Spor salonunda işimiz bittiğinde neredeyse akşam olmuştu. Bu arada klüp üyeleriyle tanışmıştım. Hepsi çok iyi insanlara benziyordu. Onlarla karşılaştırınca Tsukki'nin kişiliğinin ne kadar bozuk olduğunu bir kere daha fark etmiştim.
Aklımdan geçen bu düşünceyle kıkırdadım.
"Neye gülüyorsun?"
"Hiç. Sadece gerçekten ne kadar pislik olduğunu tekrar fark ettim de." dedim yüzümü kırıştırarak.
İlk başta şaşkınlıkla bana baktı. Sonra önüne döndü. Yüzünde 'kızgınımsı' bir ifade vardı.
"Eğer bununla bir sorunun varsa peşimde dolanmayı kesebilirsin. Böylece ikimiz de rahat ederiz."
"Ah, tanrım! Ben bunu nasıl akıl edemedim!" diyerek elimi alnıma götürdüm.
"Bunu isteseydim şimdiye kadar defalarca seninle işim bitmişti."
Ona sarılmak için hareketlendiğimde elini hızla cebinden çıkardı ve sarılmamam için eliyle alnımı ittirdi. Kollarım havada kalmıştı.
"Kes şunu. Çocukça davranıyorsun."
"Çünkü ben çocuğum Tsukki. Sen de öylesin. Huysuz yaşlı dedeler gibi davranmana gerek yok." dedim geri çekilirken.
"Evet, evet. Her neyse." diyerek kulaklıklarını taktı. Ben de Shi chan'la konuşmak için biraz geriledim.
"Şuna bak! Bu tavırlarına sinir oluyorum."
"Şşş! Micchan. Seni hala duyabilir." dedi Shi chan gergince.
"Amaan duysa ne olacak? Huysuz dede!" dedim yumruğumu ona sallayarak. Bu sırada Shi chan ağzımı kapatıp beni tutmaya çalışıyordu.
Sakinleşince yumruğumu indirdim. Yere bakarak yürümeye devam ettim.
"Aslında, bu davranışları hoşuma gitmiyor değil." dedim gülümseyerek.
"Hatırlıyor musun? Küçükken çok daha tatlıydı. Tam bir bebek gibiydi."
Hatıralar kafamın içinde canlanmaya başlayınca gülümsemem daha da büyüdü. Shi chan sessizce beni dinliyordu. O da yere bakarak yürümeye başlamıştı.
"O zamanlar daha mutlu gibiydi. Şimdi ise hayattan hiç bir beklentisi olmayan yalnız ve mutsuz biri gibi. Bu beni çok üzüyor. Onun mutlu olmasını istiyorum. Hayatın tadını çıkarmasını istiyorum. Onun kalbinin hızlı attığını bilmek benim de kalbimi hızlandırıyor."
"Merak etme. O yalnız ve mutsuz değil. Sen varsın. Ben de yanınızdayım Micchan."
"Tabii ki öyle. Ve yanımızda olduğun için sana da çok minnettarım. Ama... Bilemiyorum işte. Aklından neler geçiyor acaba?" bakışlarımı yerden Tsukki'nin bize arkası dönük olan yüzüne kaldırdım. O ise aniden durdu.
"Ne oldu Tsukki? Neden durdun?"
"Yamaguchi burdan gitmiyor muydu?"
"Ah, evet. Gelmişiz. İyi akşamlar size."
"İyi akşamlar Shi chan." dedim ve gülümseyerek el salladım.
"İyi akşamlar." dedi Tsukki de.
Shi chan el sallayarak bizden ayrıldı. Biz de tekrar yola koyulduk.
Shi chan ile konuştuğumuz şeyleri Tsukki ile de konuşmak istiyordum ama bana kızabilirdi. Ayrıca canını sıkmak da istemiyordum. Derin bir nefes alıp verdim. Ağzımı konuşmak için araladım ama hiç bir şey söyleyemeden geri kapandı. Tekrar, bu sefer daha derin bir nefes aldım ve 'hoh' şeklinde geri verdim. Tsukki bunu duyunca kulaklıklarını çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|°|I'm in Love Again|°|
Fanfiction{Tamamlandı}... Tsukishima × oc "O kadar güzeldi ki baktıkça bakasım geliyordu, gözümü bile kırpmadan onu izlemek istiyordum." °°° "Daha önce de böyle güzel miydi bu kız? Böyle şairane miydi?" ... Tsukki'li bir şeyler işte, fazla bir şey beklemeyin...