0.7

129 96 139
                                    


  İyi okumalar...

Bodrum katına inen dedektif uzun bir kolidorla karşılaşmıştı.
  Bodrum katından ziyade mahseni andıran bu yer tek kelimeyle tüyler ürperticiydi.
  Dedektif zifiri karanlıkta ilerleyemeyeceğini anlayınca cebindeki küçük feneri çıkarmıştı.
Fenerin ışığı biraz olsun aydınlatmıştı her yeri.
Genç kadının dikkatini çeken ilk şey duvardaki resimlerdi.
  Kırmızı boyayla çizilmiş bu resimler fazlasıyla tuhaf ve korkunçtu.
  Bir kaç kafa tasının birleşmesinden çizilmiş bu resim daha çok hastaların çize bileceği bir şeydi.

Biraz daha ilerlediğinde bu kez gördüğü resim dahada ilginçti.
Duvarda boylu boyunca bir şeytan resmi çizilmiş ve siyaha boyanmıştı.
Şeytanın gövdesindeyse bem beyaz bir doktor çizilmişti.
Bu resim fazla tuhafına gitmişti dedektifin.
Çünki karşısında gördüğü bu resimde hasta kesinlikle bir şeyler ifade etmek istemişti.

Yine yürümeye devam ettiğinde bir kaç resim daha görmüştü fakat bu resimler fazla dikkat çekici değildi.
Yürümeye devam ettiğinde karşısına iki yol ayrımı çıkmıştı.
  Sağ kolidoramı yoksa sol kolidoramı dönse karar verememişti.
İç güdülerine güvenerek sol kolidora dönmüştü.
Biraz yürüdükten sonra duvarda gördüğü kanlı el izleri doğru yolda olduğunun kanıtıydı.

  Belinden çıkardığı silahı eline almış temkinli adımlarla yürüyordu.
Karşısına bir kaç kapı çıktığında duraksadı.
İlk öndeki kapı kulpunu çevirdiğinde kapı küçük bir gıcırtıyla açılmıştı.
Silahı elinde sıkıca kavrayıp temkinli adımlarla içeriye girdi.
Ama odada bir kaç tahta parçasından başka hiç bir şey yoktu.
   Odadan geri çıkıp diğer kapıya yöneldi.
O kapıyıda yavaşça açtığında bu keç burnuna gelen metalik yoğun koku  içeri girmesini engellemişti.
 

İçeride ceset olduğunu düşünen dedektif gördüğü görüntüyle yerinden kıpırdayamamıştı.
Odanın ortasında bir göleti andıran kan vardı.
Burada ne yaşanmışsa sonucu hiç iyi olmamıştı.
  Kan gölüne basmamaya çalışan dedektif biraz daha yürümüştü içeriye doğru.
   Duvarda kanla yazılmış yazılar kötü bir şeyler olacağının habercisiydi.

       Ölümün kokusunu beğendinmi dedektif.

  Kaşları çatılan dedektif anladığı gerçekle hızlıca yürüdü duvara doğru.
Dokunduğu kanın tazeliyi iyice sinirlendirmişti onu.
Katil  kukla gibi oynatıyordu onları.
Demek ki şu an katil de burdaydı.
Dahada önemlisi kurban az önce öldürülmüştü.
Kanın tazeliyi bunu açıklıyordu.
Tek sorun cesetin ortada olmamasıydı.

Eline aldığı telsizle haber vermek isteğen dedektif çekmediğini gördüğünde oflamadan edememişti.
Hiç bir şey yolunda gitmiyordu.
Buda hiç hoşuna gitmiyordu dedektifin.
   Bu odada fazla bir işi kalmayan dedektif diğer odaya geçmişti.
  Ama son odada da bişey bulamayınca bütün ümitleri tükenmişti.
Cesetin buradan çıkması imkansızdı.
Buralarda bir yerde olmalıydı.
Yada gözden kaçırdığı bir şeyler vardı.

Duyduğu tıkırtılarla kapının arkasına geçen dedektif katil olabileceğini düşünmüştü.
Silahı biraz daha kavrayan dedektif
Tıkırtıların uzaklaşmasıyla kapının arkasından çıkmış , yavaşca adımlamıştı kolidora.

Diğer odadan çıkan gölgeyle hızlıca üzerine  atlamış yere yuvarlamıştı adamı
Hesaplamadığı şeyse karşısındaki kişininde polis olup kendini savunacağıydı.
Alessi yerde Lucassa onun üzerinde uzanıyordu.
Bir birine şaşkınlıkla bakan ikili ne olduğunu anlamadan yine yakınlaşmıştı.
İlk önce kendine gelen Alessi olmuştu.

  ""Ne yapıyorsun sen !
  Sessiz gelişindeki amaç neydi?
Ya seni katil sanıp yaralasaydım?""

Alessinin ard arda sorduğu sorular gülümsetmişti genç adamı.
Bir kaç santim uzağında olan yüze yaklaşmış usluca öpücük kondurmuştu
yumuşak dudaklarına.
Neye uğradığını şaşıran dedektif beklemediği bu hareket karşısında dona kalmıştı.
  Genç adamın geri çekilmesiyle derin nefes alan Alessi gözlerinin tavana değmesiyle yüzüne büyük bir dehşet ifadesi yerleşmişti.
  Genç kadının yüzündeki ifadeyi gören lucas ne yapacağını bilememişti.
   İlk önce öpücüğü yüzünden bu halde olduğunu düşünse de sonra alnlayacaktı asıl sebebi.

 ÖLÜM ÇEMBERİ D17Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin