Bütün dersler bitmişti ve bugün klüp aktiviteleri yoktu. Ben kitaplarımı çantama koyarken Tsukki çoktan hazırlanmış ve yanıma gelmişti. Hazırlanmayı bitirip ne diyeceğini duymak için Tsukki'ye döndüm.
"Yamaguchi'yi ziyarete gidelim mi?"
"Ben de sana onu diyecektim. Ara bakalım, istediği bir şey var mıymış?"
Beraber merdivenlerden inerken Tsukki de telefonunu çıkarıp bizim hasta oğlanı arıyordu.
"Yamaguchi sana geliyoruz. İstediğin bir şey var mı?"
Tsukki'nin dibine girip Shi chan'ın ne dediğini duymaya çalıştım. Ama pek bir şey anlamadım. Tsukki telefonu kapattığında cevabını dinlemek için biraz geri çekildim.
"Bir şey istemiyor. 'Siz gelin yeter' dedi."
Okuldan çıkıp yolda yürümeye başladığımızda bugün olanları düşünüyordum. O manyak kızı Tsukki'ye anlatmalı mıydım? O kız cidden başıma bela mı olacaktı? Daha da önemlisi Tsukki'yi rahatsız eder miydi? Ne yapmalıydım? Tsukki için en iyisi neydi?
"Hey, sesi duyuyor musun?"
Bir anda kafamı kaldırıp etrafa bakındım. Tsukki'nin bahsettiği sesi duymaya çalıştım. Ortalık oldukça sessizdi. Güneşe veda eden kuşların uzaklardan gelen cıvıltıları dışında pek bir ses yoktu.
"Ben bir ses duymuyorum."
"Aynen, sanki her zaman ortalıkta gürültü yapan birileri bugün sessiz gibi." diyerek her zamanki suratıyla bana eğildi.
'Pff' diyerek onu ittirmeye çalıştım ama dengesi bile bozulmadı. Bunu umursamadan yola devam ettim. Ama Tsukki'nin bir yandan da bana baktığını hissedebiliyordum.
Ben düşünmeye dalmışken bir anda Tsukki'nin yanımda olmadığını fark ettim. Sağıma soluma baktım ama göremedim. Tam endişelenmeye başlayacaktım ki arkamdan biri seslendi.
"Arkandayım, salak!"
Arkamı dönüp birkaç metre uzağımdaki Tsukki'yi görünce rahatlamıştım. Nerde olduğumu anlamaya çalışırcasına tekrar etrafa bakındım. Shi chan'ın evini geçmiş, gidiyordum. Utanarak geri geri geldim.
"Niye uyarmadın?" dedim çok hafifçe koluna vurarak.
"Çok düşünceli görünüyordun. Nereye kadar gideceğini merak ettim." dedi kıkırdayarak.
Kızgın surat yapmaya çalışıyordum ama Tsukki'nin gülmesine karşı gelemedim. Ben de kıkırdamaya başladım. Bu sırada kapının önüne gelmiştik. Zili çalıp biraz bekledik. Kapıyı Shi chan'ın annesi açtı. Eğilerek selam verdik ve izin alıp içeri girdik. Koşa koşa odaya çıktım.
"Shiiii chaannn!"
Hızla kapıyı açtım ve yatakta yatan koyu saçlı oğlanın boynuna sarıldım. Tsukki de arkamdan geliyordu.
"Bir kapıyı çalsaydın önce." diyerek içeri girdi.
"Hoş geldiniz." dedi gülümseyerek Shi chan. Burnu tıkalı olduğu için sesi tuhaf çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|°|I'm in Love Again|°|
Fanfiction{Tamamlandı}... Tsukishima × oc "O kadar güzeldi ki baktıkça bakasım geliyordu, gözümü bile kırpmadan onu izlemek istiyordum." °°° "Daha önce de böyle güzel miydi bu kız? Böyle şairane miydi?" ... Tsukki'li bir şeyler işte, fazla bir şey beklemeyin...