0.1

256 133 389
                                    


    İyi okumalar.

  Genç dedektif  hastanenin demirlerle sarmalanmış büyük gösterişli kapısında durmuş, insanı büyüleyen yapıyı seyrediyordu.
  Bu kadar güzel bir yapının böyle ağır cinayetlere ev sahipliği yapması gerçekten de akıl alınası bir durum değildi.

  Gösterişli yapının bahçesine adımlayan genç kadın içinde oluşan ürpertiye anlam verememişti.
İzlendiği hissiyle rahatsız olurken, gözleri binanın bir penceresinde takılı kalmıştı.
Demin orda bir karartı gördüğüne emindi.
Yinede boş verip etrafi incelemeye başladı.

   Yem yeşil çimenlerin arasında oluşan patika yol , yaprakları sararıp dökülmekte olan ağaçlar , yakınlıkta olan ve yem yeşil çimenlerin ayrı bir hava kattığı göl burayı muhteşem kılıyordu.
İlerledikçe bitmeyen yol gerçekten de yormuştu genç kadını.

Sonunda yapının önüne vardığında kafasını kaldırıp uzunca izledi binayı.
Onu bekleyen olayların büyüklüğünün farkında olmayan dedektif izlendiğinin de farkında değildi.

  Kapıda beliren adamla düşüncelerinden sıyrılıp bir kaç basamaklık olan merdivenleri tırmandı.
Mesleğinden dolayı şüpheci yapısı olan  genç dedektif  daha ilk görüşte sevmemişti karşısındaki hafif kilolu adamı.
Adamda onu rahatsız eden her neyse yakında bulacağından emindi.

  "Alessi watson?"

"Evet..  Siz?"

  "Albert Atson.  Hasta bakıcıyım.
Baş hekimde sizi bekliyordu buyrun lütfen."

Adamın gösterdiği yoldan ilerleyen genç kadın gördüğü salonla adeta büyülenmişti.
  Özenle seçilmiş  pahalı olduğu her halinden belli olan tablolar , kitap raflarında her ciltten olan kitaplar ,
Duvardaki  farklı dekarasyonlar, büyük ahşap masa , büyüklüğüyle insanın başını döndüren merdiven gerçekten de çok hoş duruyordu.
  Beş kattan oluşan bu yapı insanı kendine hayran bırakıyordu.

  Merdivenlerden çıkarken bile hala etrafı izliyordu.
Sonunda merdiven bittiğinde geniş uzun bir koridorla karşılaştı.
Adam bir kapının önünde durduğunda dedektifin dikkatini  yazılar çekmişti.
    Dr . Anthony Lewis.

Adamın kapıyı bir kaç kez tıklatmasıyla içeriden tok bir ses duyuldu.

   "Gir."

"Bay Lewis bu dedektif Alessi Watson."

Bay Lewis elli yaşının ortalarında olmasına rağmen daha genç gösteriyordu.
Hafif kel olması ve kullandığı büy ölçüde ki gözlükler onda ayrı bir hava yaratıyordu.

"Bayan watson buyrun oturun lütfen."

Oturduğu deri koltukta rahatsızca kıpırdanan genç kadın adamı daha dikkatli incelemeye başladı.
Dikkatini çeken ilk şeyse adamın sağ ayağını sürekli titretmesiydi.
Bu durum daha çok stresli yada sinirli olduğun zaman oluyordu.

"Bir şey içermiydiniz?"

"Hayır teşekkürler.
Aslında konuya girsek daha iyi olur."

"Elbette. Albert sen çıka bilirsin."

Albertin odadan çıkmasıyla direk konuya girdi genç kadın.

"Bay Lewis son bir aydır hastanenizde gerçekten de ağır cinayetler işleniyor.
Şüpelendiğiniz biri varmı?
Yada gördüğünüz bildiğiniz bir şeyler?"

Genç kadın karşısındaki adamın neden bu kadar gerildiğine anlam verememişti.
  Burada bulunan her keste bir tuhaflık olduğunun farkındaydı.

"Bakın bayan watson hastanemin itibarı yerle bir oldu.
Hastanemdeki hasta bakıcılar ve diğer çalışanlar artık çalışmak istemiyor.
Ben gerçekten de katilin bulunmasını istiyorum."

"Peki sizce katil neden sadece hasta bakıcıları ve de çalışanları öldürüyor?
Hastalara asla dokunmuyor?"

"Inanın hiç bilmiyorum."

"Tamam son bir şey sora bilirmiyim ?."

"Tabi buyrun."

"Bu hastanenin geçmişinde cinayet işleyecek kadar büyük bir olay yaşandımı?"

Genç kadın karşısındaki doktorun ben beyaz olan yüzüyle bir şeyler sakladığını anlamıştı.
Karşısına nelerin çıkacağını düşünmeden edememişti.

"Hayır önemli bir şey yok."

Adamın yalan söylediğini bilse de çok üstünde durmadı .
Zaten en kısa zamanda her şeyi ortaya çıkaracağından emindi.

  "Tamam teşekkürler.Kalacağım odayı gösterirmisiniz?."

"Tabiki size yardımcı olması için bayan venessayı çağırdım.
Kendisi hasta bakıcı."

Bir kaç dakika sonra odaya giren kadını incelemden edememişti dedektif.
  Açık kahverengi saçları ,yeşil gözleri, pürüzsüz yüzüyle sanki bu hastaneye uyum sağlamıyor gibiydi.
Bu kadar güzel bir kızın neden bu hastanede çalışmak istediğini anlamamıştı.
Kızın gözlerine baktığında gördüğü karanlık adeta kanını dondurmuştu.
Neden böyle baktığına anlam veremesede şimdi düşünmesi gereken çok şey vardı. Bu yüzden boş vermeyi seçti.

  "Venessa  bayan watsona odasına kadar eşlik et lütfen.
Bir şeye ihtiyacı olursa da yardımcı ol."

"Tamam bay Lewis.
  Buyrun lütfen."

Odadan çıktıklarından beri kimseden çıt çıkmıyordu.
  Dedektif bu sessizliye bir son vermesi gerektiğini düşünüp bir kaç soru sordu genç kadına.

" Bayan Venessa?"

"Venessa demeniz yeterli."

"Tabi.  Venessa bana cinayetlerden bahs edermisin biraz?"

"Tabi. Genellikle sabah çalışanlar buluyordu cesetleri.
Bana denk gelen son cinayetti.
Gerçekten korkunçtu."

Dedektifin dikkatini çeken şeyse kadının korkunç kelimesini kullanırken bile suratındaki umursamaz ifadeydi.

"Peki bana cesetin durumundan bahsedermisin?"

" Cesetin kulakları yoktu.
Çok kötü bir şekilde dövülmüştü .
Bir de bıçakla bir kaç kez bıçaklanmış.
En sonundaysa intahar süsü verilmek için son kattan atılmış."

Bu kadar ağır bir ölümü hak edecek ne yapmış ola bilirdi ki.
  Fısıltısını kimsenin duymadığını sanan genç kadın iki kişinin onu duyduğundan bihaberdi.
 

  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  

Bölüm sonu.

 ÖLÜM ÇEMBERİ D17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin