp pes etmesi sadece."
Kaşlarını çattı. "Elimden başka ne gelebilirdi ki!"
"Babamın ne halde olduğunu biliyor musun?" dedi çocuk mavi gözlerini kocaman açarak. "Seninle birlikte öldü o!"
Louis, Harry'nin aklına gelmesiyle dizlerinin üzerine çöktü ve kafasını yere eğdi. "Ne üzülmüştür değil mi.."
"Dinle."
Çocuğun dediği şeyle kafasını kaldırarak etrafa kulak gerdi. Duyacağı şeyden korkmuyor değildi. Bir kaç saniye sonra duyduğu çığlık sesiyle donmuştu.
Harry boğazı yırtılırcasına çığlık atıyor, ağlıyordu. Onun kendi ismini sayıklaması gözlerinin dolmasına sebep olurken kulaklarını sıkıca kapattı. Bunları duymak istemiyordu.
"Vücudunda her hangi bir yara kalmadı. Büyü işe yaradı sayılır ancak bedenin buna dayanamadı ve kalbin durdu." dedi çocuk yere çökerek. "Bir şansın daha var baba, bunu iyi değerlendirmek zorundasın. Bedenin sandığından daha güçlü."
"Geri dönebilir miyim? Harry'me kavuşabilir miyim?"
"Sen ateşin Tanrısısın baba, istersen her şeyi yapabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Devilish | Larry
Fanfiction"Louis," dedi Harry onu susturarak. "İstediğin zaman ışıkları söndür. Ben senin karanlığını da tanır ve severim." Vampir!Louis Vampir!Harry