Yirmi Dört

195 14 126
                                    

Birkaç yıllık timeskip

Taksiden heyecanla inip sokağın köşesinde beni bekleyen Shi chan'a kocaman sarıldım. Sarılırken de birbirimizi yanlara doğru sallıyorduk. Sanki ne kadar kıpırdanırsak özlemimiz o kadar dinecekti. Uzun bir aradan sonra tekrar yan yana gelmiştik. Birbirimizi çok özlediğimiz açıkça belli oluyordu. İkimizin de gözleri yaşlıydı.

"Çok özledim Shi chan! Çok özledim..." dedim burnumu çekerken.

"Ben de seni özledim Micchan!"

Uzun bir süre sarıldıktan sonra ayrıldığımızda Shi chan parasını vermeyi unuttuğum taksiyi işaret etti. Kendime kızarak parayı adama uzattım. Taksi gittiğinde tekrar Shi chan'a döndüm. Attığım bakışların anlamını biliyordu. Bu yüzden gülümsedi.

"Gel." diyerek koluma girdi.

Beni, köşeyi dönünce hemen soldaki bir kafeye götürdü. İçeri girer girmez diğerlerinden daha yukarıda olan sarışın kafa dikkatimi çekti. Sessiz adımlarla yanına yaklaştım ve nazikçe gözlerini kapattım.

"Bil bakalım ben kimim?" dedim sesimi değiştirmeye çalışarak.

Ellerimin altından ilk başta gözlerinin açıldığını sonra da dudaklarının gülümseyerek kıvrıldığını hissedebiliyordum.

"Bu kadar eskimiş bir şakayı yapabilecek ve sesinden onu tanımayacağımı düşünecek kadar aptal olan tek bir kişi tanıyorum sanırım."

Ellerimi çekip omzuna bıraktım ve yüzüne eğildim.

"Doğru bildin." diyerek gülümsedim.

Gözüme biriken yaşları görmemesi için ona kocaman sarıldım. Hem de yılların acısını çıkarırcasına...

"Tsukki..." dedim sessizce.

Gözlerimi sıkıca kapatmıştım çünkü açarsam gözyaşlarım şelale olup akacaktı. Tsukki'yi boğmak üzereydim neredeyse. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. O da kollarını bana sardığında gözlerimi açtım. Şaşkınlıktan gözyaşlarım bile donmuştu. Dudağımı ısırıp yüzüne bakmak için ondan ayrıldım.

"Tsukki... Bana ilk defa kendi isteğinle sarılıyorsun." dedim yaşlı gözlerle ona bakarken. Onun bana bu şekilde gülümseyerek baktığını hiç görmüş müydüm acaba?

"Bir bakayım, daha da uzamışsın." derken onu oturduğu sandalyeden kaldırdım.

"Sen hala kısacıksın ama." dedi alay ederek.

"Görüyorum ki hiç değişmemişsin. Ama şunu bilmeni isterim ki ben tam 4 santim uzadım." Baş parmağımla kendimi gösterdim.

"Otursana." diyerek bana da bir sandalye çekti Shi chan.

Hepimiz oturunca sohbete başladık.

"Ee neler yaptınız? Neler değişti buralarda ben yokken."

"Buralar aynı. Sen ne yaptın? Osaka nasıldı? Oraya alışabildin mi? Bizi özledin mi?"

"Yavaş ol Shi chan." dedim gülerek. Sonra da önüme dönüp masadaki çizikleri izlemeye başladım.

"Açıkçası Osaka... Güzeldi. Orda buz pateni pisti bulmak daha kolaydı."

"Buz patenine devam ettin mi?"

"Evet ama pek eğlenceli sayılmazdı. Galiba siz olmayınca benim için hiç bir yer eğlenceli olmuyor."dedim kıkırdayarak.

Shi chan aniden ayağa kalkıp toparlanmaya başladı.

|°|I'm in Love Again|°| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin